Yazıya nerden başlayacağımı, nasıl giriş yağacağımı bilemedim. Şaşkınım, şoktayım, üzgünüm. Defalarca giriş cümlesi yazıp sildim. Duygularım karmakarışık.

2011 yılında babamı kaybettiğimde benzer bir hissiyat içindeydim. Sanki bir yakınımı, akrabamı, kardeşimi kaybetmiş gibiyim. Manisa’daki tüm hanelerde bugün taziye var, yas var. Bizde de öyle… Sadece üzülmek de değil üzüntüden kahrolmak ve “neden” diye sorup durma hali. 6 Haziran günü gece saatlerinde gelen bir haberle başladı kabus. Oysa ne güzel başlamıştı rüya… Ferdi Zeyrek adında güzel bir adam çıktı sahneye. Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleştiğinde pek çoğumuz onu çok az tanıyordu.

O konuştukça, seslendikçe, gülümsedikçe çok güzel bir esinti başladı şehirde. Seçim sürecinde her kesimin gönlünü çaldı. 500 bin oyun üzerinde bir sonuçla başkan oldu. Sonrasında Manisa bu güler yüzlü adamı daha da sevdi. Yaptığı her iş, her icraatla daha çok gönüle girdi.

Son yapılan memnuniyet anketlerinde Ferdi Zeyrek’ten razı olan insan sayısı yüzde 65-70’lere ulaşmıştı. Böyle inanılmaz etkiyi sadece icraatlarıyla değil, o güzel yüreğiyle sağladı.

Rüya gibiydi her şey…

Ta ki 6 Haziran gecesi gelen o kahreden habere kadar.

Her saniyesi kahreden detaylarla dolu.

Büyükşehir Belediye Başkanı o gece tek bir telefonla o villaya elektrikçi getirtebilirdi. Belki bunlar yaşanmazdı. Asma öyle güzel bir yüreği vardı ki, o gece kimse bayram tatilinden olmasın diye belki de kıyamadı emri vaki yapmaya. Kimseyi rahatsız etmek istemedi.

Ve ihmaller zinciri, kader, ecel… Adına ne denir bilmiyorum. Ferdi Zeyrek’i aramızdan aldı götürdü sebepler.

Çok üzgünüm, çok kötü durumdayım. Bir şehir ağlıyor şuan ben neyim ki…

Olan bitene halen inanmış değilim. İdrak etmekte zorlanıyorum. Böyle güzel bir insan, böyle nasıl gider, neden?

Her şey rüya gibiydi…

Rüya gibiydin Ferdi Zeyrek…

Gittiğin yer bu fani dünyadakinden daha güzel olsun.

İnşallah orada, buradakinden daha çok sevilirsin.

Mekanın cennet olsun güzel yürekli adam.

Güle güle…