Kapalı alanlarda sigara içilmesinin yasaklanması alınmış en önemli kararlardan biridir. Özellikle sigara içenler açısından çok hayati bir uygulama. Her ne kadar birçok kişi başlangıçta tepki gösterse de zamanla faydalı olduğu anlaşıldı. Tepkiler haliyle azaldı.
Sigara içmeyenler ise adeta bayram ediyor. Çünkü kahvehaneler girilecek gibi değildi. Neyse ki dumansız hava sahası oldu çoğu. 
4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda değişiklik yapılmasıyla birlikte yürürlüğe giren yasa TBMM’de 3.1.2008 tarihinde kabul edilmişti. Bu kanunla beraber kapalı mekânlarda tütün ürünlerinin tüketilmesi yasaklanmıştı.
Ancak 2008 yılından bu yana yasağın uygulamasında ciddi sıkıntılar yaşandı. Birçok kafeterya, işyeri ve benzeri özel kurumlara ciddi cezalar kesildi. Bazı yerlerde izmarite, bazılarında dolu kül tablasına bile tutanakla ceza yazıldı. Bu yüzden birçok kişi cezaları haksız bularak mahkemelere başvurdu, bazıları mağdur oldu. Bazıları ödeyemediği için belki de icralık oldu...
Buna karşın resmi kurumlarda yasağı takan yok. Bir yerde bir yanlışlık var ama nerde?
Önce birkaç bilgi vereyim.
Sigara bir illet!
Ben 5 yıldır içmiyorum. Hayatımda verdiğim en güzel kararlardan biriydi sigarayı bırakmak. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada 1 milyar 300 milyon kişi sigara içiyor. Ve her yıl 5 milyon kişi sigaraya bağlı hastalıklardan hayatını kaybediyor. Ve ben bunlardan birisi olmak istemiyordum.  
2020 yılında dünyada 10 milyon kişinin sigara nedenli hastalıklardan öleceği tahmin ediliyor.
Türkiye’de ise 20 yılda sigara tüketimi yüzde 80 oranında artmış! Yani nüfusumuzun üçte biri sigara içicisi durumunda…
Bu korkunç bir rakam!
Erkeklerin yarısı, kadınların da yüzde 20’sinin sigara tiryakisi olduğu ülkemizde 18 yaş üzeri sigara içme oranı ise yüzde 33,4!  
Her gün ortalama 15 milyon paket sigara tüketiliyor. Bu da kişi başına yılda 76,1 paket sigara içilmesi anlamına geliyor.
Ülkemizde her yıl sigaraya bağlı hastalıklardan 100.000 kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Yani her Alaşehir nüfusu kadar insan sırf sigaraya bağlı nedenlerden dolayı aramızdan ayrılıyor. Dünya sigara tüketiminde 115 bin tonla Türkiye 7. sırada! Utanç sırası bu…  
Gelelim şu ‘bir yerde bir yanlışlık var ama nerde?’ sorusuna;  
Bu kadar neden herhalde sigara yasağını uygulamaya yeter. Ama yetmiyor. Manisa’da resmi kurumlarda püfür püfür sigara içiliyor. Odasında sigara içilmeyen müdür, idareci, mülki amir var mıdır? Veya içeride sigara içilmeyen siyasi parti, oda, dernek, vakıf veya benzeri kurum var mıdır?
Hatta adliye, mahkeme salonları…
Eğer buralarda sigara içilmiyorsa lafım yok. Ama içiliyorsa kim kimi nasıl denetleyecek? Yani devlet kendini denetleyemiyor ya da denetlemiyor. O zaman özel kurumların, işyerlerinin yani vatandaşın suçu ne? Önce bu yasak devlet kurumlarında uygulanacak. Ondan sonra tüm kapalı alanlara yayılacak.  
Yasa adil bir şekilde uygulanmalı. Devlet kendine torpil geçemez. Mesela denetim ekibinde yer alan resmi görevliler acaba kendi kurumlarının yer aldığı binalara girip şöyle bir kül tablası kontrolü yapıyor mu? Yapabilir mi?
Yapamıyorsa o zaman bu yasak nasıl caydırıcı, nasıl inandırıcı olacak?
Sigara içmeyen birisi olarak kapalı alanlarda sigara yasağının kesinlikle, kararlılıkla ve ısrarla devam etmesini istiyorum. Ama bir şartım var. Her yerde ve adil bir şekilde…
Sigara zararlıysa kurum, mekan farketmiyor çünkü!