Ünlü köşe yazarı Ahmet Hakan, Hürriyet Gazetesi’nde dün yayınlanan köşe yazısında “CHP’nin başına kim geçsin?” başlıklı bir bölüm açıp 5-6 kişinin isimlerini sıralayarak ilgili kişilerle ilgili fikirlerini yazdı. Bu isimlerin içinde, şu anda mecliste bizi temsilen bulunan Manisa Milletvekili Özgür Özel’in de adı geçiyor. Ve şöyle demiş Ahmet Hakan: “Fazla efendi, fazla şık, sınıflarını doğrudan geçenlere özgü bir mahcubiyet…Bizim millete uymaz yani.” Bu, Özgür Özel’in ana muhalefet partisi başına geçemeyeceği ya da geçmemesi gerektiğini ve bunun nedenlerini açıklayan bir cümle. Özgür Özel’le ilgili söylediklerine bir itirazım yok, “doğru tespitler” bile diyebilirim hatta. Ama böylesi bir kimliğin bizim millete uyup uymaması konusunda katılmıyorum Ahmet Hakan’a. Neden uymasın bizim millete? Şahsen “bizim millet”in bir parçası olarak ben özlemiş durumdayım sözü edilen politikacı kimliğini. Keşke bütün politikacılar tam da böyle olsa. Efendi olsa, şık olsa, çalışkan olsa, o saf mahcubiyeti hiç yitirmemiş olsa. Keşke olsa. Özgür Özel, 9 vekilimizin içinde en rahat ulaşabildiğimizdir. Cep telefonu her aradığınızda ya kendi tarafından, ya da o an için meşgulse yardımcısı tarafından açılır ve mutlaka konunuzla ilgili size dönüş yapılır. Ulaşamama gibi bir sorununuz yoktur. (Diğer vekillerimiz için ulaşılmaz anlamı çıkmasın buradan. Söz konusu olan sadece bir kıyaslama) Bir milletvekiline hele ki grup başkan vekili olan bir milletvekiline ulaşabilmek, derdini doğrudan, asistanına değil de, birebir kendisine anlatabilmek bir vatandaş için paha biçilmez bir nimettir. Bu en temel özelliği belirttikten sonra, en az on madde daha sıralayabilirim Özgür Özel’in olumlu özelliklerini belirten. Fakat bu yazımın amacı Özgür Özel güzellemesi yapmak değil. Amacım, “olumlu özellikleri olan politikacıların kendi partilerinin en üst kademelerinde siyaset yapmalarının önü açılmalı” fikrinden hareketle “biz vatandaş olarak bunu isteriz ve destekleriz” demek. “Bizim millet yer” diyorum yani. “Politikacılar parti içi çekişmelerine bahane olarak bizi göstermesinler” diyorum. “Gelecek vadeden politikacıların önünü kesmek için -halkta karşılığı yok- gibi bir bahane üretmesinler” diyorum. Tüm bunları bütün partiler için söylüyorum. Siyasette alışılmıştan farklı profiller, yeni yüzler, genç beyinler olsun. Önleri açılsın. Yükselebildikleri yere kadar yükselsinler. Biz millet olarak bundan sevinç duyarız. Şimdi bi düşünün lütfen; Ana muhalefet partisinin başında bir Manisalı olsa fena mı olur?