Bazı kitaplar vardır, zamanını aşar. Niccolò Machiavelli'nin 1513 yılında yazdığı "Prens" işte böyle bir eser. Avrupa, mutlak kralların gölgesinde debelenirken, Machiavelli ortaya bir gerçek koydu; "İktidar erdemle değil, güç ve algıyla kazanılır."
Bugün, 500 yıl sonra dünya haritasına şöyle bir baktığınızda, Machiavelli'nin satırlarının toz tutmadığını, tam tersine parladığını görüyoruz.
Güç, algı, gerçeklik ile modern prensler
Donald Trump'ın Twitter üzerinden dünya liderlerini hizaya soktuğu, Elon Musk'ın "X" platformuyla kamuoyunu yeniden şekillendirdiği, Vladimir Putin'in otokratik rejimiyle "güçlü lider" arzusunu diri tuttuğu, Orban'ın Avrupa'nın ortasında "illiberal demokrasi" kurduğu, Erdoğan'ın yıllar boyu kendi kitlesiyle kurduğu duygusal bağı kullanarak iktidarını konsolide ettiği bir çağda yaşıyoruz.
İşte bu çağda, Machiavelli'nin "Amaca giden her yol mubahtır" öğüdü, daha önce hiç olmadığı kadar gerçek haline geldi.
Siyaset artık sadece sandıktan ibaret değil; medya mühendisliği, algı operasyonları, sosyal medya trollüğü, suni krizler ve güç gösterileri siyasetin asli parçaları haline geldi.
Evet, bugünün "Prensleri" artık sadece saraylarda değil, ekranların arkasında da hüküm sürüyor.

Türkiye'de Machiavelli Rüzgarı: Erol Olçok'un Gölgesi

Türkiye özelinde, "Prens" felsefesinin modern bir yansımasını, AKP'nin uzun yıllar boyunca seçim kampanyalarını yöneten ve bir anlamda Erdoğan’ın siyasal imaj mimarı olan Erol Olçok üzerinden de okumak mümkün.
Erol Olçok, bir reklamcı değildi sadece. O, iktidarın dili, duygusu, ritmi ve hikâyesiydi. Onun ölümünden sonra AKP'nin kampanya gücünde gözle görülür bir zayıflama yaşandı. Mesajlar tutarsızlaştı, kitlelerle kurulan duygusal bağ gevşedi.
Çünkü Olçok, bir Machiavellist gibi halkın psikolojisini okuyor, korkularını, umutlarını, inançlarını aynı anda kucaklayan bir dil kuruyordu. Ölümüyle birlikte bu "prensvari" strateji eksildi.
Bugün baktığımızda AKP, bir zamanlar yönettiği algı dalgasının altında kalıyor.
Sosyal medya çağında iletişim artık bir silah. Machiavelli'nin döneminde iktidar saraylar ve surlarla korunuyordu. Bugün ise Twitter, Facebook, Instagram, YouTube gibi dijital platformlar yeni saraylar oldu.
Siyasetçiler artık tweet'lerle tahta oturuyor, retweet'lerle tahttan indiriliyor.
Spekülatif kampanyalar, troll orduları, yapay skandallar... Tüm bunlar paranın ve iktidarın birleşimiyle yönetiliyor.
Bir zamanlar "silah ve kale" üzerine yazan Machiavelli, yaşasaydı herhalde bir ek bölüm daha açar, "Bilgi ve algı savaşı" diye adlandırırdı.
Bugün özellikle Orban'dan, Trump'a, Putin'den, Erdoğan'a kadar farklı coğrafyalarda görülen "kültürel savaş" stratejileri de bunun bir parçası:
* Gerçeklik esnetiliyor.
* Korkular köpürtülüyor.
* Öfke organize ediliyor.
Ve böylece demokrasinin formaliteleri korunarak, özüne saldırılıyor.

Machiavelli'den Bugüne Uzanan Dersler

Machiavelli’nin satırları, günümüz için hâlâ geçerli. İşte birkaç unutulmaması gereken ders:

"Bir lider, gerektiğinde zalim olmayı bilmelidir." – Çünkü dostluklar, iktidardan hızlı çözülebilir.

"İnsanlar borçlarını unutur, hakaretleri unutmaz." – İktidarın hafızası değil, halkın hafızası belirleyicidir.

"Görünüş, gerçeğin yerini alabilir." – Algı, çoğu zaman gerçeğin önündedir.

"Güç, sadece ele geçirilmez; sürekli korunmalıdır." – İktidarı almak yetmez, her gün yeniden kurmak gerekir.

"Bağışlamak büyüklük değil, zayıflıktır." – Gücü göstermezseniz, size boyun eğilmez.

"Yeni düzenler kuranlar, eski düzenlerin düşmanlığını kazanır." – Eski yapılar, değişimi her zaman tehdit olarak görür.


Machiavelli'nin siyaset teorisi, adeta bugünün dünya haritasına, haber akışlarına ve liderlik modellerine ışık tutuyor. Günümüz Prensleri, bu dersleri uygulayarak iktidarlarını sürdürmeye çalışıyor. Bu bağlamda baktığımızda, Machiavelli'nin mirası, sadece bir kitap değil, aynı zamanda bugünün siyasetini şekillendiren güçlü bir kılavuz olarak karşımıza çıkıyor.

Bugün ülkeleri yönetenler değişmiş olabilir.
Kimi takım elbise giyiyor, kimi spor ceket, kimi üniforma.
Ama kullandıkları yöntemler hâlâ Machiavelli’nin 500 yıl önce yazdığı Prens'ten ilham alıyor.
Ve galiba en acı gerçek şu;
Değişen sadece liderlerin şekli; halkların kolay manipüle edilebilirliği baki kalıyor.
Yani 500 sene önceki Machiavelli’nin Prensleri hala yıkılmadılar, başımızdalar.