Modayı en yakından takip eden bir ülkeyiz. Hele bu moda teknolojiyle ilgiliyse… ABD, Avrupa, Japonya, Kore hatta Çin’de üretilen birçok marka için ülkemiz harika bir pazar. Bu tarz ürünleri üretmek yerine tüketmeye programlanmış gibiyiz.
Pokemon çılgınlığı da bunun bir kanıtı sanki. Bir şey moda olmaya görsün. Hemen saldırıyoruz. Akıma kapılmaya çok müsaitiz. İsteyen istediği yere sürüklüyor bizi. Daha doğrusu bazılarımızı...
Aslında eğleniyoruz. Bu yüzden kimseyi yadırgamak niyetim asla yok. Bu kadar insan bu oyunun büyüsüne kapıldığına göre Pokemon oynamak hiç şüphesiz çok keyifli.
O halde sorun ne?
Sorun şu sorunun cevabında saklı;
Neden biz hep oyuncuyuz?
Dünya bilişim sektörüne bunca yatırım yaparken biz neden bu kadar uzağız? Biz neden üretemiyoruz? Son verilere göre Pokemon Go, 9 milyar dolarlık artışla (26 milyar lira) Türkiye'nin en değerli şirketlerinden biri olan Türk Hava Yolları'nı tek başına 3'e katladı.
Üstelik iddiaları şu;
Sanal dünyayı gerçek dünyayla buluşturmak!
Adamlar haklı. Sanal bir dünyada yaşıyoruz. Pokemon sayesinde gerçek dünyayı keşfetmeye başladık! Oyunun
meraklısı çok sayıda kullanıcı çeşitli internet sitelerinden cep telefonlarına indirdikleri uygulamayla Pokemon karakterlerini yakalamak için sokaklara koştu! Gençler son birkaç gündür bilgisayar başında değil, sokaktalar. Ellerinde telefon gezinip duruyorlar. Hiç gitmedikleri parkları bahçeleri keşfetme fırsatı buldular. Çünkü Pokemon’un nereden çıkacağı hiç belli olmazmış!
Ve derken gerçek dünyayla buluştular!
Vay be… Düştüğümüz duruma bakar mısınız?
Bir haberde de Pokemon’un faydalarını saymakla bitirememişler. Neymiş efendim Pokemon sayesinde yürüyüp spor yapıyormuşuz!
Bak sen olaya… Nasıl da damardan girmişler. Zayıflamak istiyorsan Pokemon oyna. Yani yürü demiyor, oyna diyor.
Olan milletin internet paketini oluyor.
Her şeye rağmen “ne var Pakemon oynamakta” diyebilirsiniz.
Şimdilik pek bir şey yok. Ama bir oyun bu kadar kısa serede bu kadar insanı etki altına alıp, sokaklara dökebiliyorsa, bir durum incelemesi yapmamız lazım. Hiç olmazsa biraz düşünmekte fayda var.
Bir kere Pokemon merakı aramızda çok fazla boş insan olduğunu gösterdi. Parklar, bahçeler, yollarda insanlar, ellerinde telefonlar boş boş gezinirken, işi gereği koşturan insanlar da haklı olarak merak etti; “Bu adamların işi gücü yok mu?”
Aslında var… Pokemon avlamak!
Ama dışarıdan baktığınızda elinde telefon kafa önde dolaşıp duran insan profilleri… Yoğun ve dalgın. Bakmayın gurup halinde durduklarına. Yalnız ve asosyal… Gözü telefonda olduğu için çukura düşmesi an meselesi. Malum Türkiye burası. Sokaklar çukurla dolu. Belediye çukuru var, Telekom’un var, PTT’nin var. Hiç biri yoksa bile kapağı açık bir kanalizasyon sizi bekliyor olabilir.
Dalmayın fazla.
“Düşerseniz çukura gidersiniz pokemon yoluna!” derler sonra…
Aman dikkat!..