İyice yaşlanmışım… Sayılı da günlerim kalmış… Bu dünyadan göç etmeye hazırlanırken, Allah daha da uzun ömürler versin… Bir akşam yazında… Torunlarımla futbol konuşuyorum… Söz Fenerbahçe ve Galatasaray’dan açılıyor… Türk futbolunun iki

İyice yaşlanmışım…

Sayılı da günlerim kalmış…

Bu dünyadan göç etmeye hazırlanırken,

Allah daha da uzun ömürler versin…

Bir akşam yazında…

Torunlarımla futbol konuşuyorum…

Söz Fenerbahçe ve Galatasaray’dan açılıyor…

Türk futbolunun iki dev çınarından açılıyor…

Dede, “Sen hiç Fenerbahçe-Galatasaray maçında muhabirlik yaptın mı?” diye sordu bir tanesi…

Eee tabi spor muhabirliğinden emekli olunca

Torunlar futbolla ilgili anılarımı dinlemek için başıma üşüştüler…

Başlıyorum o tarihe tanıklık ettiğim günü…

Hangi günü?

“Evlatlarım beni iyi dinleyin” diyerek giriyorum söze…

Sene 2014…

Aylardan 25 Ağustos… Günlerden Pazartesi.

Türk futbol tarihinin en önemli ve en anlamlı kupası Manisa’ya alınmıştı…

O yıllarda Soma’da çok büyük bir maden kazası yaşanmıştı…

301 Can’ımızı toprağa vermiştik…

Türk spor ailesi, o güne kadar hiç kenetlenmediği kadar kenetlenmişti…

Onlarca yetim kalan çocuk ile dul kalan eşler ve geriye yüzlerce sevenleri kalmıştı…

Yardımlar yağarken, dönemin Futbol Federasyonu, Şampiyon Fenerbahçe ile Türkiye Kupası Şampiyonu Galatasaray’ın oynayacağı Süper Kupa’yı Manisa’ya aldırmıştı…

Tabi o federasyonda bir de Manisalı Arif Koşar vardı…

Onun payını unutmak olur mu hiç?

TFF yönetiminde Manisa’yı temsil eden tek yöneticiydi…

Egeli bile yokken o vardı…

Manisa’ya Ege Kupası maçlarının yanı sıra Ümit Milli Takımı ve hatta A Milli Takımı’nın maçlarını bile aldırırdı.

Severdi Manisa’yı…

Onun sayesinde bu şehir esnafı çok paralar kazandı…

Canlı yayınlarla tüm Türkiye, Manisa’yı ve bu maçı gündem yapmıştı…

O dönemler Manisa’nın tanıtımını milyonlar versek bu kadar yapamazdık…

Yetkisini iyi kullanır, TFF Başkanı’nın ağzından girer burnundan çıkardı… Gerçekten iyi bir iş bitiriciydi…

Nitekim Süper Kupa’nın alınmasında da başroldeydi…

Allah ondan razı olsun!..

Maden kazasının da etkisiyle o dönemdeki Süper Kupa Manisa’ya alınmıştı…

18 bin kişilik stat hınca hınç doluydu…

Ben hayatım boyunca iki takımın maçında muhabir olamam diye düşünürken Fenerbahçe ile Galatasaray Manisa’da maç çıkmışlardı…

İnanılır gibi değildi…

Ama gerçeğin ta kendisiydi!..

O dönemde Galatasaray’da Selçuk İnan, Sneijder, Muslera, Burak Yılmaz vardı.

Fener’de ise Sow, Emenike, Kuyt, Volkan Demirel ve Emre Belözoğlu.

Galatasaray umulanın çok gerisinde vasatı aşamazken, Fenerbahçe bol pozisyon üreten, sahaya iyi yayılan, oyunu kanatlara yayan bir takım hüviyetindeydi…

Fener beceriksiz davranınca Muslera kalesinde devleşince maç penaltıya gitti…

Penaltılar sonunda Fener maçı 3-2 kazanıp kupanın sahibi olmuştu…

Hak eden kazanmıştı…

O maçın biletini de o maça özel çıkarılan kartı da saklıyorum biliyor musunuz?

Çünkü o maça bende bilet alarak girmiştim…

“Ama sen muhabirsin dede. Bilet neden aldın ki?” diye sordu bir tanesi…

Bu maçta fotoğraf çekip haber yapmak için görevliye o zamanın parası 20 TL vermiştim…

Her yönüyle bir yardım maçı olduğu için bizlere bile ücretliydi çünkü…

Maçtan sonra iş yerine giderken Mahmut Aslan kardeşimle kritik yapıyorduk…

Bu maç 100 yılda bir olur… “Allah uzun ömür verirse bu kartları saklayalım, bu maçı torunlarımıza anlatırız” demiştik…

“Böylesini bir daha göremeyiz” derdik…

Ve de öyle de olacak gibi…

Şimdi de size anlatıyorum…

Kupayı Fenerbahçe kazanmıştı kazanmasına ama

Maçın tek kazananı Soma olmuştu!..