Son günlerde art arda düzenlenen konserler, etkinliklerle Manisa hareketli bir hafta geçirdi. Eski garajda kurulan dev sahne, sanatçılar ve kalabalık tam bir kültür şölenine dönüştü. Böyle dev bir etkinliğin basın ayağı oldukça zayıf kaldı.
Basın mensupları için çekim alanı ayrılmaması organizasyonun “dev”liğine pek yakışmadı. Örneğin ben bu köşe yazısını sabah saat 10.00 civarında yazarken, Ferhat Göçer’in akşam sahne aldığı konser haberi henüz yoktu. Servis de edilmemişti.
Tanıtım ayağı biraz zayıf kaldı.
Kültür Yolu Festivali sekiz ay boyunca 20 şehirde devam edecek. O illerin arasına Manisa’nın da dahil edilmesi şehre hareket getirdi. Bu konuda Kültür Bakanıyla kim diyalog kurup organizasyona Manisa’yı ekletmişse bravo.
Etkinlik boyunca bir milletvekili ön plana çıktı.
Mücahit Arınç.
Hatta diğer milletvekillerine davetler de Mücahit Arınç’tan gitti.
Bu durum CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu’nun da dikkatini çekmiş. Tabi hemen açıklama geldi.
Bakırlıoğlu bu durumla ilgili; “AKP Manisa Milletvekili Sayın Ahmet Mücahit Arınç’tan, TBMM’deki makam odama içinde Manisa’mızın birbirinden güzel ürünleri bulunan bir hediye paketi gelmiş. Sayın Vekilimize teşekkür ederim…
Ürünlerin yanında bu davetiye de çıktı:
17-25 Mayıs tarihleri arasında Manisa’da yapılacak olan “Kültür Yolu Festivali”ne bir davet…
Sayın Vekil, “Bu büyük kültür buluşmasına katılmaya davet etmekten onur duyarım.” diye bitirmiş davetiyeyi…
Benim bildiğim, bu Kültür Yolu Festivallerini Kültür ve Turizm Bakanlığı düzenliyor.
Bu sene bir değişiklik mi oldu?
Değişiklik olmadıysa, Sayın Vekil Bakanlığın etkinliğine hangi hakla bizi davet ediyor?
Bakanlıktan bugüne kadar bize bir davetiye gelmedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bu işe ne diyor?” dedi.
Mücahit Arınç’tan buna farklı bir cevap geldi:
“Sayın Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu‘nun Kültür Yolu Festivali için yaptığım daveti konu alan sosyal medya paylaşımını üzülerek gördüm.
Bu paylaşımdaki ifadeleri objektif bir göz olması bakımından kapasitesi henüz insan zekasının yanından bile geçemeyecek yapay zekaya sordum ve değerlendirmesini istedim.
Takdir kamuoyunun…”
Arınç, açıklamanın sonuna da yapay zekanın verilerini bıraktı.
Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu’ndan Arınç’a bir cevap daha geldi.
Ben konuyu uzatmama adına asıl meseleye geçiyorum. Bu karşılıklı açıklamaları burada tekrar hatırlatmak istememenin sebebi de aslında yapacağım analizle ilgili.
Yapılacak ilk yerel seçime daha çok var. Ama çalışmak için çok uzun bir zaman dilimi değil bu. Hele işin sonunda Büyükşehir Belediye Başkanlığı varsa…
Mücahit Arınç, milletvekilliği gibi siyasette çok önemli bir makamda yer alıyor. Bülent Arınç’ın bu sürecin yaşanmasında büyük etkisi var. Ama bundan sonra Mücahit Arınç kendisini ispat etmek istiyor. Bunun için belediye başkanlığı en değerli fırsat!
Bir dahaki yerel seçimde Cumhur İttifakı’nın yeniden Cengiz Ergün’ü aday göstereceğini pek sanmıyorum. Bu durumda AK Parti içinden bir isim ön plana çıkacaktır. An itibarıyla en istekli isimlerin başında Mücahit Arınç geliyor.
Arınç bu arzusunu saklamıyor zaten.
Bunu hedeflediği de davetiye mevzuunda açıkça görülüyor. Bu davet partinin grup başkanvekili Bahadır Yenişehrilioğlu’ndan da gelebilirdi. Ama Arınç başından beri Kültür Yolu Festivali için ev sahibi isim olarak öne çıktı.
Bu da halkla buluşma, seçmene kendisini tanıtması ve Manisalıların sempatisini kazanması noktasında mantıklı bir sahiplenme ve fırsat olabilir.
Eğer Mücahit Arınç parti içinde de bir kabul görürse bu iş adaylığa gider.
Peki Arınç aday olursa, Ferdi Zeyrek de ikinci kez aday olursa kim kazanır. Öyle bir soru sordum ki kendi kendimi de zor durumda bıraktım.
Ama bir çıkış noktam var.
Aslında Mücahit Arınç’ın aday olması siyasi hayatı açısından büyük risk taşıyor. Kazanırsa tamam. Önü açık… Ama kaybederse siyasi hayatı bitebilir. Bülent Kar, Hüseyin Tanrıverdi örneklerini vermeme gerek yok herhalde.
Ama bu kim kazanır sorusunun cevabı değil.
Devam edelim…
Mücahit Arınç’ın adaylığının kesinleşmesi durumunda rakibi büyük ihtimalle Ferdi Zeyrek olacak. Bu gerçekleşirse yarış iki parti ya da ittifakın adayları arasında geçer.
Ferdi Zeyrek son yerel seçimde 500 binin üzerinde oy aldı. Bu gücünü korursa zaten karşısına kim çıkarsa çıksın matematiksel olarak fark etmez. Ancak seçim bu. Ne ekersen onu biçersin kuralı her daim devrededir.
Yani “kim kazanır” sorusunun cevabı Ferdi Zeyrek’in yapacağı veya yapamayacağı icraatlara bağlı. Bir bakıma 500 bin oyun verdiği özgüvenle başkanlık koltuğunda oturan Zeyrek, maçı önde götürdüğü sürece avantaj da onda olacak. Ama hata yaparsa rakibine şans doğar.
Ve seçim matematiği hiçbir şeye benzemez. Siz 100 bin oy kaybederseniz rakip 100 bin kazanır. Mesela Ferdi Zeyrek’in 500 bin oyunun 100 bini rakibe giderse durum bir anda kafa kafaya gelir.
Ve Ferdi Zeyrek açısından en büyük risk, kendisine Cumhur ittifakından gelen oylardır. Çünkü önceki seçimlere baktığımızda, Cumhur İttifakı’nın oyu 450 binlerden son yerel seçimlerde 250-260 binlere geriledi. CHP’nin oyu 250 binden 500 bine çıktı.
Bunun Türkçesi şu: Ferdi Zeyrek’in aldığı oyların neredeyse yarısı ödünç oy. En ufak hata oyların adresini değiştirir.
Bu durumda Ferdi Zeyrek’in yapacağı işler, hatalar, sevaplar bir dahaki seçimde hem rakibinin hem de kendisinin siyasi geleceğini şekillendirecek.
Ve büyük bir sürpriz olmazsa seçimlerde Zeyrek-Arınç kapışmasına şahit olacağız.
Ha bu arada ikili arasındaki mücadelenin çoktan başladığını da hatırlatayım...