Bildiğiniz gibi son 22-23 yıldır süregelen bir seçim analizi var. Seçmen tercihleri için kestirme, kaçamak hatta hakaret içeren bir çıkarım;

Koyun...

31 Mart Yerel Seçimlerinde bu ifade pek kullanılmadı. Bu ifadeyi kullananlar biraz utandırılmış olabilir.

Kim tarafından acaba?

Koyun diye tarif edilen kitle tarafından olabilir mi?

Gelin biraz analiz edelim.

Adalet ve Kalkınma Partisi, kurulduğu günden 2024'e dek katıldığı seçimlerin tamamında birinci parti oldu. Katıldığı 2002, 2007, 2011 ve Kasım 2015 genel seçimlerinde tek başına iktidar oldu.

2018 ve 2023 Cumhurbaşkanı seçimlerinde de Cumhur İttifakı olarak iktidarı elinde tuttu.

Cumhuriyet Halk Partisi ise bu seçimlerin çoğunda Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde seçimlere katıldı. Bir türlü AK Parti veya Cumhuriyet İttifakı karşısında istediği sonucu elde edemedi.

31 Mart Yerel Seçimlerinde ise kendi içinde değişime giden Cumhuriyet Halk Partisi, yüzde 38'e yaklaşan seçim başarısıyla 1. parti oldu.

Bunun bence iki ana nedeni var.

Birincisi AK Parti'yi iktidarda tutan hatta bugüne kadar seçimleri kazanmasındaki en önemli etken olan ekonominin bir şekilde rayında gitmesi, bir şekilde çarkların dönüyor olmasıydı.

İkinci neden; Muhalefetin yeterli muhalefeti yapamamasına karşın ısrarla kendisini yeterli görüyor olması ve bunun neticesinde hedeflediği oyu alamayınca suçu seçmen kitlesine atmasıydı.

Zaten "koyun" ifadesi de böyle ortaya çıktı.

Fakat bu ifadeyi çürüten bir seçim sonucuna şahit olduk. Vatandaş, Ak Parti'nin özellikle son aylarda ekonomiyi iyi yönetemediğini düşünüp, anında cezayı kesti. CHP'ye de yüzde 100 olmasa da bir olumlu sinyal yaktı.

Cumhuriyet Halk Partisi dünya genelinde elinde en çok belediye bulunduran Sosyal Demokrat Parti konumuna ulaştı.

CHP'ye bu yolu açan uzaylılar değil. Seçmen portföyü de bir anda değişmedi. Aynı seçmen CHP'yi daha iyi bir alternatif olarak gördüğü anda yani buna ikna olduğu için tercihini değiştirdi.

"İktidarları seçmen değil halk değil muhalefet değiştirir" tespiti bir kez daha ispatlanmış oldu. 

Her seçim sonucu söylenen ama bu kez duymadığımız "koyun" ifadesinin utandıran hikayesi budur.

Çünkü "koyun" demek kendi hatalarını atlayıp direkt suçu vatandaşa atmaktı. Kolay bir yoldu.

Ama bu kez Manisalı bir genel başkan CHP'nin başında asla böyle bir üslup tercih etmeden, hatta kendisine sataşan muhalefet liderlerine dahi bulaşmadan, çok doğru bir dil kullanarak seçim sürecini tamamladı. Bu strateji CHP'nin oylarına CHP'lileri bile şaşırtacak oranda yansıdı.

Seçmen değişmedi, daha birkaç ay önce Cumhur İttifakını birinci yapan kitle aynı.

Ama şimdi CHP'yi 1. yaptılar. Ne değişti? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da kabul ettiği ekonomideki sıkıntılar devam ederken CHP de değişerek alternatif oldu.  Ortaya 31 Mart Yerel Seçimleri'nin sonucu çıktı.

Demek ki "koyun" dediğin kitlede sıkıntı yokmuş. Aksine kime ne mesaj vereceklerini çok iyi biliyorlarmış. Belki de sıkıntı sendeymiş 10 yıllardır…

ÖZGÜR ÖZEL CUMHURBAŞKANINI ARAYACAĞIM DEDİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i son açıklaması siyasette tansiyonun düşmesi, ilişkilerin normalleşmesi adına son derece olumlu bir adım. Özel, “Erdoğan nereye randevu verirse orada görüşeceğim." diyerek randevu isteyeceğini, hatta arayıp bayramını kutlayacağını ifade etti.  

CHP lideri, "Ben senin yanına gelmem yok, böyle bir siyaset izlemeyeceğim. Tercih ederim ki Çankaya Köşkü'nde buluşalım çünkü orada da Sayın Erdoğan'ın çalışma odası var. Ve bu ülkenin meselelerini çözeceğiz.

Ben milletin göreve getirdiği bir insanı yok sayarsam, o zaman kendi belediye başkanlarımın da yok sayılmasını göze alırım. Bu doğru bir şey değil.” cümleleri gerçekten çok değerli.

Bu yaklaşım karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da benzer bir yaklaşım bekliyorum. Toplumun da beklentisi bu yöndedir.

Belki de siyaset sahnesinde izlediğimiz gergin sahneler tarih olacak.   

Umarım hatta çok isterim.