Birbirinden güzel kadınlar, at sırtında Karadeniz’deki Samsun, Themiskyra kentinden; ellerinde çift başlı balta, okları ve yayları ile savaşarak Batı Anadolu’ya geldiler.
Tüm erkekler onlardan korktu.
Amazonlar olarak bütün Anadolu’ya nam saldılar.
Karadeniz kıyılarından, Ege kıyılarına uzandılar ve Manisa’dan geçtiler.
Antik dönemlerin Manisalı seyyahı Pausanias, Amazonların dini ayinleri hakkında önemli bilgiler veriyor. Efes’teki Artemis ve diğer tapınakların Amazonlar tarafından yapıldığını söylemektedir.
Ksenofon, Anabasis isimli eserinde, İlya’da ve Herodotos da onlardan söz eder.
Amazon kadınları, Anadolu’da yaşamış savaşçı bir kadın topluluğudur.
Rönesans döneminde Francisco de Orellana, Amazonların kökeni araştırmak için 1542 yılında Anadolu’ya… Karadeniz’de yerleştikleri ırmağa kadar geldi. Yerli kadın savaşçılara Amazon adını verdi. Dede Korkut hikayelerinde geçen korkusuz savaşçı kadınların Amazon oldukları kanıtlanmıştır.
Amazonlar Zeus’un Tanrıların krallığı için devlerle savaştığı dönemde; kabile tarihinde yerlerini almışlardı. İlk Başkentleri Cherronesus veya Penisula’yı Tritonis bataklığına çıkıntı yapan bir dağ üzerine kurmuşlardı.
Kraliçe Myrina, kumandanları Cyme, Pitane ve Reine ile birlikte büyük bir güç oluşturmuşlardı.
Hedef; Atlantis idi (Batı Anadolu ve Manisa Bölgesi). Atlantisliler Poseidon’un soyundan geliyorlardı.
Amazonlar Atlantis’e girmelerinden sonra Cerme şehri üzerine yürüdüler. Savaşın şokuyla akılları karışan Atlantisliler saflarında ki dağılmayı önleyemediler. Cerme kül ve moloz yığınına dönmüştü. Myrina teslim olanlara merhamet göstermişti. Cerme şehri harabelerinin üzerine bir kent kurarak, Myrina kendi ismini, bu yeni şehre vermişti
Cyme, Pitane ve Prine şehirleri üç Generali için inşa edildi. Amazonlar tarafından kurulduğu söylenen şehirlerin yakınlarında bulunan sikkelerin üzerinde, savaşçı kadın başı bulunmaktadır.İzmir Kenti'nin de Amazon Kraliçesi Smyrna tarafından kurulduğu söylenmektedir.
Amazonların tarihi de bulundukları bölgelerin ki kadar karanlıktır. Anadolu Amazonları Karadeniz’e dökülen Thermodon nehrinin ağzına doğru, başkentleri Themiserya’yı kurmuşlardır.
Ares Amazon kraliçesi Hippolyde’e altın bir kuşak ve kılıç kemeri vermişti.
Miken kralı Eurystheus ‘ın kızı Admete, babasından çift başlı balta ve ona bağlı kutsal kemeri istemişti.
Kral bu iş için Herakles’i gönderdi. Herakles Hippolyte’nin kemerini fidye olarak aldı. Onu Lidya kraliçesi Omphale’ye hediye etti. Savaş baltası daha sonra Labrandalı Zeus’un Karya tapınağına taşındı.
Amazonların Atina’yı kuşatmaları, Amazon tarihinde tartışmasız bir gerçektir.
Libya’lı Amazonların, Mısır’a, Suriye üzerinden Anadolu’ya ve Ege kıyılarına gelişleri ve Karadenizli Amazonların da Anadolu’yu geçerek Ege kıyılarına gelişleri arasında bir çelişki var.
Amazonlara inanmayan Coğrafyacı Strabo (MÖ:63-İS:24),uygun bir çözüm öne sürer.”Amazonlar tarihin de bir tuhaflık var der.”
Bizce Amazonlar tarihinde ki tuhaflık Libya isminden kaynaklanmaktadır. Libya: kıyı, kıyı şeridi demektir. Amazonların kıyıdan geldiği söylenirken, Libya kelimesi kullanıldığından, şimdiye kadar bu yanlışlıklar yapılmıştır.




