Dün itibari ile Manisa'da 65 yaş üstü vatandaşlara sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Bazı cadde, sokak ve meydanlarda sigara içmek yasaklandı.
Zaten aynı gün İçişleri Bakanlığı da Türkiye genelinde topyekün bir karar aldı.
Koronavirüs ile ilgili maalesef öngörülemeyen bir artış yaşanıyor.
Manisa Valiliği olabildiğince günlük hayatı devam ettirmeye çalışıyor. Ekonominin  çökmesi de en az koronavirüs kadar tehlikeli. Fabrikalarda, işletmelerde çarkın dönmesi lazım. Bu nedenle esnek mesai sistemine geçildi. Birçok özel ve resmi kurumda evden çalışma yöntemleri deneniyor.
Bütün bu tedbirler mutlaka koronavirüs vaka sayısına olumlu etki yapacaktır.
Bazılarımız sorguluyor; Neden bu tedbirler? 
Bazılarımız cadde ve sokaklarda sigara içme yasağını eleştiriyor. 65 yaş üstü vatandaşlara getirilen kısıtlamayı saçma bulanlar var.
Hatta ve hatta koronavirüse inanmayan insanlar var.
Bu  son derece normal.
Insanların kafası karışık. Bu bir hastalık mı, bu bir virüs mü? Öldürüyor mu, öldürmüyor mu gibi tartışmalar devam ettiği sürece inanmayan insanlar da olacaktır.
Ancak şu bir gerçek...
Koronavirüs tüm dünyayı tehdit etmeye devam ediyor. Salgınlar sadece günümüzde değil geçmişte de birçok kez dünyada milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuş.
Ben aslında yetkililere biraz yardımcı olmak, onların aslında söyleyemediklerini söylemek için bu yazıyı kaleme aldım.
Rakamlar vereceğim...
Manisa'nın ilk koronavirüs vakasının tespit edildiği günden bu yana nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu sizlere anlatacağım. 
Anlatacağım ki belki inanmayanlar inanır ve biraz da olsa ikna olur. 
Hiçbir Vali vatandaşlarına kısıtlama getirmek istemez. Hiçbir hükümet ekonominin zarar görmesi pahasına önlem almaz. 
Mecbur kalırsanız yasak tek çaredir. 
Sağlık her şeyin önünde... 
Hastanelerdeki doluluk oranı çok önemli bir veri. Eğer mevcut hastaneler salgın karşısında hasta potansiyeline karşılık veremezse bu bir felakettir. 
Geldiğimiz noktada alınan önlemlerin en önemli gerekçesi budur. Hastanelerdeki doluluk oranının belli bir sayının üzerine çıkmaması gerekiyor. Ve bunun sağlanması için her türlü önlem elzemdir. 
Sadece dün Manisa genelinde koronavirüs nedeniyle ölen kişi sayısı kaç biliyor musunuz? 
10'dan fazla...
Manisa'da ilk koronavirüs vakalarının çıktığı günden bu yana 550'den fazla can kaybı var! 
Bugüne kadar Manisa'da yaklaşık 185 bin kişiye koronavirüs testi yapıldı. 
Ve yine bugüne kadar Manisa'da 35 binden fazla insan koronavirüse yakalandı. 
Çok moralinizi bozmayın, sevindiren bir rakam vereceğim. 35 bin vakadan 25 bini iyileşti. 
Ve maalesef 9 bin civarında aktif vaka var. Yoğun bakımlarda hastalar var. 
Hal böyleyken alınan önlemlere eleştiri getirmek yetkilelere haksızlık olur. Biraz da kendimize eleştirsek mesela.  
Bu bir salgın ve hepimize görevler düşüyor. 
İlla bir sorumlu arıyorsak, illa bir günah keçisi arıyorsak bence cevap hepimiz. 
Ve lütfen birkaç ay daha sabredelim. Temastan uzak duralım, maskemizi takalım ve kurallara uyalım. 
Neden mi birkaç ay? 
DÜNYAYI KRİZDEN KURTARACAK TÜRK ÇİFT
Prof. Uğur Şahin'in ve Dr. Özlem Türeci’nin kurduğu Almanya’nın Mainz kentindeki BioNTech firması aşıyı buldu. Yüksek bir başarı oranını yakalayan aşı bütün dünyada büyük yankı uyandırdı. 
Haber başlıklardan biri şöyleydi: Dünyayı krizden kurtaracak Türk çift. 
Hatta Nobel Barış ödülüne şimdiden aday gösterenler var. 
Aşı birkaç ay sonra üretilip ülkelere dağıtılacak. Kimlere öncelik verilir ve dağıtımı nasıl yapılır tartışma konusu. Ülkemiz bu konuda şanslı. Aşının Türkiye'de de deneme çalışmaları yapılıyordu. Ve sanırım Sağlık Bakanlığımızın bir protokolü var firmayla.
Öte yandan ülkemizde geliştirilen yerli aşının da oldukça başarılı olduğu biliniyor. İlkbaharda bu aşının da yaygınlaşması hedefleniyor. Küresel ekonomileri tehdit eden koronavirüs karşısında aşının bulunması için adeta seferber olan Dünya başarılı olacak gibi. Yapılan bütün açıklamalar bu yönde... 
Şuan aşı hızlı onay sürecinde... 
İşte bu yüzden birkaç ay daha sabredebilirsek ve bu salgın karşısında en az kayıpla şu kışı atlatabilirsek, 2021 yılının baharı gerçek bir bahar olacak. 
Temennim budur, eminim sizler de bunu temenni ediyorsunuzdur. 
"Pozitif" ifadesi hiç bir dönemde bu kadar "negatif" bir algı oluşturmamıştı. En yakın zamanda bu ifadelerin hayatımızdan yok olup gitmesi ümidiyle.. 
Ve en anlamlı bitiş cümlesi;
Kalın sağlıcakla...