Manisa’da dondurucu bir soğukta, müthiş bir futbol akşamında, tribünlerin uzun süredir ilk kez dolduğu bir zamanda artının artısı oynanıyordu. Daha doğrusu artının artısını Manisasporlu futbolcular oynatıyordu. Müftüoğlu’da ekledikçe ekliyordu… 90’nın art

Manisa’da dondurucu bir soğukta, müthiş bir futbol akşamında, tribünlerin uzun süredir ilk kez dolduğu bir zamanda artının artısı oynanıyordu. Daha doğrusu artının artısını Manisasporlu futbolcular oynatıyordu. Müftüoğlu’da ekledikçe ekliyordu… 90’nın artı birinde Isaac solda yattı kalkmadı.  90’nın artı ikisinde oyuna Ferhat girdi. 90’nın artı üçünde sağ da Yiğit yattı kalkmadı… Ve doksanın artı beşinde gol atması mucizelere kalan, hatta 95 doğumlu Recep’e kalan Fenerbahçe golü buldu… Hem de son yatan Yiğit’in kafasıyla… Aslında tabelaya göre sadece artı üç oynanacaktı… Ama biz yattıkça, maç uzadı… Bizim ayağımız dolanınca Caner kendini yere attı… Fırsat bu fırsat, belki de son fırsat olur diyen Müftüoğlu faulü çaldı. Sonuçta da maçın sonunda siyah-beyazlılara gönül verenlerin stat tepesine yıkıldı…

Aslında maç artının sonuna kalmamalıydı. Fenerbahçe maçı çoktan koparmalıydı… Kopartacak bir çok pozisyonda buldu… Ama kopmadı… Taaa artılara kadar sürüklendi maç… Artılarda da koptu gitti. Şimdi bu takım için ne söyleyebilirim ki… Orta sahada Murat Erdoğan yok, Nizamettin yok, Mehmet Güven yok… Bu tabloda Manisaspor’dan bir beklenti içinde olmak, çok iyimser olur… Takımın orta sahası tribünde, ortanın ortasında sadece iki futbolcu var. Biri Yiğit, biri de Bekir… Yiğit’in artılara kadar canı çıktı. Bir sağda, bir solda… Zaman zaman da Bekir’i kontrol ediyordu… İleri de ise muhteşem dörtlü… Simpson, Kahe, Isaac, Ahmet İlhan… Kadrolara bakıyorsun bu kadar forvet Fenerbahçe’de yok… İki takımın yedeklerine bakıyorsun, Fenerbahçe’de yine forvet yok. Manisaspor’da Makukula bile  var…  Şimdi Kemal hocama diyorlar ki, bu kadar forvetin sahada ne işi var? Ama eldeki malzeme de bu… Sadece şu denebilir, ‘Neden transfer istemiyorsun?’ Onun cevabı da basit para yok…

Her takım son dakikada gol yer… Her takım son dakikada da olsa kendi kalesine gol atar… Her takımın maçına Müftüoğlu gibi bir hakem atanabilir…  Bunlar futbolun içinde olanlar… Herkes artının artısına takıldı. Bir de şunlar baksak. 83’e kadar öyle ya da böyle ileride Kahe topu bir şekilde tutuyor. Sonrasında kaybetse de bir şekilde zamanı geçiriyor. Bir de arkasında bir adam bağlıyor. Hocam sen bunu kenara alıyorsun. Yoruldu diyeceksen, haklısın da… Giren Bülent mi olmalı, yoksa Makukula mı? Peki artının ikisinde Ferhat’ı oyuna zaman geçirmek için alıyorsun… Zaman geçirme düşüncen tamam da… Koca Fenerbahçe o dakikalar da Yobo ile Serdar Kesimal ile bütün sülalesiyle üzerine geliyor. Arkası bomboş… Hızlı oyuncularınla golü bile bulursun. Sen Isaac’ı oyundan alıyorsun. Hadi onu aldın. Yanında yan toplarda seni kurtaracak Dixon var. Muhtemelen gecenin karanlığında onu görmüyorsun. Ah be hocam… Ben de önce isyan ettim, senin gibi artının artısına… Ama sanırım “eksiler” bizi “artıda” yıktı hocam…

Gökmen Aytaç