Eskiden yılda birkaç kez piyango bileti  alırdım. Yılbaşında  mutlaka bir biletim olurdu.
Kardeşlerim de yılbaşında Milli Piyango bileti alır, çekilişe kadar büyük ikramiye hayalleri kurardık.
Rahmetli babam bin defa: "Çocuklar o biletlere para vermeyin, günah,  haram” dese de biz dinlemezdik.
Sonra sayısal loto kuponları çıkınca ara sıra kuponları doldurmaya başladım. 
En fazla üç, ya da dört tutturuyor,çıkan parayı da çarşıya çıkınca, Beyazfil  çevresindeki tartıcılara, mendil satan yaşlılara dağıtıyordum.
Bu kısır döngü devam ederken kendi kendime vicdan muhasebesi yaptım. 
Büyük ikramiye bana çıksa ;  üzerinde milyonlarca insanın gözü olan, hakkı olan o parayı kabul eder miydim?
Hayır!
O halde bu bilet almak, kupon doldurmak  niyeydi? 
Çok şükür artık yıllardır öyle, piyango vs hayalim yok...
Kardeşim beni affetsin, bugün  onun biletinin hikayesini yazacağım. 
86 yılıydı, kardeşim o yılbaşı çalışıyordu. Biz o geceyi bir yakınımızda geçirmiş, geç vakit eve gelmiştik. 
Kardeşim bizden televizyondaki  piyango çekilişini  takip edip, kazanan numaraları yazmamızı istemişti.
Ben de o kalabalıkta büyük ikramiyeyle, takip edebildiğim birkaç numarayı yazdım. 
Evde yazdığım numaraları masaya bırakacakken, birden aklıma bir hinlik geldi.
Kız kardeşlerime  bizim yakışıklının  biletlerini getirmelerini söyledim. 
Kardesimin biletlerini  yastığının altından getirdiler.
Üç tane çeyrek bileti  vardı. Ben kağıt kalem alıp, büyük ikramiye kazanan numara diye kardeşimin biletindeki numaraları yazdım. Diğer iki biletin numaralarını da ikramiye kazanmış gibi yazdım. Biletleri yerine  koyduk...
Kardeşim biz kahvaltı yaparken geldi.
Kahvaltıdan sonra ikramiye kazanan numaraları sorunca ben onun biletlerinin numaraları yazılı kağıdı verip: 
“Büyük ikramiyeyle diğer iki kazanan numarayı yazabildim” dedim.
Kardeşim kağıdı masaya bırakıp, biletlerini getirdi. Ben ve iki kız kardeşim heyecanla kardeşimin tepkisini  bekliyorduk...
Kardeşim biletleriyle kağıdı  karşılaştırırken birden: 
- Ana!... Ana!.. Ana!.. diye adeta heyecandan dili tutuldu. Biranda kendisini ikramiye kazanmış havasına kaptırmış,  zengin olmanın rüzgarına kapılmıştı ki
bizim kahkahayla güldüğümüzün farketti. 
- Abla sen mi bu oyunu yaptın? diye bir kızdı ki... 
Unutamadığım her zaman güldüğüm  bir anıdır. 
Ama ne olursa olsun piyango vs değil, çalışmak ve Allah'tan rızık  istemek, bereket dilemek en doğrusu. 
Allah  hepimize hayırlı, helal kazançlar nasip etsin...