Ne güzel bir sözcüktür. Sıkça kullanırım ben de. Cinsiyet ayrımı yapmaksızın hem de. Toplumumuzda da böyledir aslında. Defalarca duymuşluğum var. Bir bakan aynı sözcüğü kullandığında niye bu kadar yadırgandı acaba?

Bakan olduğu için mi?

Bir bakanın taşıması gereken ciddiyet ve ağırlıkla bağdaşmadığı için mi?

Yoksa diğer pek çok, politikacılara has samimiyetten, sahicilikten uzak tavırlara baktığımızda üzerinde iğreti durduğu için mi?

Bilmiyorum. Ama bu güzel sözcüğün, salt bu nedenle harcanmasına gönlüm razı değil.

Bu nedenle sen sevgili okuruma böyle hitap etmek istiyorum.

Bitanem,

Geçenlerde bir araştırma sonuç raporu okudum. Araştırma şu:

İnsanlara soruyorlar. Bir bebeğiniz olacak, ama bedensel engelli olduğunu öğreniyorsunuz. Yine de doğmasını ister misiniz?

İnsanların %90’ı “EVET” diyor. Doğmasını istiyor.

Peki diyorlar, ikinci soru: Bir bebeğiniz olacak, ama zihinsel engelli.

İnsanların %90’ı “HAYIR” diyor. Doğmasını istemiyor.

Bi kalakaldım şöyle…

Üzerinde günlerce düşündüm.

Ne bu?

Kolu bacağı olmasa da olur, yavrumdur, kaderime razı olur bağrıma basarım, bakar, besler, yaşatır, büyütürüm.

Ama eğer kusuru aklındaysa yok, istemem, ben ona bakamam.

İnsana ve insan olmaya dair çok önemli bir veri bu farkında mısın bitanem?

İnsanı diğer tüm canlılardan ayıran ve insan yapan en önemli vasfın AKIL olduğunu bize ne kadar net gösteriyor.

Şükür ki hepimiz ona sahibiz. Hepimiz de var. Ama kimimiz kullanmayı, kimimiz kullanmamayı seçiyor.

Öğüt almaktan ve öğüt vermekten hiç gocunmayan bir insanım. Bana göre yaşayarak öğrenmek evet en hakikidir, ama o ölçüde yıpratır, hırpalar. Yaşamadan öğrenmek ise teğet geçer. Bu nedenle tecrübe dinlemeyi, nasihat almayı severim. En sevdiğim nasihat, öğüt ya da öneri diyelim, “AKLINI KULLAN” cümlesidir. Duygularıma gömülüp, kafamın içinde bir aklımın olduğunu unuttuğum zamanlarda ilaç gibi gelir bana. Evet, kafamın içinde bir hazinem var. Aklım, beynim, zihnim, zekam, çağlar boyu soyumun devamını sağlamış olan muhteşem varlığım.

İnsanoğlu olarak AKLIMI kullanarak düşündüm, gözledim, izledim, araştırdım, soruşturdum, soru sordum, cevap aradım, okudum, konuştum, tartıştım, kıyasladım, benzerlikler zıtlıklar buldum, çelişkiler yakaladım, kendimce doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü, güzeli çirkini ayırdım, yeni bağlantılar oluşturdum, nasıl bir dünyada yaşamak istediğimi düşündüm, hayaller kurdum, keşifler, icatlar yaptım, çocuklarıma nasıl bir dünya bırakmalıyım deyip geleceği tasarladım vesaire vesaire.

Özeti her ne yaptımsa aklımla yaptım. Aklımı kullanarak yaptım.

Atalarımız için bu iş elbette bize nazaran zordu. İletişim çağında yaşayan bizler için ise çok kolay.

Sayısız seçenek ve imkanımız var bitanem.

Düşün, soru sor, mevcut bilgilerini sorgula, “yanılmış olabilir miyim?”, “ya da bana yanlış bilgi verilmiş, veriliyor olabilir mi?” diye sor kendine, herkesi ve her kesimi izle, dinle, oku, kıyasla, çelişkileri yakala, çok yönlü bak, geniş bak, geleceği düşün ve seçimlerini ona göre yap.

Uzatmayayım, yerleşmiş düşünce kalıplarının dışına çık, bakış açının ayarlarıyla oyna, genişlet, seçimlerinde, hele ki geleceğini ilgilendiren önemli konularda, futbol takımı fanatiği gibi davranma.

AKLINI KULLAN BİTANEM.

Çünkü sen sahiden 1 TANESİN.