Selin Sayek Böke, CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerinden istifa etti. "Mevcut yönetimin parçası olamam" diyen Böke, "16 Nisan sonrası gerekli adımlar atılmadı" dedi. İstifanın ardından çeşitli iddialar ortaya atıldı. Bu iddialardan biri de Özgür Özel’in aday olacağı konusuydu. 
Manisahaberleri.com Genel Yayın Yönetmeni Murat Yalçın’ın “Aday mısınız?” sorusuna cevap veren Özel, “Aday değilim. İsimleri değil ilkeleri konuşma zamanıdır.  Geçen gün söylediğim her şeyin arkasındayım.” dedi. 
CUMHURİYET’İN İDDİASINA GÖRE ADAY 
Cumhuriyet Gazetesi'nin iddiasına göre Selin Sayek Böke'nin istifasının ardından üst düzey bazı isimlerin de istifa edebileceği konuşuluyor. Konuşulan isimler arasında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve bir genel başkan yardımcısı daha var. Özgür Özel'in istifa edip genel başkan adayı olacağı iddia ediliyor. 
TARTIŞMALARIN KAYNAĞI 16 NİSAN
ABC'nin gazetesinin iddiasına göre, CHP Genel Merkezi'nde referandumun ardından izlenen politikalara dair sert eleştiriler yükselmiş durumda. Eski genel başkan Deniz Baykal ve genel merkeze muhalif kimliğiyle bilinen Yalova Milletvekili Muharrem İnce'den bağımsız hareket eden bir grup üst düzey yönetici parti yönetiminin 16 Nisan'ın ardından etkisiz kaldığını ve AKP'ye karşı daha sert bir muhalefet izlenmesi gerektiğini ifade ediyor.
EŞ BAŞKANLIK MI? 
Son günlerde kamuoyuna yansıyan tartışmaların gerisindeki asıl başlık bu. İddiaya göre bu başlıkta toplanan parti yöneticilerinin genel başkan adayı CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel. Özgür Özel'in istifa edip kurultayda aday olacağı konuşulurken, bugün istifa eden Selin Sayek Böke'nin de Özel'e birlikte hareket ettiği iddia ediliyor. Hatta ikilinin eş başkanlık önerisiyle ortaya çıkacağı kulislerde konuşulan iddialar arasında. 
UĞUR DÜNDAR İDDİASI
Özel ve Böke bu iddiaları doğrulamadı, ancak parti kamuoyunda aylardır bu söylentiler mevcut.. Özgür Özel'i programlarına çıkararak cesaretlendiren ismin ise gazeteci Uğur Dündar olduğu ileri sürülüyor.  
MUHALEFET BAYRAĞI AÇILMASINA NEDEN OLAN BAŞLIKLAR
Baykal ve Muharrem İnce'ye mesafeli duran bu ekibin rahatsız olduğu başlıklar ise şu şekilde; 

1) Referandum kampanyası boyunca ve ardından parti halkın gerisinde kaldı. Rejimi hedef alan değişiklik CHP'nin önderlik yapmadan atlatabileceği bir süreç değil. Bunun için daha cesur bir muhalefet çizgisi izlenmek zorunda. 
2) Parti kurullarında alınan kararların yerine getirilmemesi. 
3) Dokunulmazlıkların kaldırılması. CHP'nin dokunulmazlıkların kaldırılması sürecine destek vermesinin başkanlığa giden yolu açtığı düşünülüyor. 
4) Ekmeleddin İhsanoğlu... Partililerin çoğu Ekmeleddin İhsanoğlu kararının yanlış olduğu görüşünde. Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun son olarak 'Ekmeleddin İhsanoğlu kararı doğruydu' demesi tartışmaları alevlendirdi.
5) Fikri Sağlar'ın disipline sevk edilmesi talebi. Parti içi demokrasi anlayışının zedelendiği düşünülüyor. 
'ZAMANSIZ ÇIKIŞ'
İddiaları sorduğumuz CHP'li üst düzey bir yönetici ise 'bu ekip, dışarıdan yönlendiriliyor' diyerek ilginç bir iddiada bulundu. Partinin iktidar karşısında pasif kaldığını bu yüzden yönetim anlayışının değişmesi gerektiğini söyleyen bu ekibin zamansız bir çıkış yaptığı dile getirilirken, bir medya patronu tarafından yönlendirildikleri de iddialar arasında.
Cumhuriyet Gazetesi haberi gece ssatlerinde kaldırdı. İddiların doğru olup olmadığı ise merak konusu.  
ÖZGÜR ÖZEL NE DEMİŞTİ? 
