İlahi CHP! Çok alemsin doğrusu...                                                  **   İki haber yan yana... Birinde İl Başkanı ile Merkez İlçe Başkanı yanlarına milletvekili adaylarını da alarak ellerini birleştirip havaya kaldırarak barış fotoğra

İlahi CHP!

Çok alemsin doğrusu...                                                  **   İki haber yan yana... Birinde İl Başkanı ile Merkez İlçe Başkanı yanlarına milletvekili adaylarını da alarak ellerini birleştirip havaya kaldırarak barış fotoğrafı vermişler, Diğer haberde ise aynı saatlerde Merkez İlçe Yönetim Kurulu üyesi Nuri ETİZER’in, yönetim kurulu ve parti üyeliğinden istifası ve açıklaması, “CHP’de Şok İstifa” diye verilmiş. ETİZER’in istifa gerekçesi ilginç: “İl Başkanı ve Merkez İlçe Başkanı birbiriyle konuşmuyorlar!” Konuşmuyorlar ama kol kola fotoğraf veriyorlar! Konuşmayı pek sevmiyorlar herhalde! Beden diliyle anlaşmayı tercih ediyorlardır canım!   Sayın ETİZER, istifa dilekçesinde, başkanların egolarından şikayet ediyor ve parti içi çekişmeden uzak durmak istediğini belirtiyor. Demecinden ise, hem Özgür ÖZEL’in aday yapılmasından rahatsızlığını öğreniyoruz, hem de Zonguldak’taki durumdan bile haber alıyoruz...                                                  **   Öte yandan, İl Başkanı Sayın Turgay KOÇ’un ve Merkez İlçe Başkanı Sayın Hamza KOPAL’ın açıklamalarından da CHP’nin safsatalara ve partiye sokulmak istenen nifaklara kulak tıkadıklarını ve koçlar gibi çalışıp 12 Haziran’da kopacaklarını anlıyoruz!                                                  **   CHP’liler şunu bilmelidirler ki, partiye kendilerinden başka kimse zarar veremez! Ortada bir şeyler var ki, barış fotoğrafı verilme ihtiyacı hissediliyor. Safsata veya nifak diye nitelendirilen söylemler eğer sokaktaki vatandaştan gelse anlaşılır, ancak iki yıldır yönetim kurulunda görev alan bir partiliden geliyorsa, bunun dikkate değer olduğunu düşünüyorum. Buradan da, Kemal KILIÇDAROĞLU’nun Manisa’da önseçim kararı almakla ne kadar isabetli bir karar verdiği ortaya çıkıyor. Onbeşbine yakın partilinizin oylarıyla liste belirliyorsunuz ve ona rağmen parti içi sorunlar olduğu izlenimi yaratıyorsunuz, egolarınıza yenik düştüğünüz iddiaları ortaya atılıyor. ( Sayın ETİZER de, herhalde egoların ne kadar yüksek olduğunu vurgulamak için dilekçede egonun e’sini de büyük harfle yazmış!)                                                  **   Şunu görmek gerekir, sorun şahıslarla ilgili değildir. Sorun, 12 Eylül sonrası CHP kültürüne yerleşen parti içi hizipleşme ve çekişme kültürüdür. Genel Başkan KILIÇDAROĞLU’nun bu sorunu görüp aşmak istediği başa geldiği ilk günden beri yaptıklarıyla ortadadır. Genel Başkan’ın karşılaştığı engel ise yerel örgütlenmelerde bunu aşacak zaman darlığıdır. Bu ülke çapında açıkça görülmektedir. Sizi partilileriniz basında barış, birlik resimleriyle değil, meclise gönderecekleri milletvekilleriyle görmek istiyor. Projelerinizle görmek istiyor. Ne kadar çok birlik mesajı verirseniz, o kadar ayrışma şüphesi uyandırırsınız.                                                  **   Seksenli ve doksanlı yıllarda sosyal demokrat hareketi hep birleşme çağrılarıyla izledik. Ne kadar çok birleşmek istedilerse o kadar bölündüler! Bakınız, çarpıcı bir örneği hatırlatayım; 1993 yılında DYPLideri Tansu ÇİLLER SHP ile koalisyon hükümeti kurarak başbakan oldu. Ve Başbakan Tansu ÇİLLER, 1993 yılından 1995 genel seçimlerine kadar yaklaşık iki buçuk yılda tam 4 başbakan yardımcısıyla çalıştı: Erdal İNÖNÜ... Murat KARAYALÇIN... Hikmet ÇETİN... Deniz BAYKAL... 1993’te hükümeti kurduğunda SHP lideri Erdal İNÖNÜ idi, Yapılan kurultayda Murat KARAYALÇIN genel başkan seçilince İNÖNÜ hükümetten istifa etti, KARAYALÇIN Başbakan Yardımcısı oldu. Sonra olağanüstü kurultaya gidildi, SHP, CHP’ye katıldı, CHP genel başkanlığına Hikmet ÇETİN seçilince de kendini Başbakan Yardımcılığı koltuğunda buldu! Çok sürmedi, Deniz BAYKAL koltuğa oturdu ve hooop yeni hükümette Başbakan Yardımcısı! Sayın Tansu ÇİLLER’in eminim başı dönmüştür bu durumdan!                                                  **   Demem o ki, iktidara yürümeyi hedef alan bir parti yalnız genel merkezde değil, tüm yerel örgütlerinde de ayrışmayı değil, ortak hedefe kilitlenmeyi gaye edinmelidir. Aynı saatlerde böyle zıt resimler vererek de gülünç duruma düşmemelidir. Eskilerin deyimiyle insanları müstehzi değil, müsterih gülümsetmelidir.   İlahi CHP!

Allah da seni güldürsün!..