Uzun süre yazılara ara verdim. Ne oldu yazmıyorsun diyen arkadaşlara Ramazan dedik,  bayram dedik,  sıcak dedik demesine de bu dediklerime kendim bile inanmadım. Düşününce, yazamamamın birinci sebebinin tembellik,  ikinci sebebi yoğun bir iş temposu olduğ

Uzun süre yazılara ara verdim. Ne oldu yazmıyorsun diyen arkadaşlara Ramazan dedik,  bayram dedik,  sıcak dedik demesine de bu dediklerime kendim bile inanmadım. Düşününce, yazamamamın birinci sebebinin tembellik,  ikinci sebebi yoğun bir iş temposu olduğunu düşünüyorum. 

 

Yazımıza,  başlığından başlamak istiyorum.  Elbette temizlik imandandır.  Bundan hiç şüphem yok.  İslamiyet temizliği emreden bir dindir. Peygamberimiz hayatında temizliğe verdiği önem ile bunu cemaatine hem göstermiş, hem de anlatmıştır.  Bu satırlarda parklarda yerlere atılan çerez kabuklarından,  piknik alanlarındaki yığınlardan veya çöp tenekesi yerine sağa sola savrulan çöplerden bahsetmeyeceğim.  Dikkatlerden kaçan ayrı bir temizlik penceresinden bakmak istiyorum.

 

Yuntdağı’nda bulunan köylerimize değişik vesilelerle gidiyorum. Yuntdağında köyler arasında cami yapımında bir yarış var.  300 nüfuslu köyde,  500 kişilik cami yapmak gelenek haline gelmiş. (Bu ayrı tartışılacak bir konu. Hele de 300 nüfuslu köye ikinci cami yapılması, peygamberimizin emrine ve uygulamalarına ters.)  Gelmesine gelmişte bu camilerin olmazsa olmazlarından biride tuvaletleridir.  Maalesef, tuvaletler sanki yıllarca insan eli değmemiş kadar kirli.

Temizlik imandansa   bu  tuvaletler neden  bu  kadar pis ve bakımsız  diyesi geliyor insanın. Yanlış mı?

 

MANİSA YÜKSEK TAHSİL ÖĞRENCİ VAKFI

Ankara da okuduğumuz yıllarda, Cebeci’de bulunan Manisa Yüksek Tahsil Öğrenci Yurdunda bir müddet kalmıştım. Bu yurtta binlerce Manisalı öğrencinin yıllar içinde kaldığını biliyorum.  Bu yurt, Manisalıların parası ile yapılmıştı.  Bu yurt ve ilgili vakıf hakkında 3 yıl içinde birkaç yazı yazmıştım. Avukat Cemil Altınbilek’in de bu konu üzerine yazılmış,  birkaç köşe yazısının olduğunu biliyorum.  O yazılarımda bu vakfın merkezinin Manisa’dan, Ankara’ya alındıktan sonra birkaç kişinin eline geçtiğini ve ekonomik olarak güçlü olan bu vakfın, kapalı kapılar arkasında yönetildiğini ve Manisalılara hiçbir faydasının bulunmadığını belirtmiştim.

Aldığım bir bilgiden, yönetimin artık bir ailenin tekelinden çıktığını ve yöneticilerinin çoğunluğunun,  Ankara’da yaşayan Manisalı kişilerden oluştuğunu öğrendim.  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurul Üyesi de olan Ali Suat Ertosun Bey,  bu vakfında yöneticisi olmuş. Onunla yaptığımız konuşmalarda yönetimin, bu dönem iyi çalışmalar yaptığını ve burs verirken oluşan kıstasların içinde Manisalı olmak şartının da bulunduğunu söylemesi beni ayrıca sevindirdi.  Kısaca, Manisalıların,  çocukları için kurduğu bu vakıf şimdi torunlarına hizmete devam ediyormuş.   Belki, benim ve Cemil Beyin eleştirilerinin de bu değişimde katkısı olmuştur.  Çocuk okutmak hem ülke için yararlı, hem de İslamiyet’in bir emridir.

NOT:İlgili vakıf konusunda detaylı bilgiyi almak, gerekirse iletişim kurmak için internetteki sayfalarından faydalana bilirsiniz.

