Mutlaka maçın kafa kafaya geçtiğini düşünürdü… Her iki takım arasında küçük farkların sonucu belirleyici rol oynadığını düşünüp öyle yorum yapardı.

Bu maç öncesinde ben de küçük farkların sonucu belirleyeceğini düşünüyordum. En azından yenilsek bile sahada son ana kadar mücadele edeceğine inandığım bir takım görmek istiyordum.

Lig üçüncüsü ve 40 puan toplamış bir takımın bu hallere nasıl düştüğünü aklım almıyor.

Sezonun en kötü futbolu desem abartmış olmam.

Volkan’ın adeta tek başına mücadelesiyle 75’e kadar dayanabildik. Sonrası zaten 4’lük 5’lik olabilirdi.

Manisaspor’a gönül verenlerin inanın sahadan eli boş ayrılmaya isyan ettiği yok. Bir maçı kaybedebilirsiniz. Bu doğaldır. Ama “şampiyonluğa oynuyorum” diyorsanız böyle mücadele etmeye hakkınız yok.

Resmen yürüdünüz be! Bizi üzen de budur… Hem rakibi seyredeceksiniz, hem ikili mücadelelerde çimleri öpeceksiniz. Hem Akdeniz’de tatil günlerinden esintiler sunacaksınız. Sonra da galibiyet bekleyeceksiniz. Yok öyle!..  Birisi 3. sırada. Diğeri 6. sırada.

Ama öyle bir 90 dakika ki beyaz takım sonuncu sıradaymış gibi.

Maçı kaybedeceğimizi ne zaman anladım?

Rakibin 37’lik sağbeki var, Ali Tandoğan diye… Adam, ilk dakikadan itibaren sakat, bu belli. Sürekli arka adalesini tutuyor. Seke seke top oynadı ilk yarı boyunca… Ama ne yaptı o Ali?

27’de penaltının baş mimarlarından biri oldu. Solumuzu felç etti. Başta Bülent olmak üzere önüne gelene bağlamalar yaptı. Bindirmeleriyle hem Güven’i rahatlattı hem de sağ tarafı koridor yaptı.

Rakip santrforsuz maça başlamış. Orta sahası çok güçlü. Belli ki en önemli silahları kanatlar olacak. Bu nasıl rakip analizi yahu?

Hiç mi dersinize çalışmadınız? Basına idmanı 30 dakika açmasını biliyorsunuz da şu analizi belli olan Mersin’e önlem almaya hiç mi kafa yormadınız?

Topu alanın yaptığı iş çok net. Ya Güven’i kaçırıyorlar ya da Nduka’yı. Yapacağın iş bu iki adamın koridorunu kapatmak. Allah’tan kart cezalısı Anıl yoktu. O oynamış olsaydı herhalde ilk yarıda teslim bayrağını çekerdik.

Kemal Hoca Volkan’ın acı çekişlerine seyirci kaldı.

Tamam rakibe önlem almadın, “kendi topumuzu oynayacağız” dedin. Buna da eyvallah!

Peki o ilerde yatan 3’lüye nasıl bu kadar tahammül ettin ey Kemal Hoca!..

Hepsi de bana olmuş BELEŞ GOLCÜ!..

“Ayağıma gelsin de 90’a çakayım” der gibi futbol oynanmaz. O futbol türü, halı sahalarda çok var. Mersin’in kanatlardan etkili olmasının en önemli sebebi de Murat-Abdulkadir-Perovic 3’lüsünün yatışlarıdır. Takım savunmasına yardım etmeyişleridir. Akıllarının sadece golde olmasıdır.

Yahu bir tanesi şöyle geriye gelip top almadı, rakibi sırtına alıp topu dövmedi. Yani çok değil 15-20 saniye top saklasalardı, rakibin mekanizması bozulacaktı. Bizde daha rahat hücum yapabilecektik.

Yatan 3’lüye bu kadar sabredilmez. Mersin gibi bir takıma deplasmanda “3 yatan forvetle” oynadık.

İkinci yarıda mutlaka Yatan 3’lüden biri hatta ikisi çıkmalıydı. Oyun gidişatına göre orta sahayı daha güçlendirmek şarttı. Ama sevgili hocamız ne yaptı?

Yatan 3’lü yerine ortadaki 3’lüden değişiklik yaptı.

Yatan 3’lüyü ya göremedi ya da onları çıkarmaya cesaret edemedi.

Değişen de bir şey olmadı. Olamazdı zaten. Hamle hamle değildi ki! Oyun yine aynıydı. Rakip kaçırdıklarının iki mislini son bölümde kaçırdı. Frikikten gelen gol, ilahi adaletti zaten!

Ortadaki 3’lüde de tuhaflık vardı. Eray-Hakan-Causic üçlüsü de top tutamadı. Pas yapamadı…

Causic’i Bekir’in yerini doldursun diye aldık. Çok yetenekli bir oyuncu. Bundan şüphe yok; ama nerede oynadığı belli değil.

Hakan’ın yanında ön libero mu? Yoksa Hakan-Eray’ın önünde hücuma dönük mü?

Kemal Hoca bu oyuncuyu tercih ederken neye göre aldırdı? Bir bakıyorum ön liberoda bir bakıyorum forvet arkasında. Bu ikilem, orta sahadaki düzensizliğin baş faktörüydü. Rakibin kilidini açacak adam, ne etliye bulaştı ne sütlüye…

Oyun içinde bir lider yok. Volkan kalede o ayrı. Takım kötü oynadığında arkadaşlarına rakibe ve hakeme saran, hırçın olup gereksiz yere kart gören Bekir’i aratmayın bizlere yahu!

Şanlıurfaspor maçının ilk 10 dakikası… Adanaspor maçının ikinci yarısı…

Birini rakibin acemiliğinden kazandık, diğerinde ise hava şartlarının bizi götürdüğü mücadele gücüyle… Eksiklerimiz belli.

Mersin’i derhal unutmak zorundayız. Orduspor maçına iyi hazırlanmak dileğiyle!..

Editör: TE Bilişim