Bakkal amcayı bilirsiniz. Sayıları her geçen gün azalıyor. Çoğu kapattı. Açık kalanların sattığı ürün sayısı çok sınırlı. Sigara, ekmek vs… Sürüm yok, kazanç güldürmüyor.  
Bakkal amca neden bu duruma geldi, neden yok oluyor? 
Aslında bu hikaye bir cümleden ibaret. 
Büyük balık küçük balığı yutar. Böyle özetlendi hep.  
Ne kötü değil mi? 
Büyük balığın küçük balığı yutmasını çok sıradan, çok normalmiş gibi görmek.
Ve bunun normalleşmesi. 
Büyük küçüğü batırır yani.  
Ve bir ticari kural olmanın da ötesine gitti. Bir devlet politikasına dönüştü. 
Genel adı zincir market oldu. 
Yani bakkal amca gibi bir halkadan değil binlerce ve hatta on binlerce halkadan oluşan bir zincir. Sonra bu zincire yeni zincirler eklendi. 
Sonuç mu? 
81 il, 973 ilçedeki 32 bin 125 mahalleye yayıldılar. 
Ne zararı olabilirdi ki? 
Aslında ilk yayılma başladığında bakkallar buna şiddetle karşı çıktı. Çünkü ilk onların canı yandı. Ama hiçbir zaman dertlerini anlatamadılar. 
Toplumun diğer kesimlerinden pek tepki olmadı. 
Buna biz gazeteciler de dahiliz. İşin nereye gideceğini kimse hesaplayamadı. 
Ta ki zincir marketlerde A’dan Z’ye her şey satılıncaya kadar. İç çamaşırdan, mobilyaya, televizyondan, beyaz eşyadan kedi mamasına kadar ne varsa raflarda yer alınca canı yanan sektör sayısı arttı. Hal böyle olunca tepki bir yana işin kontrolden çıktığı anlaşılmaya başlandı.   
Tekelleşme, bir merkezden fiyatların belirlenmesi söylentisi ve ihtimali kafaları kurcalayınca ne oluyor falan demeye başladık.  
Nedenleri bırak sonuca gel dediğinizi biliyorum.  
Gelinen nokta iyi değil dostlar.  
Zincir marketler piyasayı ciddi şekilde belirleyen unsur artık. Yani onların insafına kalmış durumdayız. 
Cumhurbaşkan Erdoğan’ın Tarım Kredi Kooperatifleri eliyle alternatif zincir marketler kurulacağını açıklaması aslında bu tezimi net bir şekilde doğruluyor. 
Devletin de çaresizliğini… Çünkü serbest piyasa ekonomisinin de sınırları var. Bu marketlere fiyat dayatması yapamazsınız. Tekelleşme varsa müdahale edersiniz. Stoklarına müdahale edilir hepsi o kadar. Birkaç ceza yazarsınız ama kontrol edemezsiniz. 
Çünkü kontrol sizden çıkalı çok oldu.   
Zaten sağlıklı, sürekli kontrol edebilme kanuni açıdan mümkün değil. İsteyen istediği fiyata satar. 
Asıl hata işin başında yapıldı. 
Önce birkaç bilgi vereyim. Bu bilgileri ben de haberlerden derledim.  
2016 yılında Türkiye genelinde 3 bin mağazayla hizmet veren ŞOK market, bugün 8 bin 145 noktada bulunuyor.
Bir başka zincir marketlerden BİM, 2020 yılını yurtiçinde 123'i File olmak üzere 8 bin 530, yurtdışında (Fas ve Mısır) 835 olmak üzere toplam 9 bin 365 mağaza ile kapattı. Ağustos 2021'de Türkiye'de 9 bin 274 BİM mağazasına ulaştı, yurtdışı mağaza sayısı da 872 oldu.
Aynı yıllar içerisinde 5 bin 389 mağazası bulunan A101, 2021’de 10 bin 150 şubeye ulaştı.
Diğer bir zincir market CarrefourSA'nın da ülke genelinde 720 marketi bulunuyor.
Devlet destekli marketlere gelince…
Gıda enflasyonunu dengelemek maksadıyla 2017 yılında ilk mağazasını açan Tarım Kredi Kooperatif marketinin, 47 il 227 ilçede 483 mağazası bulunuyor. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri’nin açıklamasına göre 2020 yılsonuna kadar 710 şubeye ulaşılması hedefleniyor. 
