Manisa verimli toprakları ile sadece Türkiye'nin değil dünyanın en verimli ovalarından birine sahip. Bu şehirde her şeyin en kalitelisi en lezzetlisi yetişiyor.

Üzüm, pamuk, tütün, kiraz, mısır, zeytin, karpuz, kavun, domates ve daha niceleri.

Hatta size uç bir örnek vereyim. Fıstığın bile kalitelisi üretiliyor burada. Antep'ten buraya gelip fıstık topluyorlar. Son Antep fıstığı diye satıyorlar.

Yani anlayacağınız taşından toprağından adeta bereket fışkırıyor Manisa'nın.

Çok değerli topraklar üzerinde yaşıyoruz.

Bilmiyorum farkında mıyız ama sadece tarım ürünlerinde değil, yeraltı zenginlikleri bakımından da muhteşem bir şehir Manisa. Soma'da kömür, Salihli’de termal enerji, Gördes'te nikel var. Kula'da volkanik kalıntılar.

Manisa'nın çeşitli noktalarında rüzgar ve güneş enerjisi var.

İnanın detaylandırırsak çok uzun bir liste çıkar ortaya.

Bu verimli topraklarda ne ekersen en kalitelisini biçersin.

Aslında bu ürün listesinde bir çeşit daha var sanki. Sanki diyorum çünkü henüz emin değilim.

Kenevir...

Manisa'nın dört bir yanından kenevir operasyonu haberleri geliyor. Her gün mutlak 2-3 haber mail adresimize düşüyor.

Bunun iki nedeni olabilir.

Ya kenevir operasyonları arttı, drone destekli olduğu için eskisinden daha çok tespit yapılıyor.

Ya da kenevir ekimi eskiye oranla çok ciddi miktarda arttı!

İki ihtimalden biri...

Eğer birinci ihtimalse, ki inşallah öyledir, sıkıntı yok. Operasyonların teknoloji desteği ile artırılması kaçak ekimleri önüne geçer.

Ama bu artışın, bu dikkat çeken durumun nedeni ikinci ihtimalse o zaman ahvalimiz düşündürücü.

Çünkü kenevirin belli bir bölümü esrar yapımında kullanılıyor. Ve çok kenevir ekimi demek çok fazla uyuşturucu demek.

Şimdi elimizde bir rakam yok. Keşke Jandarma bu konuda geçmiş yıllarla kıyas yapıp bir istatistik verebilse.

Ancak görünen net bir şey var. Eskiye oranla gelen kaçak kenevir ekimi haberleri 4'e 5'e katlandı.

Bazıları oldukça ilginç. .

Mezarın üzerinde kenevir ekenden tutun da kiraladığı mısır tarlasını, ölen kayın babasının evinin bahçesini hatta Gediz'in çevresini kenevirle donatanlara kadar.

Bu normal değil.

Görünen tablo hakikaten düşündürücü.

Diğer illerde durum nedir bilmiyorum. Ama bildiğim kadarıyla kenevir ekimi nedeniyle yakalanan veya göz altına alınıp mahkemeye çıkarılan kişilerin çoğu serbest bırakılıyor.

Yani kenevir ekiminin karşılığında caydırıcı bir ceza yok.

Hal böyle olunca özellikle temmuz ve ağustos aylarında kenevir haberleriyle kaynıyor her taraf.

Bu işin içinde muhtemelen ciddi paralar da dönüyor.

Lafı nereye getireceğim...

Manisa tarımda Türkiye'nin ilk 10 ili arasında. Yoğun gelen kenevir operasyonları haberleri bir taraftan memnun edici. Jandarmanın, polisin çok başarılı operasyonları var, buradan alkışlıyorum onları. Ama diğer tarafta bu kadar çok ekim olması endişe verici.

Tespit edilemeyenler var mı?

Varsa ne kadar?

Kaç dönüm, kaç kök?

Dünyada uyuşturucu üretimin en önemli merkezlerden biri Afganistan'dır. Afganistan'da çok kontrolsüz bir ortam var. Ve bu kontrolsüzlük özellikle sağlanmış durumda. Ve maalesef uyuşturucu ticaretinin içinde sadece mafya yok, buna göz yuman devletler de var.

