Son günlerde yaşanan terör saldırıları toplumda derin izler bıraktı. Düşünün; Hukuk fakültesinde okuyan geleceğin savcı adayı bir öğrenci, görevi başındaki bir savcıyı rehin alıyor, öldürüp, şehit ediyor. Arkadaşı da bir üniversite öğrencisiydi. Bir gün s
Son günlerde yaşanan terör saldırıları toplumda derin izler bıraktı. Düşünün; Hukuk fakültesinde okuyan geleceğin savcı adayı bir öğrenci, görevi başındaki bir savcıyı rehin alıyor, öldürüp, şehit ediyor. Arkadaşı da bir üniversite öğrencisiydi. Bir gün sonra bir başkası da Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı düzenlerken öldürülüyor. O da üniversiteli!
Geçmişte yapılan benzer eylemlerde de genellikle üniversite öğrencilerinin kullanıldığı bilinen bir gerçek. Üniversiteler, radikal oluşumlar için militan kapma noktası olarak kullanılıyor. O nokta gençler için de dönüm noktası! Ya okuyup hayata atılacak, çoluk çocuk sahibi olacaklar ya da takıldıkları ideolojilerin peşinde koşacaklar bilinmeyen bir sona doğru…
Yazık…
Ben farklı bir pencereden bakmak istiyorum, bazı kesimler her zamanki gibi olayları siyasi çerçevede tartışadursun. Başından beri ölen insanların anne ve babasının ne dediğini irdeliyorum. Empati yapıyorum. Evladım adam öldürse, hatta terörist eylemler yapıp, haberlere konu olsa ne yapardım? Vardığım ilk sonucu hemen söyleyeyim; Anne ve babalar çocuklarını üniversitelere terörist ya da örgüt üyesi ya da hakkını gayri meşru yollardan arayan eylemci olsun diye göndermez. Bu mümkün değil. Kimse evladına kıyamaz. O halde ne oluyoruz? Anne baba kuzusu bir öğrenci nasıl olur da kalemi kitabı bırakıp silaha sarılır? Kontrolden çıkma süreci nerede ve nasıl başlıyor? Bunun şifreleri anne ve babaların anlattıklarında saklı biraz…
Savcı Kiraz’ı şehit eden gencin annesinin söylediklerine bakalım. Anne, çocuklarının üniversiteye gittikten sonra değiştiğini söylerken, “Bu tür eylemlere katıldığını biliyor muydunuz?” sorusuna ise “Biliyordum. Eylemini yapacak çocuk da böyle gidip adam öldürecek işlere gelmesini istemezdim” yanıtını veriyor.
Oğlunun İstanbul Hukuk Fakültesi’ni dereceyle kazandığını anlatan Baba ise: “Güzel şeyler sunarken beni örgüte tercih ettiler.” diyerek çaresizliğini ifade ediyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesine uzun namlulu silah ve el bombasıyla saldıran, çıkan çatışmada polis tarafından öldürülen kız ise uzun süredir Türkiye’nin gündemindeydi. Kızının Uluslararası İlişkiler Bölümü 3. sınıf öğrencisi olduğunu söyleyen Anne, "Benim kızım devrimci olabilir, siyasetçi olabilir. Ama bombayla falan işi olmaz, polisi öldürmez "diye konuşmuştu. Anne Kalsen, kızını lojmanlarda hakim savcı yanlarında büyüttüğünü anlatmıştı.
Keşke haklı çıksaydı!
Şaşkındı. Anne ve babalar şaşkın! Hepimiz aslında…
Gençler bir iki yıl içinde ölüm makinesine nasıl dönüşüyor? Panik yapmak, endişelenmek lazım. Eğitim yuvaları örgüt kampı gibiyse durup düşünmemiz lazım. Yukarıdaki örnekler ortada. Hayatını kaybeden bu gençler belki de gelecekte çok saygın yerlerde olacaktı. Ki bu amaçla tıpkı yaşıtları gibi ilkokulu, ortaokulu ve liseyi okumuş sonra da sınava girip, üniversiteyi kazanmışlardı. Eğitimleri tamamlanmış olsa belki de tıpkı Savcı Mehmet Selim Kiraz gibi savcı olacaktı, bazıları hakim, bazıları kaymakam…
Sonuç tam bir felaket!
Bitip giden hayatlar ve geride gözü yaşlı insanlar. Savcı Kiraz’ın acılı babasının, “Oğlum bunu hak etmemişti. Yüreğim yanıyor ama şükrediyorum. Hamdolsun, gayrimeşru bir yolda değildi. Namusuyla, alnının akıyla, şerefiyle, onuruyla, haysiyetiyle, görevinin başında takdir-i ilahi oldu” şeklindeki sözleri yürek burktu. Keşke kaseti geriye sarmak mümkün olsa… Keşke bitip giden tüm hayatlar için mümkün olsa...
Yazının ana teması da bu zaten.
“Evladınız terörist olursa, adam öldürürse ne yaparsınız?”
Gerçekçi olmak lazım, bu sorunun cevabı genellikle kocaman bir “hiçbir şey”dir. Tersi olsaydı tüm anne ve babalar çocuğunu engellerdi. Bu yüzden çaresizler. Ama bu çaresizlik çocuğunuz terörist, katil olduktan sonrası içindir. Öncesinde yapılacak çok şey var. Zaten dikkati çekmek istediğim detay da bu. Terörü engelleyemezsiniz ama çocuğunuzun terörist olmasını engelleyebilirsiniz. Ona, ideolojilerini, görüşlerini normal yollarla da savunabileceğini öğretebilirsiniz. Sakın boş vermeyin! Çünkü hemen boşluğu dolduruyorlar.