Yapılan basın açıklamasında “ İçerisinde Memur-Sen'inde bulunduğu Kula Sivil Dayanışma Platformu olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa halk tarafından yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci ile ilgili görüşlerimizi ifade etmek üzere huzurlarınızdayız. Cumhurbaşkanı adaylarının hem Türkiye’yi tanımak hem de Türkiye’de tanınmak yönünde aynı durumda olmadıklarının bilincinde olarak; Ülkesini yakinen tanıyan, milletiyle ortak değerleri paylaşan, milletle aynı acıları, sevinçleri, kederleri gelenek ve göreneklerini birlikte yaşayan, medeniyetin değerlerini toplumun her kesimine yayan, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal dengelerini bilip, yönetebilen bir cumhurbaşkanı istiyoruz.
Bugün Çözüm süreciyle birlikte terör ve terör mağduriyeti sona erdiği için, dizi dizi şehit tabutları gelmediği için, anaların göz yaşları sel olup akmadığı için, Nitelikli kara ve demir yollarımız, havaalanlarımız, denizaltı ulaşımımız, hastanelerimiz, üniversitelerimiz, köprülerimiz, barajlarımız her geçen gün çoğaldığı ve hayat kalitemiz sürekli arttığı için, milletimiz daha emin ve daha huzurludur.
Artık bu gün dayatmacı kesintisiz eğitim yerine 4+4+4 lük eğitim sistemiyle çocuklarımız daha esnek tercihlerde bulunabilmektedir. İmam-Hatip okullarının orta kısımları yeniden açılmıştır. Katsayı uygulamasına sona verilmiştir. Kız öğrencilerimiz ve kadın kamu görevlisi kardeşlerimiz başörtüsüyle eğitim görebilmekte, kamu hizmeti sunabilmektedir. Artık Kamu görevlileri toplu sözleşme hakkına sahiptir. Türkiye'miz Hak ve özgürlüklerin esas, yasakların istisna sayıldığı, Filistin’in, Suriye'nin Arakan’ın, Somali’nin yardımına koştuğu, bölgesel ve küresel ölçekli konularda sözü dinlenen, tepkisi merak edilen bir ülke hüviyetine doğru hızla ilerlediği herkes tarafından bilinmektedir. Bütün bunlar, son on yıllık dönemdeki siyasi ve ekonomik istikrarın, demokratikleşme ve özgürleşme kararlılığının göstergesidir.
12 Eylül 2010 referandumuyla, devlet, milletin devletine dönüşmüş ve devletin milleti algısı sona ermiştir. Türkiye, uzun soluklu ve tarihe kayıt düşen gelecek vizyon belgelerini açıklamıştır. Bölgesel ve küresel aktör Türkiye yolculuğu da kararlı bir şeklide devam etmektedir.
Biz bu gerçekler ışığında, 12. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Milli İrade Platformu olarak; Türkiye’nin bu dönüşüm hikâyesine, reformist sürecine, özgürleşme ve demokratikleşme iradesine, vesayetin deşifresine ve tasfiyesine öncülük eden siyasi hareketin liderliğini yapan, dünya mazlumlarının sesi ve nefesi olan, Türkiye fotoğrafını ortaya çıkaran, zulme ve zalime karşı diplomasinin sahte nezaketine sığınmadan tepki verebilen, katil devlet İsrail devletine "one minute" diyebilen, Çözüm Sürecini sahiplenenRecep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz" dedi.

Editör: TE Bilişim