 

YUNUSEMRE’DE PAZAR YERLERİ

Yanıma hemen, hemen her gün 5- 10 muhtar uğrar. Mahallesinin sorununu anlatır. Bu sorunları beraberce çözmeye çalışırız.  Hafsa Sultan Mahalle muhtarım geçenlerde bizim mahallenin Pazar yeri sorunu ne oldu diye bana sordu.  Bu soru sorulunca hatırladım.  MHP grubu olarak Yunusemre İlçemiz Belediye Meclisine Pazar yerleri için bir önerge vermiştik.  Barbaros, Güzelyurt ve Hafsa Sultan mahallelerinde, planda Pazar yeri olarak ayrılan yerlere semt pazarları yapılmasını istemiştik.  Meclis oy birliği ile kabul etmişti.  Aradan bir yılı aşan zaman geçti. Bu konuda bir çalışma görülmüyor.  Herhalde, Yunusemre Belediyesinin bu konuda bir açıklaması olacaktır. 

Yunusemre İlçesi değince işimiz çok.  Akhisar’a girerken tabela vardır.  Akhisar yazar,  altında nüfusu bazen de rakımı bulunur.  İzmir’den, şehre girerken bir YUNUSEMRE tabelası göremezsiniz.  Yunusemre nüfus olarak, Manisa’nın en büyük ilçesidir fakat sınırlarında bir noter bulunmaz.  Yunusemre’nin kendi mezarlığı da yoktur. Yunusemre’de bir çarşı yoktur. İlçede yaşayan bir kişi bir çorap almak için Şehzadeler ilçesine gelir. Kısaca noteri yok, mezarlığı yok, hatta girişte bir tabelası yok. Özetle Yunusemre İlçesinde yapılacak çok iş var.

 

KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Salı akşamı yapılan Yunusemre Belediye meclisine gelen bir madde çok önemli. Laleli, Mesir, Lalapaşa ve Mutlu mahalleleri,  bakanlar kurulu kararı ile riskli alana alınmış ve kentsel dönüşüm projesi içine girmiş.   Bu yapılacak proje Yunusemre İlçemize fayda getirecek olabilir. Başta belediye meclis üyelerinin ve vatandaşların bilgilendirilmemeden bu bakanlar kurulunun, kararının çıkarılması,  yanlış bir uygulamadır.  Bu sebeple MHP ve CHP gurupları, Başkan Mehmet Çerçi’ye verilmesi istenen yetkiye karşı çıktılar.  AK Parti gurubunun oyları ile bu yetki verildi. Şimdi bu 4 mahalle de oturan insanlar başlarına ne geleceğini merak ediyorlar. Yunusemre Belediyesi en yakın zamanda bu konulara açıklık getirmelidir.  Karanlık olan dehlizin sonu mağaraya mı çıkar, malikâneye mi, bunu bilmek vatandaşın hakkıdır.

 

ALİ RIZA ÇEVİK İLKOKULU

Kendim ve kardeşlerim Ali Rıza Çevik İlkokulunda okumuştuk. O okul bizim ilk göz ağrımızdır.  Bu sebeple burada olan olaylar her zaman fazla ilgimi çekmiştir.

Eski blokların yıkılıp altına otopark, üstüne yeni okul projesi Cengiz Ergün’ün iki dönemdir dillendirdiği bir projesidir. Bu konu da üretilen proje bakanın önünde olmasına rağmen bir yıldır bir türlü imzalanmamış olması da ayrı bir soru işareti taşımaktadır.

4+4+4 sisteminde ilköğretimden ilk ve  orta  okullara   dönen sistemde, bu okul  milli eğitimce  orta okul olarak düşünülmüş.  Aynı bahçede hem ilkokul, hem ortaokul olmaz diyen bir düşünce geliştirilmiş  ( İlköğretim uygulamasında, sanki yıllarca, aynı okulda beraber okunmamış gibi) ilkokul öğrencilerine marş, marş başka mahallelere gidin denmiş.  Düşünebiliyor musunuz ağabeysi evin dibindeki okula gidecek, ufak kardeş başka mahalleye yollanacak. Üstelik iki blok da boş duracak. Burada bir yanlış  yok mu? Gerekirse bahçeye bir duvar örersin (Murat Germen okulunda olduğu gibi)  bu işi geçici olarak halledersin.  İkinci şık Ali Rıza Çevik eskisi gibi ilkokul olur,  ortaokul çocuklarını diğer okullara yollarsın. [Bu uygulama da kötünün iyisi olurdu]

SON SÖZ:  Bana göre AKP hükümetlerinin en başarısız olduğu iki bakanlık vardır. Biri Milli Eğitim Bakanlığı, biri Dış İşleri Bakanlığıdır.