Bazı özellikler doğuştan vardır. Bunu net bir şekilde gözlemlemek için çocuklara bakın. Kimisi çok iyi futbol oynar kimisi ise topa ayağını vuramaz. Bazı çocuklar çok yaramazdır bazıları ise sakin ve uslu. İlgi alanlarına göre çocukların geleceğiyle ilgil

Bazı özellikler doğuştan vardır. Bunu net bir şekilde gözlemlemek için çocuklara bakın. Kimisi çok iyi futbol oynar kimisi ise topa ayağını vuramaz. Bazı çocuklar çok yaramazdır bazıları ise sakin ve uslu. İlgi alanlarına göre çocukların geleceğiyle ilgili bazı tahminlerde bulunmak mümkündür. Gelişmiş ülkelerde bizim “tahmin” diye adlandırdığımız bu süreç sistematik bir şekilde uygulanıyor. Çocuğun ilgi alanı, yetenekleri ve yatkınlık derecesi hesaplanarak daha ilköğretim çağında mesleki süreci başlatılıyor. Yani bizdeki gibi çocuk liseyi bitirdikten sonra ne olacağın karar vermiyor. Sistem bunun önüne geçiyor.

Almanya’da yaşayan yeğenlerimden biri sınıf öğretmeni tarafından çok iyi futbol oynadığı için spor okuluna yönlendirildi. Çocukla yakından ilgileniyorlar. Gelecekte futbolcu olacağı artık kesin gibi. Bütün yatırımlar o yönde yapılıyor.

Bu tam anlamıyla geleceği planlamadır.

Biz bunu henüz başaramadık. Biraz “saldım çayıra mevlam kayıra” stratejisini benimsemişiz sanki. Bu yüzden yaptığı mesleği sevmeyen bir sürü insan var toplumda.

Peki adam olacak çocuk gerçekten kendini belli eder mi? Bu sorunun cevabını veren çocuklar var. Bazı çocuklar daha mahallede oyunlar oynarken arkadaşlarını organize ederek liderlik denemelerine başlar. Kararları onlar verir. Sorumluluk alırlar. Cesaretlidirler.

Sonra o çocuklar büyüdükçe konumları güçlenir. Liderlik onlara doğuştan monte edilmiştir adeta. O özellikleriyle toplumsal statüleri gelişir, güçlenir. Hedeflerine kilitlendiler mi sonuç almadan bırakmazlar.

En büyük handikapları hırstır!

Biraz uzun bir girişin ardından gelelim yazımızın an temasına… Dün Cengiz Ergün’ü Malta Parkı’ndaki Haylaz’da dinlerken aynı zamanda

izledim. Vücut dili, hareketleri ve hitabetinde ön planda olan tek unsur özgüvendi.

“Manisaspor Başkanı Cengiz Ergün”ü mucizevi iki seçim sürecinin ardından “Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün” yapan da aynen bu özelliktir.

“Özgüven” liderlerde çok ön plandadır.

Aslında bu bir nevi sihirdir. Ya da seçmeni veya kitleleri etkileyen şeytan tüyü…

Bunları neden mi yazıyorum?

Ülkemizde halkın tercihlerini yaparken neden bizim gibi düşünmediğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu yüzden seçim sonuçlarının analizini doğru yapamıyoruz. O zaman da en kolaycı çıkış olan seçmeni aşağılama yoluna gidiyoruz. Halbuki seçmen mevcut alternatifler içinde en mantıklı olanı seçer. Ve asla aptal değildir. Hele Manisa seçmeni! Tereyağından kıl çeker gibi Cengiz Ergün’ü başkan yaparken iki merkez ilçeyi ve meclisteki çoğunluğu Ak Parti’ye verdi. Bu ayarı dünyada çok az seçmen topluluğu yapabilir. O halde “seçmenin falanca kadarı aptaldır” diyenlerin derin bir yanılgı içinde olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Peki tüm bu gerçekler ışığında “Cengiz Ergün’deki Tayip Erdoğan” sihrini nasıl açıklayabiliriz? Ya da ne alakası var? Biri yerelde diğeri ülke genelinde başarı kazanırken bunu nasıl başarıyorlar?

Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin son 12-13 yılına damga vurdu. Birçok kesim tarafından eleştirilen hatta zaman zaman hakarete varan eleştirilere maruz kalan Erdoğan’ı toplumun belli bir kesimi çok tutuyor, çok seviyor. Diğer kesim ise tam aksini düşünüyor. Bu durum oy oranlarına da yansıyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların yaklaşık yüzde 52’sini almıştı. Bu müthiş başarıdaki unsur lider olma özelliği ve özgüvendir.

Vatandaş, ideolojik yaklaşımların dışında seçim yaparken ya sevdiği, inandığı kişiye ya da sevmese bile güvendiği kişiye oy veriyor. Bunu sağlayan “Lider”dir.

Bir sihir var ortada. Tayyip Erdoğan’ın gerek başbakan gerekse cumhurbaşkanlığı seçimlerinde elde ettiği başarıların sırrı, liderlik vasıflarını tam anlamıyla taşımasıyla ilişkili. Yoksa bunu başka nasıl açıklarız? Çünkü Erdoğan da hata yapıyor. Hatta ciddi hatalar yaptı. Ancak seçmen hatasıyla sevabıyla oy vermeye devam etti.

Ya Cengiz Ergün?

2009 yılında İlk belediye başkanı seçildikten sonra çok ciddi hatalar yaptı. Gerek ekibini oluştururken gerekse partisiyle ilişkilerinde bir türlü ayarı tutturamadı. MHP’de tüm teşkilatlar onun isteğiyle değişti. Yapılanların hiçbiri genel seçim sonuçlarına olumlu yansımadı. Bu noktada Ergün’ün liderlik vasıfları devreye girdi. Pes etmedi. Sonuç itibariyle Ergün’e sokaktaki ilgi hiç azalmadı hatta arttı.

Sözün özü; Bazı isimler hatasıyla sevabıyla lider oldukları için sevilir. Tayyip Erdoğan hangi sebeplerle seçilmişse Cengiz Ergün da ondan seçildi. Partiler, kişiler, konumlar tamamen farklı ama sosyolojik gerekçeler hemen hemen aynı. Seçmen bir kere güvendi mi kolay kolay sırt çevirmiyor, bırakmıyor.