Bazı yazarlar vardır, sadece karakterleri değil, şehirleri de konuşturur. Nasıl ki Stephen King'in Bangor Main'i, Thomas Hardy’nin Wessex’i, Yaşar Kemal’in Çukurova’sı varsa, artık Engin Topuz’un Manisa’sı da var.
Yeni romanı “Bir Haziran Sabahı”, okuru bir sınav sabahına götürüyor. Üniversite sınavına giren gençler okul kapılarında, aileleri ise parkta, banklarda… Pandemi günlerinin maskeli, mesafeli, tedirgin atmosferi içinde Sevgi adındaki bir anne, kızını beklerken yalnızca bugünü değil, kendi geçmişini de sorguluyor. Eşini kaybetmiş olmanın yarattığı derin boşluk, annesinin giderek artan yalnızlığı, kızının geleceğine dair umut ve kaygılar hepsi bir park bankında, bir haziran sabahında düğümleniyor.
Roman, dışarıdan bakıldığında sıradan görünen bir günü, aslında bir hayatın en yoğun hesaplaşmalarına dönüştürüyor. Engin Topuz’un kaleminde Manisa, yalnızca bir fon değil; okuluyla, parkıyla, insanıyla, belleğiyle başlı başına bir kahraman. Şehrin ağaçları, kahveleri, sokakları Sevgi’nin iç dünyasıyla birleşerek romana güçlü bir yerellik ve evrensellik katıyor.
Benim için bu romanın ayrı bir anlamı var. Çünkü Engin yalnızca bir yazar değil, 35 yıllık dostum. Onun yazarlığındaki en büyük erdemlerden biri, köklerine bağlılığı. Kalemini Manisa’nın toprağına, havasına, insanına değdirmeyi hiç bırakmadı. “Bir Haziran Sabahı”nda da görüyoruz ki bu şehir, Engin’in satırlarında nefes alıyor. Bir diğer romanı Flanör de olduğu gibi.
Şimdi sıra, bu emeği ve bağlılığı kutlamada.
📌 20 Eylül Cumartesi günü, 14.00–17.00 saatleri arasında, Manisa Kültür Merkezi Fuaye’sinde Engin Topuz yeni romanı için tanıtım ve imza etkinliği gerçekleştirecek.
Bu sadece bir imza günü değil, bir kentin kendini satırlara döken yazarıyla buluşması olacak. Romanın sayfalarında karşılaştığımız o parkta oturan veliler, sınav telaşı yaşayan gençler, kayıplar ve umutlar; belki de orada, sohbetlerimiz dahil olacak ve yeniden canlanacaklar.
“Bir Haziran Sabahı” bize şunu hatırlatıyor: Hayatın en sıradan görünen anları, aslında en derin hesaplaşmalara gebedir. Ve edebiyat, bu hesaplaşmaları görünür kıldığında bir şehrin, bir toplumun aynasına dönüşür.
20 Eylül’de gelin, hem bir romanı hem de bu kentin hafızasına emek vermiş bir yazarı birlikte selamlayalım. Manisa hikâyesinin kahramanları olarak yazarımızla buluşalım.