Afganistan'da üretiliyor ve özelikle Avrupa'ya belirli yollarla ulaştırılıyor.

Bu gerçek birçok belgesel ve filme de konu olmuştur.

Afganistan bu işin o bölgede merkezi olarak seçilmiş ve ona göre bir asayişsizlik kurgulanmış.

Manisa ile elbet de bir ilgisi yok Afganistan örneğinin. Sadece bir dip not olarak paylaştım.

Ancak uyuşturucu ticaretinde üretim merkezi bataklığın başladığı noktadır. Dünyada uyuşturucu ticaretini bitirmek istiyorsanız Afganistan'daki bataklığı kurutmanız lazım.

Buna kim yanaşıyor?

Elimizde Manisa ile ilgili bir istatistik yok. Yani Manisa Türkiye'de kaçak kenevir üretiminde hangi noktada bilmiyoruz.

Sadece varsayımla hareket ederek şu yorumu yapabilirim;

Bu şehrin toprakları çok verimli, bunda hemfikiriz. Eğer kenevir üretimi için Manisa uyuşturucu tacirlerinin seçtiği bir bölge ise endişelenmek lazım. Çünkü bu bataklık demektir. Ve umarım öyle değildir.

GEDİZ’İ KİM KİRLETİYOR KAVGASI?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gediz Nehri’nin Manisa’daki bazı firmalar tarafından kirletildiğini iddia edince ortalık karıştı. Manisa MHP’den “siyasi şov yapma, Asıl sen İzmir’e bak…” açıklaması geldi. İş siyasi atışmaya döndü. Bu arada Tunç Soyer bir adım daha ileri giderek, Gediz’i kirleten firmalar hakkında suç duyurusunda bulunacağını beyan etti.
Bu işin sonu nereye varır bilmiyorum ama inşallah bu siyasi inatlaşma Gediz’in temizlenmesine vesile olur. Hadi bakalım kim temizleyecek bu işi? Bu kavgayı sevdim ben…

CEHALETTEN ÖTE BİR ŞEY

Çevre demişken, kirlilik demişken aklıma şu piknik alanlarının içler acısı hali geldi. İnanın geçen gün Spil’de gördüğüm manzara karşısında utandım. Hele o yol kenarları. Sanki insanlar şehirde ne var ne yok alıp buraya taşımışlar.
İnsanların oturup dinlendiği nere varsa çöplerle dolu.
Nerde insan varsa orada çöp var.
Hayvanlar bile mağdur!
Doğa zaten isyanda…  
Bundan yaklaşık 2 hafta önce yeğenlerimle birlikte ailece Ortaköy’deki mesire alanına gittik. Temiz yer bulmakta zorlandık.
Nereye dönsek çöp…
Bunun suçlusu belediye değil.
Oraya kimler kirletmişse onlardır. Bu cehalet değil, cehaletten daha öte bir şey.
2-3 saatlik bir pikniğin ardından kalktık. Ve yaklaşık 20 kişiyiz, çöplerimiz 2 poşet.
Çöp kutusuna atmak hiç zor olmadı. Oturduğumuz yeri bulduğumuzdan çok daha temiz bıraktık. Ve bunu çocuklarımızla yaptık.
Zor bir şey değil…
Sizden sonra gelecek olan insanların hakkını yemeyin.  

VAKALAR ARTIYOR, ÇÜNKÜ…

Koronavirüs bizimle eğleniyor. Hani şu “ağam bizimle eğlenir” repliğini bilirisiniz. Bizim korona mevzusu da ona döndü. Artınca önlem alıyoruz, kaçıyoruz, kapanıyoruz. Tamam bitti artık diyerek tam normale dönüyoruz ki korona vakaları artmaya başlıyor.
Şu son günler yine artış eğilimine girdi. Dün 8 binlere yaklaşan bir artış söz konusuydu.
Çünkü biz normalleşirken korona bitti zannettik. Önlemleri bir kenara bıraktık.
Bundan sonra ne mi olur?
Vakalar arttıkça malumunuz yasaklar kademeli olarak geri gelecektir. Öncekilerden farkı aşılanan insan sayısının fazlalığı. Yani bizi kurtaracaksa aşı kurtaracak. Yoksa bize kalırsa bu korku filmi bitmez.