"Bir milletin var olabilmesi ancak ve ancak Milli Tarihine ve Kültürüne sahip çıkmakla mümkündür."
Milli kimliklerini, örf, gelenek ve göreneklerini kaybeden milletler veyahut halk toplulukları başka milletler ve halklar tarafından asimile edilerek tarih sahnesinden silinir giderler.
Milli Kültür denince akla ilk gelen; Milli Dil, Milli Halk Edebiyatı, Milli Etnografik özellikler (Giyim - Kuşam) ve ortak değerlerin yaşatıldığı tüm folklorik öğelerdir. 
Atalarımızdan bizlere miras kalan bu kültürel değerlerimize sahiplenmek en küçük sosyal birim olan aile içinde alınan eğitim ve görgü ile başlar ve Toplumun tüm fertlerine yayılır. 
Acıda, tasada, doğumda, ölümde, düğünde ve cenazede kısacası insan yaşamının her anında ortak kültürün yeri çok önemlidir. Acıda ve tasada birlikte kenetlenmek sosyal toplum kültürünün en güzel örneğidir. Düğünlerde Halay çekmek "Oro" oynamak dayanışmanın en güzel örneğidir. 
Bizlere; Ait olduğumuz toplumumuza özgü milli kıyafetlerimize, türkülerimize ve halkoyunlarımıza, sahiplenmemiz ve onları yaşatarak bizden sonra gelecek kuşaklara miras bırakmamız gerekiyor.
Eğer; Bu gün bizler kendi değerlerimizi beğenmeyip başka milletlere ait olan kültürel objelere sahiplenirsek inanın ki çok kısa bir zaman diliminde başka millete aidiyet olur ve kültür asimilasyonu neticesinde toplum varlığını kaybederiz. Tarih ve Kültürün yaşatılması konusunda kurulan Derneklere çok iş düşüyor.
Zira; Dernek ismi içinde "Kültürünü yaşatma" ibaresi yer alan Derneklerin bu konularda üyelerine ve temsil ettikleri topluma uyarıcı ve yol gösterici olmaları gerekir. 
Yaklaşık 700 yıldır Ninelerimizin, Annelerimizin, Gelinlerimizin, Kızlarımızın ve Torunlarımızın giydikleri ve sadece Makedonya'nın Rekalar Bölgesinde bulunan 12 adet Köyde giyilen, Makedonya Etnoğrafya Müzesi tarafından yöreye özgü "Makedonyalı Müslüman Gelin Kıyafeti" olarak tescil edilerek sergilenen ve yüzyıllar boyunca kadınlarımızın çeyiz sandıklarının en güzel ve en kıymetli parçası olan "Cere koşula - Yelek - Pantoli (Şalvar) ve bohça" dan oluşan bu giysimiz giyilmeden gelin olunmazdı.
Bu vasıflarını saydığım gelin giysisinin en önemli özelliği ise; Reka Yöresinin dışında, ne Makedonya'da ve ne de Rumeli'nin herhangi bir yöresinde giyilmemesidir. Sadece ve sadece bize ait olan bir kıyafet. 
Bu gün geldiğimiz noktada bu gelin elbisemizin yerini Kosova ve Üsküp yöresi gelinlerinin giydikleri gelin kıyafetleri almaya başladı. Başkalarının kültürel değerlerine saygılı olalım. Ancak biz de kendi değerlerimize sahip çıkalım. Her yörenin kendine ait kültürel değerleri vardır. Başkaları gibi olmak, başka topluluklara özenmek, başkalarına benzemek doğru bir yaklaşım değildir. Her Topluluk ve her Millet kendi kültürüyle ayakta var olabilir.
Sizler hiç Türklere özenen ve Türk Kültürüyle yaşayan başka milletler topluluğuna rastladınız mı? Ben ömrüm de hiç rastlamadım. Peki siz neden özeniyorsunuz? Benden uyarması. Bir gün geç olmadan!