Özgür Özel geçtiğimiz gün Manisahaberleri.com’da yayınlanan röportajında şu açıklamaları yapmıştı:   
"CHP’DE LİDER TARTIŞMASI TUZAKTIR" 
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, CHP’de başlayan liderlik tartışmalarıyla ilgili kişisel görüşünü açıkladı. “Referandumun ardından bir liderlik tartışması bize fayda getirmez” diyen Özel,  “Benim yanlış gördüğüm nokta şu. Durum değişti yeni sistem yeni rejim geldi buna uygun olarak partimizi de kendimizi de adayımızı da değiştirmeliyiz. Kendimize bir başkan seçip onu da aday yapmalıyız gibi yaklaşımlar tuzağa düşmektir. Bu, rejimin değiştiğini ve yeni durumu kabullenmek anlamına gelir” diye konuştu.   
“HAYIR’IN KIYMETİNİ BİLMEK LAZIM” 
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP’de başlayan liderlik tartışmalarıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Türkiye'de her iki kişiden birinin vermiş olduğu ‘Hayır’ oyunu çok değerli bulduğunu söyleyen Özel, “Partiyi bağlamayan kişisel düşüncem şudur; 'Hayır’ın kıymetini bilmek ve bunu taşıyabilmek lazım. CHP bunu taşıyabilmek için üzerine düşeni yaparsa bu CHP'nin de faydasına olur, Türkiye'nin de... Bugün seçim olsa CHP'nin oyu % 30-32’dir. Yani referandumun böyle bir olumlu yansıması var ancak ilk kez CHP'yle aynı sandıkta buluşmuş bir seçmen kitlesi var. Bir de kararsız olup ‘evet’e dönmüş olanlar var” dedi. 
“LİDERLİK TARTIŞMASI BİZE FAYDA GETİRMEZ”
Referandum sonucunun çok iyi irdelenmesi gerektiğine dikkat çeken Özel, “Burada ben kendi adıma önce CHP'nin sonuçları doğru okuması gerektiğini düşünüyorum. Doğru tahlil edilmesi ve ona göre adımlar atılması gerekiyor. Ve ben bu yüzden birçok kişinin yapmış olduğu açıklamaları tahlilleri tespitleri izliyorum. Kendim de bu konuda çok kafa yoruyorum. Bunu partinin kapalı kurullarında da tartışıyoruz. Doğru bir analiz yapılmadan atılacak hangi adım varsa partiye de ülkeye de zarar vereceği kanaatindeyim. Benim temel yaklaşımım şu; Şu anda seçim geçer geçmez bir liderlik tartışması bize fayda getirmez. Devletin bütün propaganda araçlarının kullanıldığı haksız bir rekabet ortamında her türlü imkansızlıklara rağmen yüzde 49 hayır çıkmışsa, her iki kişiden biri hayır demişse, bu çok değerli bir başarıdır. Bu ‘Hayır’ meselesini parti meselesine dönüştürmemek gerekiyor” dedi.
HERKES ADAY OLABİLİR AMA 
CHP’deki adaylık tartışmalarına değinen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü; “Geçmişte görev yapmış genel başkanın da şu anda aday olan Sayın Muharrem İnce'nin de eleştiri yapmaya hakkı var tabii ki. Yeniden aday olmaya da hakları var. Bunların hepsini son derece saygılıyım. Ama önce doğru bir tespit yapmak lazım yanlış adım atmamak lazım. Benim yanlış gördüğüm nokta şu. ‘Durum değişti, yeni sistem yeni rejim geldi, buna uygun olarak partimizi de kendimizi de adayımızı da değiştirmeliyiz. Kendimize bir başkanı seçip onu da aday yapmalıyız’ gibi yaklaşımlar tuzağa düşmek oluyor. Bu rejimin değiştiğini ve yeni durumu kabullenerek devam edip % 51'i kovalamayı düşünen bir mantık ortaya çıkmış oluyor.”  
“SAYIN BAYKAL’I BİZ MANİSA’YA DAVET ETTİK”  
Deniz Baykal'ın bazı tespitlerine katıldığını vurgulayan Özel, “Referandumda kendisini Manisa'ya davet etmiştik miting için. Manisa'ya da büyük katkısı oldu. Ama benim bu konuda gerek Sayın Baykal’dan gerekse diğer arkadaşlardan ayrıldığım en önemli nokta şu; Sayın Recep Tayyip Erdoğan referandumu seçime çevirdi ve öyle kazanmaya çalıştı. Seçim dili kullanarak ve Sayın Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak kampanya yürüttü. Kazandı mı kaybetti mi o tartışılır. Şaibeli bir yarıştan yüzde 65 beklerken % 51'le çıktılar. Önümüzdeki dönemle ilgili düşüncem ve yol haritası tavsiyem şudur; Biz bu % 49'u bir arada tutacaksak ve bunu artı % 51 yapacaksak, bunun bir tek yolu var; Önümüzdeki seçimi bir referanduma dönüştürmektir. Bu bir referandum çağrısı değil bu zaten teknik olarak mümkün değil. Ama fiilen bu bir referanduma dönüşebilir. Eğri oturup doğru konuşalım. Bu yüzde 49'un içinde siyaseten bir sandıkta asla birleşemeyecek çok sayıda insan var. Demokrasi parlamenter sistem ve rejim bu insanları bir sandıkta birleştirdi. Tek adam rejimine hayır dedi insanlar. Önümüzdeki seçim bir referanduma dönüşmelidir. Tayyip Erdoğan karşısındaki % 49'un birlikte hareket edemeyeceği varsayımından yola çıkarak hareket ediyor. Bazı renkleri söndürmeyi bazı farklılıkları siyaseten yok etmeyi istiyor. Sağı kendi içinde solu CHP'nin içinde eritip Türkiye'deki standart sağ sol dağılımı üzerinden iktidarı sürdürmeyi planlıyor. İki kutuplu bir siyaset anlayışı istiyor. Bu yüzden bizim hedefimiz ilkemiz gelecekte yapılacak olan seçimi bir referanduma dönüştürmek olmalıdır” şeklinde konuştu.
