Memleketin meseleleri bitti şimdi Amerika’ya mı el attın diyorsanız acele etmeyin. Vallahi haksızlık edersiniz. Zaten öyle bir niyetim yok. Ama inanın ülkemizde de dünyada da yaşanan sorunların büyük bölümünün kaynağı ABD’dir. Gittiği her yere barış değil ölüm götürdü. 

Sabah sabah Manisa’nın meselelerini yazacaktım. Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu yılı bugün. Aklımda birkaç konu daha vardı. Ulusal siteleri gezerken Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavit’in Fransa’yla ilgili açıklamasını okudum. 

Diyor ki hanımefendi: "Fransa şu anda Almanca konuşmamasını tamamen ABD'ye borçlu."

2.Dünya savaşını kastediyor. Malum Hitler’in ordusu sömürgeleriyle ünlü Fransa’yı birkaç gün içinde işgal etmişti. Sıra tam İngiltere’ye gelmişti ki savaşın seyri değişti. 

Peki Amerika olmasaydı Fransa gerçekten Almanca konuşur muydu? Fransa Almanya’nın bir eyaleti olur muydu? 
Valla Haçlıların ne yapacağını kestirmek güç. Hepsi aynı. Biri diğerinin laciverti. Ama bir şeyden eminim. Bir sorunun cevabından… Amerika olmasaydı ne olurdu?

ABD olmasaydı milyonlarca kişi ölmeyecekti. 

200-250 yıllık bir tarihi olan ABD son 100 yılda adeta dünyanın kanını akıttı. 
Amerika olmasaydı Vietnam’da 4 ila 5 milyon kişi ölmezdi. 
ABD olmasaydı dünya atom bombasını hiç bilmeyecekti. Hiroşima ve Nagazaki’de en az 500 bin kişi öldü. Milyonlarca insan yıllarca bombanın etkisi altında yaşadı. 
ABD’nin başlattığı İran-Irak savaşında 1.5 milyon insan yok oldu. Bu iki ülke neden savaştıklarını savaş bittikten sonra fark etti. 
ABD’nin Irak’a girmesi ve çıkması arasındaki zaman diliminde en az 1 milyon sivil hayatının kaybetti.  
1945 yılında, Almanya’nın Dresden kentinde 200 bin kişi öldürüldü. 
Kuzey Kore’de 4 milyona yakın insan öldü. 
1950 yılında Guatemela’da CIA destekli darbe sırasında 200 bin sivil öldürüldü. 
İran’da 1953 darbesinde 10 binden fazla İranlı infaz edildi.
1950-1959 yılları arasında Küba’da 60 bin kişi ABD destekli Batista birliklerince katledildi.
1969 yılında Kongo’da 3 milyona yakın kişi CIA destekli iç savaş süresince öldürüldü. 
Afganistan’da 150 bin sivili katletildi. 
Ve daha nice dolaylı ve direkt katliamlar. 

Sadece ülkemizde ABD’nin organize ettiği terör nedeniyle son 50 yılda yaklaşık 60 bin kişi hayatından oldu.  
ABD olmasaydı bütün bunlar olmayacaktı. 

Osmanlı 600 yıl dünyanın bir bölümüne hükmetti. 

Ottoman Empire…. Güneydoğu Avrupa, Batı Asya ve Kuzey Afrika'nın çoğunu kontrol eden bir imparatorluk düşünün.   
Bir tane katliam yapmış mı? 

Tarihimizde ve yakın tarihimizde başımız öne eğdirecek, özür diletecek tek bir sayfa var mı? Yok. Ama hatalar yaptık. 
Osmanlı gücünü kaybetti, zayıfladı. Zayıfladıkça Batı güçlendi, Amerika güçlendi. 

Amerika niye oldu? Biz olmadığımız için. 

Şimdi soralım: Dünya ABD’nin nesinden korkuyor? Demokrasisinden mi, eğitim sisteminden mi, ekonomisinde mi? 
Cevap hiçbiri. 

ABD’nin caydırıcı olan en önemli silahı, silahıdır! Yani askeri gücü, savaş teknolojisi. 

Silahınız, uçağınız, helikopteriniz, tankınız, savaş gemileriniz, donanmanız yoksa yandınız. Ya çok güçlü bir ülkenin koruması altında olmanız lazım, kaynakları ona akıtmak şartıyla. Almanya, Japonya, Kanada’nın ABD’ye bağlı olması gibi. Ya da kendi silah gücünüz olacak. Kendi milli dayanağınız. 

Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayinde ortaya koyduğu devrimin anlamı çok derin. Anlayana… Ve bunun anlamını, değerini inşallah deneyimlemek zorunda kalmayız.  

Ürettiğimiz SİHA’lar ve İHA’lar Türkiye’yi hayal edilemeyecek seviyeye taşıdı. Ama çok daha fazlasına ihtiyacımız var. İktidar kim olursa olsun bu milli projeler devam etmeli, yaşamalı, gelişmeli, büyümeli.  

Bunu sağlayacak olan tek şey Çanakkale ruhudur. 

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavit, Fransa için “Biz olmasak Almanca konuşuyor olurlardı” diyerek milyonlarca Fransız’ı nasıl da küçümsemiş değil mi? Bunu ona söyleten ne? 

Dünya kötü bir yere sürükleniyor. Olan bitene Fransız kalırsak Fransızların bugün düştüğü duruma düşürülürüz.  
Amerika olsun veya olmasın biz hazır olmak zorundayız. Çünkü Vietnam’a, Irak’a, Afganistan’a geldikleri gibi bir gün bizim de kapımıza gelecekler. Sen hangi partilisin diye sormayacaklar. Ve biz bugün olanlardan ders çıkarabilirsek o gün geldiğinde, kapımızı çaldıklarında belki ders verebiliriz. 

Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi. 

Çanakkale’yi geçseler belki biz de bugün İngilizce konuşuyor olacaktık. 

Şükürler olsun bunu dedirtmeyen bir ecdada sahibiz. Onların torunları olmak ne büyük şeref.  

Mustafa Kemal, silah arkadaşları ve bu vatan için canını feda eden atalarımıza, dedelerimize selam olsun. Ve selam olsun memleketin dört bir yanından gelip Çanakkale’de ve tüm cephelerde şehit düşen on binlere…  

Allah onlardan razı olsun. Saygıyla…