Bugün Akit Gazetesi yazarının Kitap Fuarı'yla ilgili yazdığı yazıyı hayretler içinde okudum.
Üzüldüm…
Bu mesleği 20 yılı aşkın bir süredir yapmaya çalışan biri olarak kahroldum.
Yılardır okuduğum, bazı yazılarını beğenmediğim, bazılarını ise takdir ettiğim bir yazarın nasıl bu kadar sığ düşündüğüne inanamadım.
Sözde Büyükşehir Belediyesi sol görüşlü yazarların da bulunduğu kitap fuarına destek veriyormuş!
Bu bir tezatmış!

Bak kardeşim;
Burada herkes var. Her görüşten yazar da var, yayınevi de. Şehir var burada. Aileler var. Veliler, öğrenciler var.
Ak Partilisi de var, MHP’lisi de var, CHP’lisi de…
Manisalılar var…

En nihayetinde burası bir kitap fuarı.  
Bu fuara şehrin MHP’li Büyükşehir Belediyesi’nin, şehrin Ak Partili Şehzadeler Belediyesi’nin, Ticaret ve Sanayi Odası’nın, Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin, çeşitli kurum ve kuruluşların, şehrin eşrafının, şehrin sivil toplum kuruluşlarının destek olması kadar doğal bir şey olabilir mi?  
Hangi kitap fuarı yazarların siyasi görüşlerine göre dizayn edilmiş?
Sen ne diyorsun böyle?
 
Bu bir kitap fuarı. Buradaki muhafazakar yazarların nasıl üzüldüğünü keşke görseydin. Burada en zengin dini neşriyatlardan tutun, Zeytindalı ve 15 Temmuz destanını anlatan kitapları okuyucuyla buluşturan onca yayınevi var. Senin bu yazdıkların karşısında nasıl da kahrolduklarını keşke görseydin.
 
Keşke göremeyen herkes görse…
Dün yazar Ahmet Ümit’e kitabını imzalatmak için sırada bekleyen onlarca başörtülü kızımızın heyecanını görseydiniz keşke.
Bu bir zenginliktir. Nasıl ayıpmış gibi, marjinalmiş gibi gösterilir?  
 
Ve ben inanıyorum ki, tam bir kitapsever olan Sayın Valimiz başta olmak üzere, Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ve ilgili herkes bu fuarı bir kez gelip gezse çok şey değişecektir.  
 
Öğrencilerin, eğitimcilerin, çocuklarımızın bu fuara gelmemesi kadar üzücü bir şey olamaz. Burada on binlere kitap var, eser var. Fatura çocuklarımıza, gençlerimize çıkıyor. Yapmayın.
Onların bir günahı yok. Gördes'in, Selendi'nin, Sarıgöl'ün en ücra köyünde fuara gideceğiz diye heyecanlanan sonra da hayal kırıklığı yaşayan öğrencinin psikolojisini düşünün.
Varsa bir yanlış anlaşılma, varsa bir ön yargı düzeltilebilir. Diyalog kurma çabaları ortada. Yanlışta ısrar en kötü seçenektir.
Ve hepimizi üzüyor…