“PARLAMENTER SİSTEME YENİDEN GERİ DÖNÜŞ SAĞLANACAK”
Özel, “Seçimi referanduma nasıl dönüştüreceksiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi; “Bunun yolu şudur; Demokrasi, özgürlük, parlamenter sistem, birlikte yaşam ve tek adam rejimine karşı duruş ortak payda olacak. Yapılacak olan seçimde şunu anlatmak lazım: Eğer Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse o frensiz arabaya binmiş, o kontrolsüz yetkileri eline almış ve tek adam rejimini başlatmış olacak. Ama karşısında bizim adayımızı seçerseniz o aday demokrasinin yeniden inşası için, parlamenter sisteme dönüş için kurulacak restorasyon hükümetinin ortak adayıdır. Seçildiği anda karşı olduğumuz hiçbir yetkiyi kullanmayacaktır. Her partinin seçim vaatleri vardır ama bu ortak adayımızın vaadi tarafsız ve anayasa değişikliği yapılıncaya kadar dürüstlüğünden kimsenin şüphe duymadığı, gücünü bir siyasi partiden değil ‘Hayır’ın bileşenlerinden alan ve bütün sivil toplum kuruluşlarının onay verdiği bir aday. Bizim adayımız seçilirse hızla anayasa değişikliğini gündeme getirip parlamenter sisteme yeniden geri dönüş sağlanacak. Bunu başarırsak bir darbe anayasasından kurtulmuş olacağız, iki tek adam rejiminden kurtulmuş olacağız. Hep birlikte bir genel seçim kazanmış olacağız. Ama o başarıyı bir kişiye, bir partiye değil, bir anlayışa mal etmemiz gerekiyor. Bu vakitten sonra % 49'un yer aldığı bugün 49 olan ama yarın % 65 olacak bu anlayış bütün çözümlerin de merkezi olacak. O zaman birlikte bu rejim değişikliğinin ikinci raundunda 'dur' denilecek ve Tayyip Erdoğan'ı ‘geçtim’ sandığı seçimde sınıfta bırakacak bir oluşum meydana çıkacak.”  
“EĞER LİDER KAVGASINA GİERERSEK…” 
CHP’nin liderlik kavgasına girmesi durumunda tarihi bir fırsatı kaçırmış olacağını ifade eden Özel, “Bugün CHP kendi içinde ‘lider mi değiştirelim’ kavgasına girerse, öyle bir görüntü verirse, maalesef şu sonuç ortaya çıkar. Hayır daha ilk günden kendini parçalamış olur. Mesele liderlik tartışmalarının dışında bir meseledir. Kurultay süreci zaten devam ediyor, adaylar saygındır. Hiçbirine bir şey söylemiyorum ama benim aklımdaki, benim gözümün önündeki büyük resme göre diğer küçük resmin analizine girmek tarihi bir hata olur. Tarihi bir fırsatı kaçırmış oluruz” dedi. 
ORTAK LİDER KİM OLACAK? 
“Lider ile CHP'den çıkacak diye bir şartımız yok” diyerek sözlerini sürdüren Özgür Özel, “Seçim 2019'da olur veya daha erken olur. Tayyip Erdoğan'ın karşısındaki aday bir uzlaşı adayı olacak. Herkesin üzerinde uzlaşabileceği siyasi figür yanı değil, güven telkin eden ve hukuka inanan yanı olan birisi olmalı. Bu kişinin CHP'li olması hiç önemli değil. Böyle bir kişi etrafında buluşulur olması. Bu kişinin kamuoyunda kabul görmüş olması önemli. Anayasa değişikliği yapılıp parlamenter sisteme dönüldüğünde en çok milletvekili olan partinin genel başkanına hükümeti kurma görevini verecek. O noktada elbette ülkeyi yönetebilecek dirayette güçte yetkinlikte kişinin partinin başında olması gerekiyor. O başka bir mevzu. Benim anlattığım bir başkan adayı değil restorasyon hükümetinin, geçiş döneminin, demokrasiyi geri kazanma döneminin uzlaşı şahsiyetinden bahsediyorum ben” diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: TE Bilişim