Cumhuriyet Halk Partisi’nde basın toplantısı esnasında nerdeyse kavgaya varan tartışma kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Çünkü toprağa gömülen baltaların bu kadar kısa sürede çıkarılması beklenmiyordu. En azından ben beklemiyordum.  

Sadece CHP’nin ya da Sol’un değil, Türkiye’nin yüzde 48’inin Cumhurbaşkanı adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı başlatılan muhalif tavırda zamanlama manidar. Partide bazı isimlerin tepki göstermesinin nedeni de bu sanırım. 

Fakat bir gerçeğe, bir kaçınılmaz sona da dikkat çekmek durumundayım.  Bu tepki er veya geç gösterilecekti. Aslında fitili ateşleyen Semih Balaban oldu.  Ne zaman mı?  29 Mayıs Pazartesi. Saat 16.02.  Yani 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlanmasının hemen ertesi günü. 

Balaban sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Açıklamada önce emek verenlere teşekkür ediliyor. Sonrası ise zehir zemberek…  Kılıçdaroğlu’nu “Tek adam” olarak nitelendiriyor Semih Balaban. 

Açıklamanın en can alıcı bölümünde şu ifadeler var: "Önce Türkiye'de tek adam anlayışına karşı halkımızla omuz omuza mücadele edeceğiz, partimizde de tek adam anlayışı ve onların illerdeki yansımalarına karşı, parti içi demokrasinin kurumsallaşması ve bu partide siyaset yapan herkesin emeğinin güvence altına alınması adına, emek veren fedakarlık yapan örgüt emekçilerinin kaderinin bir kişinin veya birkaç kişinin iki dudağı arasında olmaması, üyelerimizin söz yetki sahibi olması adına demokratik bir tüzük, demokratik bir yapı içinde sonuna kadar mücadele edeceğiz.”

Üstü kapalı hedef gösterilen bir isim daha var. Özgür Özel. “Partimizde de tek adam anlayışı ve onların illerdeki yansımaları” derken kastedilen kişi Özgür Özel’den başkası değil.  

Peki Semih Balaban haklı mı? 

Milletvekili listeleri belirlendiğinde Manisa’da taraflı tarafsız herkes Semih Balaban’ın 5. sıraya konmasını haksızlık olarak nitelendirdi. Buna ben de dahilim. Yani adil olan, 4.sırada Deva Partili bir ismin yerine, CHP’ye yıllardır çeşitli kademelerde hizmet vermiş, örgüte de oldukça hakim Semih Balaban’ın 3 veya 4.sırada yer alması gerektiğiydi. Bu olmadı.

Neyse…  Asıl mesele bu değil ama konu buraya gelmişken Semih Balaban’a bir soru yöneltmek isterim. 

Evet, haksızlığa uğradınız. Buna eminim. Ancak 4.sırada yer almış olsaydınız, yani milletvekili seçilmiş olsaydınız, Kılıçdaroğlu için yine “Sen hak, hukuk, adalet diyeceksin adaleti partinde uygulamayacaksın. Demokrasi diyeceksin partide demokrasiyi uygulamayacaksın. Eleştireceksin tek adamlıkla, tek adamlığı yapacaksın.” ifadelerini kullanır mıydınız?  

Burada bir samimiyet testine ihtiyaç var sanki. 

Aslında Semih Balaban’ın Kılıçdaroğlu hatta Özgür Özel’e karşı olan muhalif duruşu yeni değil.  2018’de Manisa’daki 18 kurultay delegesinin 15 tanesinin Kılıçdaroğlu’na karşı çıkmasında Balaban’ın büyük etkisi var. Ancak bu güç 14 Mayıs seçimlerinde yeterince etkili olamadı. 

Semih Balaban’ın siyasi geleceği milletvekili seçimleri öncesinde il başkanlığı görevinden istifa ettiği andan itibaren Özgür Özel’in kontrolüne geçti. Buna seçimlerden önceki yazımda dikkat çekmiştim. Ve Özgür Özel, Balaban’a halen mesafeli olduğunu, onu seçilemeyeceği bir sıraya koyarak gösterdi.   

Olan biteni toparlayalım... 

