Beklenen 11 ayın sultanı Ramazan geldi. Tüm İslam camiası için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Bu yıl da yine Ramazanın sıcak yaz günlerine denk gelmesi nedeni ile oruç tutanların sağlıklarına daha fazla önem vermeleri, iftar ve sahur menüleri konusunda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Uzun oruç süreleri ve sıcak havalarda vücudun sıvı dengesinin korunmasının önemine dikkat çekmekle birlikte sahur ve iftarda su dışında tüketilen yemek ve meyveler ile sıvı ihtiyacını karşılayacak menüler tercih etmelisiniz. Sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile birlikte yeterince sıvı alınmazsa su ve mineral kaybı sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabilmektedir.
Günde ortalama en az 2- 2,5 litre; yaklaşık 12 – 24 su bardağı su içmeye, bununla birlikte ramazan ayında sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, sebze suları gibi içecekler sık sık tüketmeye özen gösterilmelidir. İftar ve sahur arasını üç öğünle tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahura kalkılmalıdır ve sahuru da gerçekten önemseyerek beslenmek gerekir sadece su içip tutmak sağlığımız açısından uygun değildir. Zaten yaz aylarına denk gelmesi sebebiyle yaklaşık 15- 16 saat gibi oruçlu kalıyoruz. Ve sizler bir de sahurda da uygun şekilde beslenilmezse otomatik olarak siz bu süreyi 20 saate çıkarırsınız bilginiz olsun.
Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Evet bu cümlemizden de kalkıp iyice karnınızı doyurun yağlı, şerbetli ağır besinler tüketin gibi bir anlam çıkarmayınız. Çünkü gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir.
Ancak gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması uygundur. İnsan haliyle iftarı dört gözle bekliyor. Hatta sabah erkenden başlıyor acaba ne yesem diye düşünmeye.
Kafamızda bir sürü yemekler tatlılar tuzlular meyveler hepsi tek tek geçiyor. Tabi bu düşünmenin sonucu ne mi oluyor?
Akşam ziyafeti şeklinde iftar sofralarımız dolup taşıyor. Sofranın başına geçince de hızlıca hepsini yeme isteği oluyor ve nitekim de hızımızı alamıyoruz ve aşırı bir yükleme yapıyoruz. Aksine o açlık ile mideyi çok hızlı doldurmamak gerekir. Ani mide gerginliği tansiyonunuzun yükselmesine ve nörolojik hormonların hızlı salgılanmasına yol açar. Bu nedenle yemeklerinizi mümkün olduğunca yavaş ve iyi çiğneyerek tüketmeliyiz. Orucunuzu kuru meyvelerle açabilirsiniz. Ardından çorba içiniz yine yavaşça tabi. İftarda tüketeceğiniz çorba hem bir miktar sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır hem de mide doygunluğunuzu arttıracaktır.
Devamında yiyeceğiniz ana yemeğin yağlı ağır besinler olmamasına dikkat edin. Şerbetli tatlılardan ziyade sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Genel olarak değerlendirebileceğimiz zaman zarfı iftarla sahur arasıdır. Bu süre zarfında günlük almamız gereken su miktarını mutlaka almalıyız. Sık sık ama azar azar yemeliyiz. Yağlı, tuzlu, şerbetli gibi ağır besinlerden kaçınmalıyız. Hareket arttırılmalıdır. Beslenme şeklinin değişmesi sebebiyle kabızlık sıkça karşılaşılan bir sorundur maalesef.
Bunu yaşamamak için lifli besinler tüketmeye özen göstermeliyiz. Bu arada besinin pişirilme yöntemi de çok önemlidir. Kızartma, kavurma yerine ızgara, haşlama tarzında bir pişirme yöntemi seçmeliyiz. Umarım sağlıklı bir ramazan ayı geçiririz. Hayırlı ramazanlar.
Sağlıklı günler dilerim.

Ecz.Pelin AKKAYA
[email protected]