Hoşgörüden ne kadar da uzaklaşan bir toplum haline geldik. Evlerde, sokaklarda, trafikte her yerde patlamaya hazır bir bomba gibiyiz.

Trafikte daha sarı ışık yanında kırmızıyı beklemeden kornaya basıyoruz. Birisi bir şey dese, bize kaş göz yapsa, levyeyi kapıp aşağıya inmeye hazırız. Markette birisi yanlışlıkla önümüze geçse kaşlarımız çatılıyor. 

On bir ayın sultanı Ramazan içerisindeyiz. Hoşgörümüzün daha da artması gerekirken ne yazık ki kendimize hakim olamıyoruz. Ne zamandır aklımda olan bir konu. Hep erteliyordum yazmayı. Üst üste yaşadığım iki olay üzerine yazmak istedim. 

Geçenlerde Hatuniye Camiinde namaz kılıyorum. Bizim çocuklar da caminin içinde koşturuyorlar. Yaşlıca bir adam gelip çocuklara kızarak dışarıya çıkmalarını söyledi. Namazı bitirdikten sonra, yanıma gelen büyük oğlum, “Baba ben bu adamı Peygamber Efendimize şikayet edeceğim” dedi. Belli ki çok içine dokunmuş.

Yine başka bir gün teravih namazında bir adam iki çocuğuyla camiye geldi. Tabi çocuklar yine koşturuyorlar. Ön sıralardan bir adam çıkıp çocuklara kızınca, babası dayanamayıp, “Çocuklara neden kızıyorsun, camiye senin yaşında mı gelsinler?” dedi. Aralarında yaşanan kısa bir tartışmadan sonra, adam çocuklarını alıp namazı yarıda bırakarak camiden ayrıldı.

Camide çocuklara kızan ihtiyarların savunduğu tez şu: Cami oyun yeri değildir. Buraya ibadet için gelinir. Çocukların bağırış, çağırışları huşu içinde namaz kılmamızı engelliyor.

Ben bu görüşe katılmıyorum. Çok aşırıya kaçmadıkları müddetçe, camide çocukların gülüşerek koşmalarının, oyun oynamalarının kime zararı olabilir ki? 

Çocuklarımızı namaza, camiye ısındırmanın en güzel yollarından birisi onları camiye getirmektir. Bırakın çocuklar camilerde koştursun, oyun oynasın, hoplasın, zıplasın. Belki gördükleri bir güzel hareket, duydukları kuran-ı kerim, tesbihatlar onları etlkiler, hafızalarında yer edinir. Bakarsınız bir gün gelir o çocuklar namaz kılmak için de gelir camilere. 

Bir söz var çok hoşuma gidiyor: "Camide cemaatle namaz kılarken arka saflarda gülüşen çocuk sesleri yoksa, gelecek nesiller adına korkun."

Enes bin Mâlik’in rivayet ettiği bir hadis var.

Bir defasında Peygamber Efendimiz (asm) secdede iken Hasan ve Hüseyin geldiler, sırtına çıktılar. İninceye kadar Peygamberimiz (asm) secdeyi uzattı.

Oradakiler sordu:
"Yâ Resulallah, secdeyi uzatmış olmadınız mı?"  Peygamber Efendimiz (asm) buyurdular ki:
"Oğlum sırtıma çıkınca acele etmekten çekindim."

Peygamberimizin çocuklara gösterdiği hoşgörüyü bizim de göstermemiz gerekiyor. En azından bunu Allah’ın evi olarak gördüğümüz camilerde yapmayı başarabilelim.

Çocukları camiden kovmayalım. Hele bunu mübarek ramazan ayında hiç yapmayalım.

Tüm İslam aleminin ramazan ayı mübarek olsun.

Sağlıcakla kalın.