MANİSA’YI YÖNETENLER DEĞİL, YÖNETENLERİ YÖNETENLER YÖNETİYOR! Her dönemde aynı şeyleri yaşıyoruz. Valiler, belediye başkanları, milletvekilleri değişiyor ama onların yanındakiler, sağındakiler solundakiler hiç değişmiyor. Her dönemde herkesin yanındalar

MANİSA’YI YÖNETENLER DEĞİL, YÖNETENLERİ YÖNETENLER YÖNETİYOR!

Her dönemde aynı şeyleri yaşıyoruz. Valiler, belediye başkanları, milletvekilleri değişiyor ama onların yanındakiler, sağındakiler solundakiler hiç değişmiyor. Her dönemde herkesin yanındalar!!! Bazen sağcı, bazen solcu oluyorlar.   “Bunun Manisa’ya ne zararı var?” diye sorduğunuzu varsayarak cevaplayayım. Çok zararı var. Hem de sandığımızdan daha fazla. Çünkü bu şehir değil onlar büyüyor, gelişiyor, genişliyor! Bu nedenle benim önerim; Manisa’yı yönetenler değil, yönetenleri yönetenler değişsin! Çünkü Manisa’yı yönetenler değil, yönetenleri yönetenler yönetiyor! İyi de nasıl? Ne yazık ki hiçbir fikrim yok! Ama umudum var. Yüreği tertemiz, nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilmeyen insanlar var. Onlar yok olmadıkça, umudum devam edecek. Bu şehrin bahtsızlığı belki de burada. Bu detayda saklı! Yoksa ne Spil’dir bu şehrin kıblesini kapatan ne de yanı başındaki İzmir. Bizim önümüzü tıkayan, şehrin nimetlerinden faydalanmak uğruna her türlü pisliği mubah sayanlardır. Bunlar sıkıştıklarında ayıplarını örtmek için ne yazık ki “Manisalı” şemsiyesinin arkasına gizlenirler. Ve neacıdır ki bu şemsiyenin hatırına o ayıbı görmezden gelen de olur zaman zaman...   Son günlerde hemşeri derneklerinin düzenlediği etkinlikte dikkatimi çeken şu slogan belki de bu kafatasını taşıyanlara verilmiş bir cevaptır; “Manisa’dayız - Manisalıyız" “Doğduğun Yer Değil Doyduğun Yer Memleketindir”  Elbette doğduğun yeri, dilini, ananelerini unutmayacaksın. Unutman da mümkün değil. Hatta gelenek ve göreneklerini yaşadığın yere taşıyacaksın. Toplumsal zenginliktir bu. Diğer tarafta yaşadığın yerin kıymetini bilecek, orayı benimseyeceksin. Yaşadığın şehir için çalışacaksın. Manisa’da yaşıyoruz, bu il için çalışıyor, bu ilin sorunlarına kafa yoruyoruz. Bu memleket güzel ve bereketli. İnsanı da doğası da güzel… Dürüst olan herkese karşılığını fazlasıyla veriyor. Kendimi borçlu hissettiğim için elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorum. Beni takip eden dostlarım çok iyi bilir. Yazdığım yazıların yüzde 90’nı şehrin sorunlarıyla ilgilidir. Her siyasi gelişme, her genel olayda Manisa’ya ilişkin bir sonuç ararım. Bundan bize ne demeyin! Belki de budur Manisalılık! Dönelim yazının en başına… Manisa’yı yönetenler nedense hep bu değişmeyen, yönetenleri yönetenlerin ağına takılıyor, bir şekilde onların tuzağına düşüyor. Ve her seferinde kaybedip gidiyorlar. Sonra giden ağam, gelen paşam misali, yeni gelenlere yeni tuzaklar kuruluyor. Bu çark yıllardır böyle dönüyor. Daha ne kadar dönecek ey halkım?