Öğrenmenin sonu yok vallahi! Algoritma... Mod-medyan... Tesadüflük prensibi... Karesel matris... Bunlar son günlerde öğrendiklerimiz. Biliyorsunuz bizim ülkede her alanda çok üst düzey uzmanlarımız vardır ama bunlar normalde pek görünmezler, teh

Öğrenmenin sonu yok vallahi!

Algoritma...
Mod-medyan...
Tesadüflük prensibi...
Karesel matris...

Bunlar son günlerde öğrendiklerimiz.
Biliyorsunuz bizim ülkede her alanda çok üst düzey uzmanlarımız vardır ama bunlar normalde pek görünmezler, tehlike anında ortaya çıkarlar, gizlendikleri yerden kafalarını uzatıp bitiverirler televizyon ekranlarında...
Biz de onların sayesinde kısa zamanda hızlandırılmış açık oturum kurslarıyla uzman kesiliriz;
Bu yüzden yurdum insanının büyük bir bölümü deprem konusunda uzmandır, size bütün faylar ve yapıları hakkında bilgi verebilir,
Sağlık alanında da elimize kimse su dökemez,
Kuş gribi, deli dana, kene, ne sorarsanız hemen herkesten yanıt alırsınız...

Ancak bu kez duvara tosladık!
Milletçe en başarısız olduğumuz alan matematik olduğu için, -öyle ya her yıl yapılan onca sınavdan binlerce öğrenci sıfır matematik neti çıkarmaya devam ediyor-
Bu şifre işinden pek bir şey anlamadık açıkçası...
Uzmanlar televizyonda konuşuyor, bir algoritma diyor, yok matris diyor, karesel, çembersel, mod diyor, medyan diyor, biz de elde çiğdem çekirdek öylece bakakalıyoruz büyülü cama...
Kafa matematiğe basmadığı için tabi, çözemiyoruz şu şifre işini ve tatmin de olamıyoruz!

Neyse ki, tatmin olan büyüklerimizin açıklamaları bizi de tatmin etti!
Cumhurbaşkanımız,
Hükümet sözcümüz,
Milli Eğitim Bakanımız,
Hatta eski Milli Eğitim Bakanımız, daha savcılar, soruşturma dosyasına bir şey koyamadan açıklama yaptılar ki yüreğimize su serpildi, ferahladık...
Evet, ÖSYM başkanının ilk açıklamasından, ne basın mensupları, ne veliler, ne öğrenciler, ne eğitimcilerin bir bölümü, hatta ÖSYM başkanının kendisi bile pek bir şey anlamadı ama bunun sebebi başkan değil ki, matematiğimiz kötü!
Anlamayanlardan kötü niyetli olanlar da tabi nifak peşindeler, eskilerden örnek vererek, ÖSYM’yi yıpratma peşindeler;
Yok soruları çalınan KPSS soruşturması aylar geçmesine rağmen sonuçlanamamış,
ALES sınavında şu olmuş,
Polis Meslek Yüksekokulu sınavında bu olmuş,
Bunlarla ÖSYM başkanı sayın Ali Demir’in ne alakası var allahaşkına?
Adam çırpınıyor resmen!
Önce bir basın toplantısı düzenledi,
“Bütün öğrenciler benim için birdir, hepsine ayrı kitapçık bastırdım, buyurun hepsini de internete veriyorum” dedi,
Sonra telefonla sayın cumhurbaşkanını bilgilendirdi,
Yetmedi, gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir toplantı daha yaptı ve işgüzar bilgi işlemcinin ufak bir hatasından buralara gelindiğini anlattı,
Daha ne yapsın!
Üstelik, bütün öğrencilere mektup göndereceğini söyledi başkan, diğer sınava hazırlanmalarını telkin ederek onlara moral verecekmiş.
Ben size söylemiştim, çocuklarımız için saatlerin bile 1 gün sonra ileri alınmasını sağlayan ileri demokrasi ürünü ÖSYM’nin, bir öpücüğü eksik kaldı demiştim, çocuklarımızın yanaklarına konduracakları.
İşte bu mektup vesilesi ile bu eksiği de gidersin sayın başkan,
Moral aşılayacağı mektubunda öpücükler de göndersin çocuklarımıza, zarfı da bir kalple mühürlesin, sevginin aşamayacağı şey yoktur anlamında!

Bunların hepsi ileri demokrasimizin birer parçası, bunu kabul edelim artık, nefesimizi boşa yorup haykırmayalım, şükredelim yalnız, halimize, günümüze şükredelim...
Ve dua edelim büyüklerimize, çok yaşayın diyelim, çok yaşayın, başımızdan eksik olmayın!