Durum bu… 
Rakamlar çok önemli. Düşünün sadece dört zincir marketin Türkiye genelinde yaklaşık 28 bin şubesi var. 81 ile bölersek her il sınırlarına (rakamları yuvarlıyorum) 300’ü aşkın zincir market şubesi düşüyor. 
Bu ne demek?  
Bu büyüme normal mi? 
Soralım; Bu marketler şube üstüne şube açarken, aralarındaki mesafe kaç metre ya da kilometre olmalı? Birbirine çok yakın, aynı mahallede 2-3 tane aynı markanın şubelerine rastlamak mümkünken bu yayılmaya kim müsaade etti? 
Soralım; Korkunç bir hızla büyüyen zincirin her halkası en baştaki zincire bağlı. Tek bir zincir diğer tüm zincirlerin yönünü tayin ediyor. Bu bir risk değil mi? Fiyatların avantajlı olması kadar dezavantajı da olabileceği neden hesaplanmadı? 
Ve son soru; Koskoca ülkenin gıda başta olmak üzere on binlerce kaleminin satışı nasıl dört zincir markete, yani dört sahibe teslim edilir? 
Zincir marketlere karşı Tarım Kredi Kooperatif marketleri ya da tanzim marketleri açma kararı sorunun ne kadar net olduğunu gösteriyor. O halde devlet, hükümet piyasanın kontrolünü kaybettiğinin farkında ve tekrar ele almaya çalışıyor. 
Ama kontrolü böyle sağlamak mümkün değil. Umarım yanılırım ama kredi kartı borcunu krediyle kapatmaya benziyor biraz. Geçici çözümler bunlar.
Kalıcı çözüm şart. 
O da şudur; Hatadan geri dönmek. 
Nasıl mı? 
Az önce sayılar verdim. Zincir marketler ilk yaygınlaşmaya başladığı an, yani 25-30 yıl önce yarım yamalak konan ama bir türlü uygulanmayan mesafe şartı olmazsa olmaz bir kural olarak uygulanmalı. Her il, ilçe ve yerleşim birimlerinde zincir marketler arasındaki en az mesafeyi 5’se 10’a çıkarıp mesafe kuralını kalın bir çizgiye dönüştürmeniz iyi bir başlangıç olur. Böylece birçok şube şartlara uymadığı için kapanır. Yerine bakkal amcalar açar belki… 
O zaman güç dengeleri değişir. Çünkü 10 binlerce bakkal amcanın bir araya gelip fiyat belirlemesi zordur hatta münkün değildir. Bu yüzen bakkal amca yaşatılmalı, ayakta kalmalı. Ama dört zincir market demek 4 kişi demek… 
Elbette 10 binlerce insan bu marketlerde istihdam ediliyor. Elbette bu işin güzel tarafları da var.  
Zaten karşı olduğum zincir marketler değil, sayıları! 
Bu büyüme hayra değil, gördük…  
Denetlemeyle, onlara rakip olmakla asla kontrolü alamazsınız. Sayıları fazla, sattıkları ürün yelpazesi fazla. Ekmeği bölüşmek yerine hepsini biz yiyelim niyeti 100 binlerce esnafı aç bıraktı, bırakacak.   
Bunu rekabet var diyerek geçiştirmeyiz. Tam aksine rekabet ortadan kalmış oldu.
Bu sadece ekonomik değil, ciddi bir sosyal risktir.  
Belki size abartılı bir tespit gibi gelecek ama yarın itibarıyla dört zincir market ayçiçek yağına yüzde 30 indirim yapsa ve bu pazar günü de seçim olsa inanın sonuçlara etki yapar. 
Çünkü çarşıdaki, pazardaki, marketlerdeki fiyatlar seçim sonuçlarını direkt etkileyen en önemli unsurdur. 
İşin vahim tarafı halka yansıyan tarafıdır. Yani fiyatlar. 
Spekülatif artışlar, fiyatlardaki ani iniş ve çıkışların bir şekilde önlenebilmesi kontrolü elde tutmakla mümkündür.