Çok farklı, bambaşka bir romanla, bir başyapıtla karşı karşıyayız.

Bu romanın kahramanı okurun kendisi. Kitap ikinci tekil şahısla doğrudan okura seslenerek başlıyor ve dünya edebiyatının en unutulmaz başlangıçlarından birini yapıyor:

“Italo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu adlı yeni romanını okumaya başlamak üzeresin. Rahatla. Toparlan. Zihnindeki bütün düşünceleri kov gitsin. Seni çevreleyen dünya bırak belirsizlik içinde yok oluversin. Kapıyı kapasan iyi olur; öte yandan mutlaka çalışmakta olan bir televizyon vardır. Hemen seslen ötekilere: ‘Hayır, televizyon seyretmek istemiyorum!’ Sesini yükseltmezsen duyamazlar seni. ‘Kitap okuyorum. Rahatsız edilmek istemiyorum!’

Roman böyle başlıyor. Romanın iki kahramanı adı verilmeyen Erkek Okur ve Ludmilla isimli kadın okur. Calvino kitabında postmodern edebiyatın başta üst kurmaca olmak üzere birçok tekniğini kullanarak, hem kendisini hem okuru kurgunun içinde tutarak okura keyifli bir macera yaşatıyor. Yukarıda alıntıladığım girişten sonra Erkek Okur, kitapçıya gidiyor, Calvino’nun kitabını satın alıp okumaya başlıyor. Kitapçıdaki gezintide raflardaki kitapları Calvino’nun okur adına sınıflandırıp verdiği başlıklar oldukça eğlenceli. Birkaçını örnek vereyim:

“Okumadığın Kitaplar”

“Okumana Gerek Olmayan Kitaplar”

“Okunmaktan Başka Amaçlar İçin Yazılmış Olan Kitaplar”

“Okumaya Niyet Ettiğin Ama Daha Önce Okuman Gereken Başka Kitaplar Olmasaydı Okumak İsteyebileceğin Kitaplar”

“Şu Anda Çok Pahalı Olduğu İçin Yarı Fiyatına Düşmesini Bekleyeceğin Kitaplar”

“Herkesin Okumuş Olduğu Ve Bu Nedenle Senin de Okumuş Sayılabileceğin Kitaplar”

Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu, numaralandırılmış 12 bölüm ve adlandırılmış 10 bölümden oluşuyor. Bu kitabı okuduğunuzda aynı zamanda farklı türlerde 10 ayrı bitmemiş (yazarın deyimiyle ‘yarıda kesilerek bitirilmemiş’) roman başlangıcı okumuş oluyorsunuz.

Erkek Okur’un kitabı satın alıp okumaya başladığı âna kadarki ilk bölümden sonra Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu isimli bölüm başlıyor. Erkek Okur, Calvino’nun romanını okumaya başlıyor ama bir süre sonra romanın sürekli tekrarlandığını, aynı sayfaların tekrar tekrar basıldığını fark ediyor ve bu baskı hatasından dolayı soluğu kitapçıda alıyor. Kitapçıda kendisiyle aynı talihsizliğe uğrayan Ludmilla ile tanışıyor ve birlikte ilginç bir edebi maceraya atılıyorlar.

Numaralandırılmış bölümlerde onların serüvenlerini izlerken isimlendirilmiş bölümlerde ise farklı romanlar okuyoruz. Kitabın adı gibi diğer romanların isimleri de yarım kalmış cümlelerden oluşuyor. Romanın sonunda bunların da birbirine bağlandığını görüyoruz.

Okuması ve anlaması zor gibi görünen ama kitabın içine bir kere girdikten sonra heyecan ve merakla okumayı sürdürdüğünüz yaklaşık 250 sayfalık keyifli bir yolculuk sunuyor size Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu. Tabii bu keyifli okumada kitabı özgün dilinden dilimize çeviren Eren Yücesan Cendey’in emeğini göz ardı etmemek gerekir; çünkü böylesine önemli, deneysel, bulmaca gibi örülmüş bir metin ancak böylesine özenli bir çeviriyle okuru edebi hazza ulaştırabilirdi.

Italo Calvino, 1923-1985 yılları arasında yaşadı. Daha çok öyküleriyle tanındı. İkinci Dünya Savaşı sonrası gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarıyla savaş sonrası İtalyan edebiyatının önemli isimlerinden biri haline geldi. Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu adlı romanı ilk olarak 1979 yılında yayımlandı. Beş yıl sonra bir konferansta Calvino, romanıyla ilgili şunları söyledi:

“Bu, roman okumanın keyfine ilişkin bir romandır; kahraman Erkek Okur’dur ve on kez bir roman okumaya başlar, ama kendi iradesi dışında gelişen olaylar yüzünden bu romanları sürdüremez. Bu nedenle hayali yazarlara ait olan on roman başlangıcı yazdım; hepsi benden ve birbirlerinden farklıydılar. (…) Kendimi bu on romanın yazarlarıyla özdeşleştirmekten çok okurla özdeşleştirmeye çalıştım; gerçek ve doğru bir metni değil, belli bir türü okumanın hazzını sunmaya uğraştım.”

Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu, okurluk ve yazarlık üzerine çok değerli görüşlerin olduğu, birçok önemli romana göndermelerde bulunan, okuru ön plana çıkartan, Calvino’nun yazarlık dehasını konuşturduğu bir başyapıt gerçekten. “Edebiyat, ancak kendisine sınırsız hedefler koyarsa yaşayabilir,” diyen yazarın bu görüşünü alabildiğine yansıttığı bir eser.

Yine romandan bir bölümle bitirelim yazıyı; hem Calvino’nun edebi görüşünü, hem de Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcunun özünü belirttiğini düşündüğüm ifadelerle:

“Siz her öykünün bir başı ve sonu olması gerektiğine mi inanıyorsunuz? Bütün öykülerin ana fikrinin iki çehresi vardır: hayatın devamı; ölümün kaçınılmazlığı.”

*Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu, Italo Calvino.

Çeviren: Eren Yücesan Cendey. YKY. 10. Baskı, 2015.

249 sayfa.