Naci YENGİN
15 Eylül 2019 tarihinde Kula Belediyesinin organizasyonu ile gerçekleştirilen Yunus Emre’yi anma etkinliğinde Yunus Emre’nin İzinde” konulu bir konuşma yaptık.
Kula Emre köyünde olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşündüğümüz Tapduk Emre Türbesi ve Yunus Emre mezarı ile ilgili şimdiye kadar ciddi anlamda bir çalışma ve literatür taraması yapılmamıştır. Bırakın literatür taraması ve kaynaklara inmeyi Yunus Emre’nin adeta yeniden keşfedildiği 1918den bu yana Kula Emre köyünde meftun Yunus Emre ile ilgili yazılmış kaynak eser ve araştırmalar yoktur!
Yunus Emre’nin mezarı hiç kuşku yok ki hocası Tabduk Emre’nin türbesinin yanında olmalıdır. Zira Yunus Emre vasiyet niteliğindeki sözleriyle şeyhinin dizinin dibine gömülmek istemiştir. Bu anlamda Tabduk Emre ile Yunus Emre’nin aynı mekânı paylaştığı türbe ve mezarlar incelenmelidir.
“Ko beni şeyhin eşiğinde yanayım
Dönmezem şeyhimden ya ne döneyim
Kıyamet gününde mahrum kalmayım
Dönmezem şeyhimden ya ne döneyim” /Yunus Emre

Yunus Emre’nin mezarının bulunduğu iddia edilen Sarıköy, Karaman gibi yerlerde Tabduk Emre’nin mezarları yoktur. Hâlbuki bu durum Yunus Emre’nin vasiyetine ve eşik kültürü anlayışına terstir.
Ayrıca yeni bilgiler ışığında Sarıköy’de olduğu- bulunduğu iddia edilen Yunus Emre’ye izafe edilen mezar kazısından 15 iskelet çıkarılmıştır.
Karamanda olduğu iddiası ise Yunus Emir Bey adıyla bilinen ve isyan sonucu öldürülen bir devlet yöneticisine aittir. Karamandaki Yunus Emre gayet varlıklı birisidir. Bu durum bilinen Yunus Emreden farklı bir Yunus Emir’i işaret etmektedir.
Yunus Emre XIV. yüzyılın ilk yarısında Hacı Bektaş-ı Veli’nin işaretiyle Tabduk Emre’nin yanına gelmiştir. Tabduk Emre Barak Baba’nın öğrencisi olarak bilinir. Barak baba ile Manisa’da meftun Revak Sultan’ın akrabalığı bilinmektedir.
Başka bir mesele de Yunus Emre ile karıştırılan Aşık Yunus, Aliğim Emre, Ömer Emre ve Şeyh Cafer gibi Tabduk Emre’nin öğrencileriyle Emre köyünde yatan şahısların karıştırılıyor olmalarıdır.  Bahsedilen şahsiyetlerin Kula, Adala arasında değişik köylerde mezarlarının varlığı bölge insanları tarafından malumdur. Emre köyünde yatan Yunus’un Yunus Emre olma olasılığı güçlenmektedir.
Yunus Emre’nin dizelerinde bahsettiği bazı yöresel isimler, çeşme, gelenekler, dil ve tabirler Emre köyü civarında hâlâ bilinip söylenmektedir.
Yunus Emre’nin mezarını 1954’te ziyaret eden Fuat Köprülünün köyden götürdüğü belgeler hala kayıptır! Olayın şahitleri halen sağdır.
Yunus Emre ve Tabduk Emre bağı üzerinden gidilmek gerekmektedir.
Yunus Emre’nin Türkiye ve Azerbaycanda bulunan mezar ve makamlarının bulunduğu yerlerin ortaklaşa sempozyumlar, çalıştaylar, etkinlikler yapması Yunus Emre’nin 2020 yılında Türkiye ve dünyada daha fazla gündeme getirilmesine yardımcı olacaktır.
Kula Belediyesinin düzenlediği mütevazı etkinlik takdire şayan ve mutlaka devamı getirilmesi gereken önemli bir adımdır.
Bu çerçevede Manisa başta olmak üzere Yunus ve Tabduk Emre’nin bölgeyle olan bağı öncelikle eğitim çağındaki öğrencilere hitap edecek şekilde kitap, belgeseller hazırlayarak gündeme getirilmelidir.
Yunus Emre’nin bölgeyle bağını konu alan araştırma, kültür sanat etkinliklerine destek verilmeli ve bu alanda çalışma yapacaklar teşvik edilmelidir.
Kula Belediyesinin yaktığı meşale yere düşürülmemeli elden ele, nesilden nesile aktarılmalıdır.
Yunus Emre ayrıştıran değil birleştiren bir rol modeldir. İman, yaşayış ve Türkçeyi ilahileştirmesi yönüyle Kula Emre köyü başta olmak üzere Yunus Emre’nin mezarının bulunduğu mekânların koordineli bir çalışma yapmaları ve Yunus’un aşk öğretisi ve Türklükle imanı aynı gören anlayışını yeni nesillere aktarmak herkesin görevidir.
Bizleri nazik davetleriyle onurlandıran Kula Kaymakamlığı, Kula Kaymakamlığı, Kula Belediyesi ve Yunus Emre’yi Yaşatma ve Kültür Derneğine sonsuz teşekkürlerimle...