Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Mesir Mahallesi Muhtarı Semra Geçer'in organizasyonuyla dün gerçekleşen gezi her yönüyle çok güzeldi.

Sardes, kelimenin tam anlamıyla geçmişteki medeniyetin yaşayan son kalıntıları gibiydi.

O devasa kalınlıktaki sütunlar o yerlerdeki geniş taş döşemeler o devirdeki mimari estetiğin ve sağlamlığın ne kadar ilerlemiş olduğunu kanıtlıyor.

Alaşehir ise başlı başına bir tarih ve medeniyetler hazinesi...

Akhisar’da tarihi eserleri görmek gerçekten ilginçti.

Bugüne kadar okuduğum, izlediğim, gördüğüm tarihi yerleri kıyaslayınca Manisa; Eski Medeniyetler Tarihinin kozmik odası gibi...

Manisa'daki geçmiş medeniyetlerin kalıntıları, sırlar ve bilgiler çözülmeden dünyanın geçmiş tarihi çözülemez gibi…

Manisa ve çevre ilçelerde gördüğümüz tarihi eserler, bugüne kadar ortaya çıkarılanlar... Ya henüz gün yüzüne çıkmamış tarihi eserler?

Bu gezide bir şey daha ilgimi çekti. Efes Harabeleri ve KKTC’deki Salamis Harabeleri birbirine çok benziyor.

Ama Sart, Sardes çok farklı...

Alaşehir Belediye Başkanı Sayın Ahmet Öküzcüoğlu; bizleri samimi karşılaması, açıklayıcı konuşması tarım, tarih ve Alaşehir'in yiyecek kültürü konusunda verdiği bilgilerle halkla ne kadar içiçe, işinde ne kadar liyakatli olduğunu gösterdi.

Kendisine, Manisa Mesir Mahallesi adına teşekkür ediyoruz.

Bu arada Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlı işgalciler tarafından bütün ilçe yakıldığı için; Alaşehir tarihinde 1900’lü yıldan öncesine ait evrak ve bilgi yok.

Bu bile hür olmanın, cumhuriyetle yönetilmenin, millet olmanın, vatana sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğunu anlamaya yeter...

İncil’de adı geçen yedi kiliseden biri olan Aziz Can Kilisesinin ayakları, Kurtuluş Savaşı sırasında yanmayan üç beş binadan biri olan Şeyh Sinan Camii Alaşehir'in renkli tarihi dokusundan güzel bir örnekti.

Akhisar ve merkezdeki tarihi sütunlar..

Hangi birini yazayım ki?

Ancak iki şey çok ilgimi çekti;

Birincisi, tarihi yerleri gezen hanımların çoğunluğu," Memleketimiz ne kadar güzel ne kadar çok eski eserlerimiz , gezilecek yerlerimiz var. Ama imkanımız yok ki gezip, görelim." Diye serzenişleri..

Akhisar'da ise bizim Türkçe konuştuğumuzu duyanlar; " Aaa! Bunlar Türk'müş! Nereden geldiniz?"

Diye şaşırmışlardı.

Yani eski eserleri sadece yabancılar gezip gördüğü için Türklerin böyle bir ziyaret yapacağına ihtimal vermiyorlardı.

Oysa imkan verilirse neden her vatandaş memleketini, yurdunu gezip tanımasın?. Ancak istenirse belediye ve muhtarlık işbirliği yapıp böyle güzel kültürel organizasyonlar düzenleyebiliyormus.

Demek ki hayat hep kira, zam, fatura ödemek, günü kurtarmak değil arada bir rahat nefes almakmış.

Halk, belediye ve muhtarlık elele verince güzel etkinlikler yapılıyormuş.

Gezi boyunca, hep yanımızda olan Manisa Büyükşehir Belediyesi görevlileri sağladığı imkanlar için teşekkürler.

Tabi ki çalışkan ve başarılı Muhtarımız Semra Geçer hanıma da en içten teşekkürler bizden ...

Darısı bütün Türkiye'min başına.