Gazeteci yazısını yazarken dine, dile, ırka bakmaz. Gazeteci olayın ne olduğuna bakar. Gazeteci Müslüman da olsa Yahudi de olsa başka bir dinden de olsa yazısını yazarken vicdanının sesini dinler.
Bütün dünyanın gözleri önünde, en az daha öncekiler kadar vahşice, hunharca ve acımasızca işlenen bir İsrail katliamını birçok ülke görmüyor. Batı görmezlikten geliyor. Ya sözde Müslüman devletler! Türkiye ve birkaç ülkenin dışında bu işe karşı duran yok. Satılmış bazı Arap devlet başkanları İsrail’in yanında saf tutarak koltuklarını koruma derdindeler.
O koltuklar onlara mezar olacak.
Yahudi katliamı tüm hızıyla devam ederken tepkisiz kalan dünyaya belki de en anlamlı cevap bir Yahudi’den geldi. Yahudi de olsa bir gazeteci dili döndüğünce bu katliamı dile getiriyor. Hatta çağrıda bulunuyor;
“Durdurun bu kan banyosunu”
Ne kadar anlamlı…
Milyonlarca Müslümanın çağrısından daha etkili, daha güçlü. Çünkü çağrıyı yapan onlardan biri. Bir Yahudi.  
Bugün biz ne yazsak boş. Yahudi gazeteci bakın bu katliama sessiz kalan sözde Müslümanlara inat neler yazmış;
İsrail gazetesi Haaretz’de bugün yayınlanan bir makale;
“İsrail’in kendi sınırını savunma hakkı kimse tarafından tartışılmaz ancak bu sınırı geçmeye çalışan herkese canının istediğini yapabileceği anlamına gelmez. Bir buçuk aydır silahsız insanlar tarafından yapılan gösteriler onlarca ölüm ve binlerce yaralıyla sonuçlandı. Gazze'deki bu gösteri haftalarında Hamas ve diğer direniş hareketleri İsrail'e roket fırlatmaktan kaçındı. Hiçbir İsrail askeri ya da yerleşimcisi yaralanmadı. Diğer taraftan İsrail, silahsız kişilere karşı keskin nişancı ateşi ve ateşle karşılık vererek onları öldürdü veya sakatladı."