Bir yandan alınan kötü sonuçlar, bir yandan destek bekleyen sahipsiz bir takım, diğer yandan da gelecek yıl için şimdiden ortaya atılan kötü senaryolar… Alternatifsiz olan teknik adam, futboldan anlamayan bir yönetim, beceriksiz bir menajer ve daha neler

Bir yandan alınan kötü sonuçlar, bir yandan destek bekleyen sahipsiz bir takım, diğer yandan da gelecek yıl için şimdiden ortaya atılan kötü senaryolar… Alternatifsiz olan teknik adam, futboldan anlamayan bir yönetim, beceriksiz bir menajer ve daha neler neler… İyi gün dostları da terk etti artık sahipsiz takımı. İyice sahipsizleşti… Allahtan düşme ihtimali kalmadı… Hesap kitap yapıyorsun zorlasan da düşmüyor takım… Manisaspor’un 30. Haftada geldiği nokta bu… Avrupa hayali kurarken, yine başa döndük. İlk 6’yı hedeflerken 30. Haftada sondan altıncı olduk.

Sorumlusu kim? Yetersiz kadroyu kuranlar deniyor… Yüzde yüz haklı bir tespit… Yalnız, tek bir soru işareti var bende. Kafama yatmayan, cevabını bulamadığım o da yetersiz kadronun bir ara ilk 6’yı zorladığı… Gerçi o da kurtarıcımız Hikmet Karaman’ın marifeti… O olmasa bu yetersiz kadro, çoktan ligin dibindeydi… Zaten hocam da ligin dibinden çekip almamış mıydı… Kafalar karışık, işler de karışık dedik. Mesela benim kafam çok karışık. Kulübün içerisini pek bilmem. Ne olup bittiğine de eskisi gibi merak etmem. Merak edenlerden, bilenlerden duyduklarımızla takip ediyoruz. 17 haftadır para alamayan bir ekibin başarısından bahsediliyor ki. Gerçekten takdir edilecek bir başarıdır bu… Parasız, bulsun gönlü Manisa sevgisi için oynayan futbolcuların başarısıdır bu… Hala aldılar mı paralarını bilmiyorum… Haftalardır da kazanamadıklarına göre bu rakam bu hafta 18’e çıkmıştır… Bırakın eve götürecek ekmekleri, o lüks arabaların depoları ne zorlukla doluyordur meraklanmamak elde değil doğrusu… Bunları düşünürken bir başka gazetemiz bunların aslı astarı yok diye manşetten çıkıyor… Aslında futbolcular parasını alıyor ama şehir yalnız bırakıyor bu takımı gibisinden tuhaf bir haber… Bir birinden zıt… Bir birinden çok farklı haberler… Kulüp aynı kulüp… Futbolcular aynı futbolcular… Muhasebe aynı muhasebe… Ama çıkan haberler farklı… Ama ben bu kadar farklılığa alışkınım.Hangisi doğru diye de düşünmüyorum. Sadece geçmişi şöyle bir kafamda geçirip kendimce doğruyu buluyorum. Mesela aldığı seri galibiyetler sonrasında Hikmet hocayla 3 yıllık sözleşme imzalandığının başkan tarafından açıklanması… Bunun teknik direktör tarafından kabul edilmesi, sonrasında ise bu imzaların gönül imzası olduğunun ortaya çıkması… Ya da Murat Erdoğan’ın yönetimce kadro dışı bırakılması, bunu yine hedefleri olan hocamız tarafından kabul edilmesi, sonrasında kadro dışı kalan futbolcunun Bursa’da saha olması… Daha fazlasına girmeyeyim, gerçekten ben de çıkamayacağım işin içinden… Bir de şehrin takıma sahip çıkmadığı hikayesi var. Bu sahiplenme nasıl olacak biri tarif etse gerçekten işin büyük bir bölümü çözülecek. Hikmet hocam bu işin içinde en iyimser düşünenlerden… Onun da kafası karışık… Böylesine sanayisi güçlü bir şehrin, bir takıma nasıl destek olamaz diye düşünüyor. Ama şunu göremiyor… Bu takıma beklediği desteği verecek kişiler yönetimde… Bu yönetimi seçen genel kurul üyeleri sanayide… Gerçi kimi bekçi, kimi asgari ücretli işçi de olsa hepsi Manisaspor sevdalısı… Yani kısacası bana göre takımın pek sahipsiz durumu yok gibi… Bütün sahipler yönetimde… Hocamın bu gerçeği görmesi gerekir. Bir tek Belediye ile aralar limonise zaten mevcut yönetimden orayı takan yok. Desteklerine ihtiyaç da yok. O zaman neden çıktı bu kadar gürültü batırdı. Yandık bittik, mahvolduk beyanatları… Valla düşünüyorum… Düşünüyorum… Bir türlü işin içinden çıkamıyorum…