Günümüzde bir bilgi yarışmasında şu soruları doğru yanıtlayabilen kaç yarışmacı çıkar acaba? Üstelik seçenek yok, 10-15 saniye sürede düşünüp cevap vereceksiniz:

“17. yüzyılda yazılan ‘L’art Poetique/Şiir Sanatı adlı eserin yazarı kimdir?” (Yanıt: Boileau)

“Jean Champollion adlı bir Fransız arkeoloğu bir buluşu ile tarihe geçmiştir. Bu buluş nedir?” (Yanıt: Hiyeroglifi ilk okuyan bilim adamıdır.)

“Okyanusu ilk defa aşan Amerikalı kadın havacı kimdir?” (Yanıt: Amelia Earhart)

Ben bu ve benzeri soruları böyle bir yarışmada bir kerede cevaplayan birkaç kişi biliyorum:

Fenerbahçe Kulübü eski başkanı Ali Şen, Orhan Pamuk’un babası Gündüz Pamuk ve yazar Oğuz Atay. Ve tabii yarışmanın sunucusu Orhan Boran.

İstanbul Radyosu’nda 1950’li yılların sonuyla 1960’lı yılların başında tüm ülkeyi radyoya kilitleyen bir bilgi yarışması yapılıyordu: İpana 21 Puan Bilgi Yarışması. Yarışma Eczacıbaşı firmasının sponsorluğunda gerçekleştiriliyordu. Radyonun ilk eğlence programlarından biriydi. Büyük bir dinleyici kitlesini radyo başına topluyor, ertesi gün gazeteler yarışma sonuçlarına geniş yer ayırıyordu.

Yarışmanın soruları bir grup uzmandan oluşan bir komisyon tarafından hazırlanıyordu. Sunucusu Orhan Boran’dı. Toplam 21 soru vardı ve soruların tamamını bilene sponsor Eczacıbaşı tarafından yaklaşık 12 bin lira ödül veriliyordu. Orhan Boran soruyu soruyor ve yarışmacıya “Düşünün, bir kerede cevap verin!” diyordu. Yarışmaya doğal olarak herkes katılamıyordu çünkü yukarıda birkaç örneğini verdiğim soruları bilmek için büyük bir bilgi birikimi gerekiyordu.

Ali Şen 1962’de bu yarışmaya katılmış ve tüm soruları bilmişti. Ama bunu başaran ilk kişi o değildi. Bu yarışmada tüm soruları doğru cevaplayan ilk kişi Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un babası Gündüz Pamuk’tu. İpana 21 Puan Bilgi Yarışması da bir bakıma o dönemde yarışmaların Nobel’iydi.

1959 yılında bu yarışmaya genç bir mühendis katıldı: Oğuz Atay. O sıralarda 25 yaşında olan Oğuz Atay, mühendislik ile dergi işleri arasında koşuşturmacalı bir yaşam sürüyordu. Oğuz Atay eserlerinin yarattığı etkiden olsa gerek, çoğunlukla çok içe kapanık, yalnız ve mutsuz biri olarak canlanır okurların gözünde. Oysa çok yönlü ve dışa dönük biriydi. Evet, huzursuz bir ruh hâli vardı ama bu gündelik yaşamla, çevresiyle ilgili değildi. Tutunamayanlar’da şöyle bir cümle var: “İçimdeki düzenle ilgiliydi huzursuzluğum. Dışımdaki düzenle bir ilgisi yok.”

Oğuz Atay, ailede ve çevresinde ‘harika çocuk’ olarak görülüyordu. Okuma bildiği için okula ikinci sınıftan başladı. Liseyi birincilikle bitirdi. Çocukluğundan itibaren eline ne geçerse okuyordu. Sosyal yaşamdan ise hiçbir zaman uzak olmadı. Fıkra anlatmayı, espri yapmayı çok seviyordu. Çok yönlüydü. Resim, karikatür, gazetecilik her zaman çok ilgisini çekti. Tiyatroya meraklıydı. Lisenin veda müsameresinde Shakespeare’in Hırçın Kız oyununu sergilediler ve o Petruchio rolünü başarıyla oynadı. Sinemayı da çok seviyordu. İlk yayımlanan öyküsü Beyaz Mantolu Adam’ın arkadaşlarıyla birlikte kısa filmini çekti. Ayrıca 1971-1973 yılları arasında Meydan Larousse’un yazımında Vedat Günyol, Oktay Akbal, Nezihe Araz ve Hakkı Devrim ile birlikte çalıştı. Redaksiyon ve son okumadan sorumluydu.

Bir atletizm tutkunuydu. Kırılan bütün rekorları bütün istatistiklerine kadar biliyordu. Zaten en önemli özelliği belleğiydi. İnanılmaz bir hafızası vardı. Vüs’at Bener onun için şöyle demişti:

“Ben iki kişide böyle bellek gördüm. Biri Oğuz, biri de ölümüne kadar çok iyi dostluk sürdürdüğümüz Nurullah Ataç.”

İşte bu güçlü belleği onun İpana 21 Puan Bilgi Yarışması’na katılmasını ve kazanmasını sağlar.

Yıldız Ecevit’in verdiği bilgiye göre (Yıldız Ecevit, “Ben Buradayım…” Oğuz Atay’ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası, İletişim Yayınları), nişanlısıyla yarışmayı dinleyen kız kardeşi Okşan, Oğuz Atay’ın soruların neredeyse tamamını büyük bir rahatlıkla yanıtladığını söyler. Onların ve çevresindeki diğer insanların yüreklendirmesiyle Oğuz Atay yarışmaya katılır.

Yarışmada tüm soruları rahatlıkla bilir ve büyük ödülü zorlanmadan alır. Böylece yarışmaya bir kez daha katılmaya hak kazanır. İkinci katılımında ise son sorulardan birini bilemez ve elenir. Elenmesine neden olan soru şudur:

“Akdeniz havzasında çölden kıyılara doğru esen sıcak ve çok kuru rüzgârın adı nedir?”

Sizi zahmetten kurtarıp sorunun cevabını söyleyeyim: siroko.

Günümüzde ne Orhan Boran gibi bir sunucu var, ne Gündüz Pamuk ve Oğuz Atay gibi yarışmacılar, ne de böylesine nitelikli yarışma programları..

Bilginin ışığı sizinle olsun..

[email protected]

*Oğuz Atay’ın yaşamı ve eserleriyle ilgili daha geniş okuma için:

Yıldız Ecevit, “Ben Buradayım…” Oğuz Atay’ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası. İletişim Y.

Engin Topuz, Edebiyatın Kırklar Kulübü. Porsuk Kültür Yayıncılık

*Oğuz Atay’la ilgili yazdığım diğer yazılara da buradan ulaşabilirsiniz:

"BİR TUTUNAMAYANIN ÖLÜMÜ" İÇİN TIKLAYIN

"ENGİN TOPUZ- OĞUZ ATAY-YUSUF ATILGAN BULUŞMASI" İÇİN TIKLAYIN

"Okuma Gözlüğü-9 Beyaz Mantolu Adam- Oğuz Atay" İÇİN TIKLAYIN