Dün yapılan basın açıklamanın zamanlaması manidar dedim.  Benzer bir durum seçimlerin hemen sonrasında yaşandı.      
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Değişmeyen tek şey değişimdir.” diyerek seçimlerin daha resmi sonuçları açıklanmadan mesajı verdi. 

Kime? CHP delegelerine…  Aynı gün Semih Balaban’ın malum açıklaması geldi. 

Dün yapılan basın toplantısında eski Milletvekili Manisalı Hasan Ören de çok çarpıcı ifade ve ifadeler kullandı.  Ören diyor ki “Bütün kurultay delegelesi arkadaşlarımızla görüştük konuştuk, bir şeylerin yapılması gerektiğine kadar verdik. Bu tüzük değişikliğiyle ilgili kimin aday olacağı, kimin yarışacağı, kimin arkasında olacağımızı asla düşünmeden bizim böyle bir angajmanımız olmadan sadece tüzüğü değiştirip Türkiye’ye vadettiğimiz hak, hukuk, özgürlük, adaleti kendi tüzüğümüzde de belirli bir şekilde değiştirerek ilk önce evin içinden başlamak olduğu kararına vardık. Manisa’dan çoban ateşini yakıyoruz. Diğer illerdeki arkadaşlarımızla ilişki içerisindeyiz.”

Yani dünkü basın toplantısının sıradan bir toplantı olmadığını anlıyoruz. Önceden organize edilmiş, hazırlıkları yapılmış ve ifadeler özenle seçilmiş.

“Manisa’dan çoban ateşini yakıyoruz” ifadesi püf noktadır. Çoban ateşi deyimi sadece bir çobanın soğuktan korunmak için yaktığı ateşle hayatta kalması anlamını elbette kapsamıyor. Bu daha çok felsefi derinliği olan, kurtuluşun yolunu gösteren, bulunulan durumdan çıkışı işaret ediyor.     

Manisa’da zaman zaman CHP’den ağabeylerimle, dostlarımla sohbetlerimde Ekrem İmamoğlu’nun partinin genel başkanlığına getirilmesi gerektiği söylemlerine şahit oldum. Semih Balaban’ın, Manisa’daki bazı ilçe başkanlarının Ekrem İmamoğlu’nun CHP genel başkanlığına çok sıcak baktıklarını biliyorum. 

Hal böyleyken şimdi sorumuzu tekrar soralım: Ekrem İmamoğlu bu tartışmanın neresinde? 

Cevap bence ortada. İmamoğlu dünkü tartışmalı basın toplantısının tam merkezindeydi. Ve çoban ateşi de Manisa’dan yakıldı. Özgür Özel’in de dahil olduğu Kılıçdaroğlu’nun ekibi ile Ekrem İmamoğlu ve çevresindeki isimler arasında çok çetin bir mücadele başladı.  

Manisa’daki Kılıçdaroğlu muhalifleriyle Ekrem İmamoğlu arasında organize bir bağ olabileceği kanaatindeyim.  Kim kazanır, sonuç ne olur tahmin etmek zor.   Ama ortada bir gerçek var ki o da baba-oğul gibi olan veya gösterilen Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu’nun ciddi bir mücadeleye girişecek olmasıdır.   

ÖZGÜR ÖZEL NEDEN SESSİZ? 

Bu arada CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu sonrası dönemi konuşacaksak, en önemli genel başkan adayları arasında Özgür Özel var. Ancak o da 28 Mayıs sonrası derin bir sessizlik içinde. En son paylaşımını 28 Mayıs’ta yapmış. Manisa’da olan bitenle ilgili hiçbir şey demeyecek mi? Merak konusu…

AK PARTİ SEÇİM KAZANIR, GALATASARAY ŞAMPİYON OLUR! 

Son 21 yıldır Ak Parti seçimleri kazanıyor, Galatarasay şampiyon oluyor. Adeta kısır döngü. Fenerbahçe ile CHP birbirine benziyor. Stratejileri çökse de aynı. CHP kazanamayınca seçmeni suçluyor, Fenerbahçe hakemi.    

Galiba CHP iyi bir lider, Fenerbahçe de iyi bir başkan ya da teknik direktör buluncaya kadar bu kısır döngü devam edecek…