Denizli'nin bir köyünde 1463 yılında dünyaya gelen ,daha çocukluğunda üstün zekası,  kavrama ve  yüksek kabiliyetiyle dikkat çeken , Musa Muslihiddin,Sümbül Sinan  efendiyle karşılaştığında bilgisi, farklılığı herkesin dilindedir.

Birgün Sümbül Sinan efendi, talebelerini tek tek içeri çağırıp; "eğer  Allah'tan dünyayı değiştirmek için bir  hakkınız olsa ne isterdiniz, neyi değistirirdiniz ? "Diye sormuş. 

Talebelerin kimi fakirliğin ortadan kalkmasını, kimi insanların sıkıntıdan kurtulmasını, bu konularda değişiklik isteyeceğini söyleyip bir köşeye oturmuş. 

Sıra Muslihiddin efendiye gelmiş, soruyu duyunca Yaradanın azametinden titreyerek:
- Haşa ne haddime, Cenab-ı Allah'ın yarattığı  her şey, o kadar ölçülü, öyle mükemmel, öyle muhteşem,  oyle merkezinde ki...

Merkezinde....

Merkezinde... 

Diye tekrarlayınca, o günden sonra adı Merkez efendi olarak anılmış. 

Ve o Merkez efendi, hastalanan Kanuni Sultan Süleyman 'ın annesi Hafsa Sultanın, Manisa'da kırk bir çeşit baharatla hazırladığı Mesir macunuyla iyileşmesine yardımcı olmuştu.

Bugün Sultan camiinin karşısındaki heykeli de Manisa'nın merkezinde...

Heykel gün içinde kendi etrafında, üç yüz  altmış derece dönerken, adeta semazenler gibi; nereye dönersen dön Allah yanındadır der gibi...

Denizli'de başlayan, İstanbul'da devam eden Manisa'da Mesirle taçlanan, muhteşem bir  hayat ve muhteşem bir insan...

Şehzadeler şehri güzel Manisa, sen ne güzel insanlara evsahipliği yaptın...