Tarih 7 Haziran 1980. Yer Kayseri. Yük treniyle yolcu treni büyük bir gürültüyle çarpıştı. Kaza esnasında iki vagon yandı. O dönemde imkanlar kısıtlı. Müdahale dahi edilemedi. Vagonlardaki 25 kişi yanarak öldü. Cesetler eridiği için kimlik tespiti dahi yapılamadı.
Ölen insanların kimlikleri, hayatta kalanlar belirlendikten sonra tespit edilebildi. Cesetlerden geriye kalan kemiklerin hepsi toplu bir şekilde aynı noktaya gömüldü.
Dehşet vagonunda bizden 4 insan vardı. Biri eniştem, üçü kuzenim.
Feyzullah Demir Bingöl merkezden İzmit’e, çalışmak üzere yola çıkmıştı. Bingöl’ün Genç ilçe istasyonundan çocukları; 20 yaşındaki Remziye, 18 yaşındaki Tevfik ve henüz 12 yaşında olan Nursen ile birlikte trene binmişti. Talihsiz kaza meydana geldiğinde bulundukları vagon yanan iki vagondan biriydi.
Cenazeleri dahi getirilemedi.
Halam Güler Demir, eşini ve üç evladını kaybetmiş, geride 6 çocuğuyla kala kalmıştı. Ama o büyük acı hikayenin içinden öyle bir kadın çıktı ki… Hayatı roman olur. Çocukları büyüttü, hepsini iş güç sahibi yaptı. Torunları oldu.
Bende de çok emeği vardır.
Kaderi, çektiği acılar ona adeta arkadaş oldu. O acıyla yürüdü, yürüdükçe güçlendi.
Bir kadın ancak bu kadar hem anne hem baba olabilirdi.
O tam bir acıların kadınıydı.
Yıl 2025. Yine bir haziran ayı.
Ferdi Zeyrek evinde yaşadığı o kahreden kaza sonrası 3 gün süren bir hayat mücadelesinin ardından hayata veda etti.
İlk başta kimse inanamadı. İnanmak istemedi. Sonra gerçek anlaşıldıkça acı haber dalga dalga önce Manisa sonra Türkiye’ye yayıldı. Üzüntü katlandıkça büyüdü. Ferdi Zeyrek’in ölümü öyle büyük bir etki bıraktı ki, tez konusu olur, üzerine kitaplar yazılır, filmler yapılır.
Bu güzel insan nasıl olur da böyle bir sebeple bırakıp giderdi her şeyi? Önce yakınları, sonra şehir, sonra ülke ağladı ona... Zeyrek’in samimiyeti herkesi çepeçevre sarmış meğer. Zeyrek sevgisi adeta bir rüzgar gibi esti, herkesin yüzüne, gönlüne dokundu.
On binlerce kişinin yan yana dizildiği Cumhuriyet meydanında “Bırakıp gitme bizi be başkan” pankartı aslında her şeyin özetiydi.
Hüzünle hayıflanma karışımı derin bir duygu seli hepimizi aldı ve sürükledi. Uzun süre psikolojimiz düzelmez.
Zeyrek’in kederli annesi, ailesi herkes yıkılmış durumda. Bu çok ağır bir kayıp oldu hepimiz için. Ama biri var ki hiçbirimizin hissiyatı onunkiyle kıyaslanamaz.
Nurcan Zeyrek…
Ferdi Zeyrek’in biricik hayat arkadaşı. Çocuklarının annesi. Ve bizim de kardeşimiz. Kendisiyle seçim sürecinde tanışmıştık. Son derece mütevazi, eşinin hep yanında. Mitinglerde, toplantılarda Zeyrek’i hayranlıkla izler ve en çok o alkışlardı.
Nurcan Zeyrek, eşinin başarısında pay sahibiydi. Ferdi Zeyrek bugün böyle bir sevgi, saygı görüyorsa bunda Nurcan Hanım'ın rolü büyüktür. Yani sadece onun eşi değil en yakın yol ve hayat arkadaşıydı aynı zamanda.
Şimdi hiç hayal etmediği bir ateş çemberinin ortasında buluverdi kendini. Üstelik üç de dünyalar tatlısı evladıyla. Allah sabır ve güç versin.
Kolay değil. Ama Nurcan Zeyrek’in bu tarifsiz acı karşısında bir dayanağı var: İnancı ve merhum eşinin ona bıraktığı şerefli isim. Ferdi Zeyrek’in eşi olmak ona hayatı boyunca eşlik edecek. Tüm Türkiye’nin ölümüne üzüldüğü, dualar ettiği bir adamın eşi olmak ve o acıyı yaşamanın elbette bir mükafatı olmalı. Hayattayken 7’den 70’e herkesin sevgisini kazanmış ölümüyle milyonlarca insanı birleştirmiş, bir araya getirmiş... Manisa’da onun için tarihin en kalabalık cenaze namazı kılınmış.
Ölümüyle milyonlarca kişiyi kendisine hayran bırakmış. “Siyaset sizin yaptığınız gibi değil, böyle yapılır” dedirtircesine bir resital sunmuş adeta…
Efsane olmuş.
Böyle güzel yürekli bir adamın eşi, hayat arkadaşı olarak güçlenecek Nurcan Zeyrek.
Çocukları bu ismi ömür boyu gururla taşıyacak. Bu gurur, bu şan Nurcan Zeyrek ve çocukları için zamanla acıdan, onurlu bir statüye dönüşecek. Bu öyle bir şey ki, sanki Ferdi Zeyrek hayattaymış gibi takip edecek onları. Koruyacak, kollayacak. Bir gölge gibi hayatlarında olacak. Onların yanından hiç ayrılmayacak.
Bazen kader, kadının gücünü, sabrını test ediyor.
Belki tıpkı Halam gibi Nurcan Zeyrek de bu kaderi yaşıyor.
Şuna eminim: Nurcan Zeyrek üzülecek elbette ama bu üzüntü zamanla güç verecek ona, sabır verecek, metanet verecek. Onu çok güçlü bir kadına dönüştürecek.
Ve her birimiz ona destek olacağız.
Çünkü Nurcan Zeyrek ve evlatları Ferdi Zeyrek’in bize, bu şehre naif birer emanettir.