Şimdi “sehven” sözcüğü var gündemde. Sehven’in gündeme gelmesi “sehven” değil elbet. Bilerek isteyerek getiriyor vatandaş sehven’i gündeme. Kötü niyet yok “sehven olmuş” “Sehven olmuş” adam ölmüş. “Sehven olmuş” orman yanmış. “Sehven olmuş” bina yık
Şimdi “sehven” sözcüğü var gündemde.
Sehven’in gündeme gelmesi “sehven” değil elbet. Bilerek isteyerek getiriyor vatandaş sehven’i gündeme. Kötü niyet yok “sehven olmuş” “Sehven olmuş” adam ölmüş. “Sehven olmuş” orman yanmış. “Sehven olmuş” bina yıkılmış. “Sehven olmuş” adam unutulmuş. “Sehven olmuş” gençler bunalıma girmiş. “Sehven olmuş” adam liste dışı kalmış. “Sehven olmuş” adam listeye alınmış. Kızmayın canım, isteyerek olmamış, sehven olmuş işte. Bağlar tomurcuklanmış, tomurcuklara don vurmuş “sehven” değil elbet. Ancak, üretici “sehven” unutulmuş. Eskiden, milletvekili adayları listelere açıklandığında bakardım kaç kooperatifçi var diye. İnanın, merkez sağda da, merkez solda da kooperatifçiler olurdu. Şimdi bakıyorum ne sağda ne solda bir tek kooperatifçi yok listelerde. Üreticilerle birlikte kooperatifçilerde unutulup gitti. Varsa yoksa TOKİ… Adayda TOKİ’den olur elbet. Sehven değil, bilerek… TOKİ Başkanı aday Türkkent, Türkiye Koop. Egekoop. Tarım Kredi Kooperatifler Birliği, TARİŞ. Köy-Koop başkanlarından biri ikisi aday gösterilecek değil ya!. Sehven bile bir kooperatifçi aday yapılmıyor anlayacağınız. Gündemde “sehver” var gündemde kooperatif yok… Adaylara bakıyorum: Kimisi “keşke aday adayı olmasaydım” diyor. Kimisi “eğilim yoklamasına girdim de ne oldu?” diye soruyor kendi kendine. “Eğilime takan yok” diyor kimisi. Kimisi “benim partimde de ön seçim olsaydı” derken, kimisi oldu da ne oldu diyor. Kimisi ön yoklama iyi diyor. Kimisi merkezden daha iyi oluyor diyor. İyiyle kötü herkese göre değişiyor. “İmam bildiğini okuyor.” “Seçeyim seni, seç beni, anlayışı sürüp gidiyor.” diyor kimisi de… “Böyle gelmiş böyle gider.” diyen de var. “Böyle gitmez” diyen de. İşler kimine göre iyi, kimine göre de kötü gidiyor. Gidiyor işte.Sevinen de oluyor üzülen de. “Baraj iyi kalsın.” diyen de var. “Baraj kalksın” diyende. “Kalsın mı kalksın mı halkımıza soralım” diyende var. Sorulacak olanı sormazlar, Sorulmaması gerekeni sorarlar hep. Diyelim ki, herhangi bir partinin yüzde elliden fazla destekleyeni var. Halka sorsak baraj yüzde elli olsun desek ve halk da olsun dese, baraj yüzde elli mi olacak? Ne güzel olur değil mi?
Tek parti gelir iktidar olur hem de güçlü iktidar olur.(!) Gelişmiş demokrasilerde, “çoğunluğun dediği olur” “halk ne derse o doğrudur” denilemez. Demokrasilerde azınlığın hakkı korunur. Demokrasilerde, her görüşün temsil edilmesi esastır. Azınlık hakları güvence altına alınır. Güvence kişiler değil, güvence demokrasinin kendisidir. Liderler bizim adımıza seçeceklerimizi seçince, pazaryerinde “seçmek yasak” diyen pazarcı geliyor gözümün önüne. Seçmek yasak diyen pazarcıya kızıyoruz da, sizin adınıza ben seçerim diyene kızmıyoruz nedense. İstiyorum ki, pazarcı “seçmek serbest” desin. İstiyorum ki, insan istediğini seçsin. Ama olmuyor işte, pazarcı kaşla göz arasında ne varsa dolduruyor torbaya. Yersen diyor… Şifreleme “sehven” yapılmış. Yani sehven de olsa şifreleme yapılmış. Niyet kötü değil. Sehven olmuş. Kabahat bilgisayarda (!) Kabahat sistemde. Sistem bazen izin vermiyor. Bazen izin veriyor. İstediğine izin veriyor İstediğine vermiyor. Sistem bankada çıkıyor karşınıza Sistem tapuda çıkıyor karşınıza Bilgisayarlar çoğaldı ya, Her yerde sistem var. Sistem bazen kilitlenip, bazen açılıyor. Neden diye soruyoruz. Sitemden diyorlar.
Sisteme fazla yüklenildi diyorlar. Bilgisayarların bizi yönettiği günler geldi mi ne? Baksanıza bazı zaman izin veriyor bazı zaman vermiyor. İstediğine veriyor. İstediğine vermiyor… Sistemi yükleyen “hata sistemde” deyip sıyrılıp çıkıyor işin içinden Hata sistemde. Kızmayın canım, niyet kötü değil ki, sehven olmuş. 12 Haziran’da önceden seçilenleri birde biz seçeceğiz.
Ne olacağı, üç aşağı beş yukarı belli gibi.