Daha ne kadar ve ne olana kadar şehit vereceğiz? Bir daha sorayım; daha ne kadar ve ne olana kadar şehit vereceğiz? ** 90 yıl önce kanla çizilen Misakı Milli sınırları değişene kadar mı? Yöntemleri değişen ama amaçları değişmeyen, kendini dünyanın jan
Daha ne kadar ve ne olana kadar şehit vereceğiz?
Bir daha sorayım; daha ne kadar ve ne olana kadar şehit vereceğiz?
**
90 yıl önce kanla çizilen Misakı Milli sınırları değişene kadar mı?
Yöntemleri değişen ama amaçları değişmeyen, kendini dünyanın jandarması sayan devletlerin istedikleri olana kadar mı?
“Coğrafya ülkelerin kaderini belirler” diyen Napolyon’u haklı çıkarırcasına, yaşadığımız coğrafyada, yaşamanın bedelini ödeyene kadar mı?
Mustafa Kemal’in, “düveli muazzama”ya karşı 3 yılda bitirdiği Kurtuluş Savaşı’nın mücadelesinin verildiği topraklarda 30 yılda bitirilemeyen terör için daha ne zamana kadar şehit vermemiz gerekiyor?
Terör örgütünün lideri İmralı’dan çıkıp siyasete atılana kadar mı?
Cumhuriyetin kuruluş felsefesi, devletin resmi dili, “Türk Milleti”nin tanımı, ülkenin sınırları tamamen değişene kadar mı?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu halkı azınlık olana kadar mı?
Her şehit anasının gözünden akan yaşlar topyekün vicdanlarımızı delip akıl tutulmamızdan bizi kurtarana kadar mı?
Nereye kadar?
**
Daha nereye kadar her şehit haberlerinden sonra, faydasız tepkilerimizi gösterip hemen ardından sıradan hayatlarımıza geri döneceğiz?
Daha nereye kadar iki sinema filmini iptal edip eğlencemize kısa aralar vererek vicdanlarımızı rahat ettirmeye çalışacağız?
“Lanetle kınadığımız”, “kararlılıkla mücadele ettiğimiz” terör ne zaman bitecek?
Ateş düştüğü yeri yakar diyerek döktüğümüz uzak gözyaşlarını silip yaşamımıza kaldığımız yerden devam ederek, gözyaşlarını yüreklerine akıtıp kurutanları daha ne kadar görmezden geleceğiz?
Adını koyalım; Öcalan’ın, Barzani’nin, Talabani’nin istedikleri olana kadar mı?
İngiltere’nin, ABD’nin arzuladıkları yeni Ortadoğu haritası hayata geçene kadar mı?
Girit’te, Kıbrıs’ta yaptığımız gibi “ver kurtul” diyene kadar mı?
**
Siyasi iktidarlar değişiyor, başbakanlar, cumhurbaşkanları, genelkurmay başkanları değişiyor ama günden güne, aydan aya, yıldan yıla verdiğimiz şehitlerimizin sayısı yok olmuyor, azalmıyor!
Dünyanın en çok büyüyen ülkesi oluyoruz, teknolojik devrimler yapıyoruz, ordumuzu en modern techizatlarla donatıyoruz ama sınırı geçip katliam yapanları durduramıyoruz!
2023’e koşarken; hala 1980’leri, 1990’ları yaşıyoruz, yaşatıyoruz ülkemin üvey bölgesine ve öz evlatlarımıza!
**
Soruyorum!
Daha ne kadar ve ne zamana kadar şehit vermeye devam edeceğiz?
Doğurduğumuz her “üç çocuktan” üçünü de kaybedene kadar mı?
Hala “vatan sağolsun” diyebiliyorken, “vatan” uğruna gerçek anlamda düşünmenin vakti gelmedi mi?