Daha bir yıl öncesine kadar gariban-zengin, orta direk, işçi, memur, herkesin rahatlıkla satın alabildiği, çarşı pazar her yerde çuval çuval bulunan bir sebzeydi. Ne olduysa son bir yılda oldu. Eskiden yani 2014’te, yani daha 1-2 yıl önce kilosunu 1 TL’de

Daha bir yıl öncesine kadar gariban-zengin, orta direk, işçi, memur, herkesin rahatlıkla satın alabildiği, çarşı pazar her yerde çuval çuval bulunan bir sebzeydi. Ne olduysa son bir yılda oldu. Eskiden yani 2014’te, yani daha 1-2 yıl önce kilosunu 1 TL’den aldığımız patates 3-4-5 TL’ye kadar yükselince artık köşe yazısına konu olmayı hak etti! Zaten sokağın gündemi çoktan patates!!! Bir de domates var ki sormayın. Geçen gün markete girip manav reyonundan 2 kilo domates alıp, kasaya ilerledim. Kasiyer hemen tarttı ve bir çırpıda 2 kilo domates için “10 TL”lik etiketi poşete yapıştırıverdi. Eee hata bende, doldururken poşete insan fiyatına bakar ya da sorar. Aslında baktım ama yazmıyordu. Onlar da farkında bir kilo domatesin 5 TL olamayacağının! Belki de bu yüzden yazmamışlardır fiyatı. Tabi şoku üzerimden atıp eskiden, neredeyse pazar ihtiyaçlarımın yarısını aldığım 10 TL’yi pişmanlıkla karışık kasiyere uzattım. O da parayı keyifle alıp diğer 10 TL’lelerin yanına yerleştirdi. Bense 2 kilo domatesi 10 TL’ye almış olmanın ezikliğiyle evin yolunu tuttum. Şuan eminim bir kilo domatese 5 TL vermesi imkansız çok insan var. Ne yapacaklar ne yapıyorlar? Bu konuda genel bir pahalılık olduğu kanısında değilim. Ama belli ürünlerde komisyoncular ciddi paralar kazanıyor. İsyanım buna... Eğer ben domatese 5 TL, patatese 3.5 TL verirken kazanan üretici oluyorsa çok da kızmam. Ama durum farklı. Bakın Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci bugün patatesle ilgili ne demiş: “Patates fiyatlarında da son 1 yılda ciddi artış var son iki ayda da bir spekülasyon var. İhtiyaç duyacağımızı zannetmiyorum ama hazırlıklarımızı yaptık. Gerekirse, üreticinin elinden 1 liraya çıkıp, tüketicinin eline 5 liraya varan patatesi, eline alanların elinde patlatacak, onlara dünyanın kaç bucak olduğunu öğretecek noktaya gelmiş bulunuyoruz." Korkunç bir oran bu! Üreticiden 1 liraya alınıp tüketiciye 4-5 liraya satıyorlarmış! Komisyona bak… Sanki patates çamurlu tarladan alınıp bir işleme tabi oluyor? Hani çiğ sütü alıp işleyip paketleyip 3 katına satıyorlar ya! Bunda o da yok. Bildiğiniz çamurlu patates. Vardığım nokta şu; Tam anlamıyla komisyoncular cennetiyiz. Hükümet ekonomiyle ilgili birçok alanda başarılı, hakkını her zamanki gibi teslim ediyorum. Ancak bu konuda çok pasif kalıyor. Yani aracılar, komisyoncular cirit atıyor. İstedikleri gibi fiyat belirliyorlar. Bahane hazır; hava şartları, Ramazan falan filan. Hemen her şeyi fırsata dönüştürüyorlar. Patates bir yıldır böyle. Sayın Bakan hala önlem almayı düşündüklerini söylüyor. Fiyatların vatandaşa bu şekilde yansıtılmaması gerekirdi, bu sağlanabilirdi. Ama olmadı. Patates patates olmaktan çıktı, pazarın en değerli sebzesi oluverdi. Keşke patatesin dili olsa da konuşsa. Keşke anlatabilse şu bazı komisyoncuların oyunlarını. Konu patates olunca aklıma o fıkra geldi. Temel ve Dursun askere giderler. Bizimkiler en iyilerin seçileceği tatbikata aday olarak giderler. Tatbikatın ana konusu kamuflajdır. Temel, dursun ve diğer adaylar tatbikatın olacağı meydana toplanır. Askerlerden istenen bu boş arazide en iyi kamuflajı yapmaktır. Askerler dört bir yana dağılarak, saklanmaya başlarlar. Temel ve Dursun saklanmaya çalışırken iki tane boş çuval bulurlar. Temel birine Dursun birine girer. Diğer askerlerin denetimi bitmiş sıra bizimkilere gelmiştir. Komutan Dursun’un çuvalının başına gelir. Çuvala bir tekme atar. Dursun havv, havv diye bağırır. Komutan içinden "aferin, iyi kamuflaj yapmış” diye mırıldanır. Sıra Temel’in çuvalına gelir ve ona da bir tekme atar. Çıt yok. Bir daha tekme gene çıt yok. Komutan dayanamaz ve öyle bir tekme vurur ki temel acısından taklidini yaptığı şeyin ismini haykırır. PATATES!!! PATATES!!! Allah’a emanet olun…