Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürü Yaşar Coşkun, Manisa’nın Selendi ilçesinde suların kirli olduğuna dair iddialara cevap vererek kendisine gösterilen kirli suyun bir evin sadece tek musluğundan aktığını ve evdeki tesisatın eskimiş olabileceğini söyledi.

MASKİ Genel Müdürü Yaşar Coşkun ve Genel Müdür Yardımcısı Burak Aslay, Manisa Büyükşehir Belediyesi Web TV’de geçtiğimiz günlerde Manisa’nın sularının mikroplu olduğuna dair yapılan iddialarıyla ilgili analiz raporlarıyla değerlendirmeler yaptı. MASKİ Genel Müdürü Yaşar Coşkun, Selendi ilçesinin Tepeynihan mahallesinden kendisine gönderilen kirli su görüntüsünün ardından yerleşim yerinde incelemeler gerçekleştirerek olayı açıklığa kavuşturduklarını söyledi. Mahalle sakinlerinden aldıkları şikayet üzerine derhal personeli vatandaşın evine gönderdiklerini belirten Genel Müdür Coşkun, “Selendi Tepeynihan mahallesinden gelen görüntü hususunda ev sahibi kişiyle bizzat kendim görüşmüştüm. Gördüğümüz kirli suyun ilk etapta tüm evdeki çeşmelerden olduğunu düşünmüştük. Lakin vatandaşımız bana sadece bir tanesinden kirli suyun aktığını itiraf etti. Temiz su akan muslukların görüntüsünü ise bizim arkadaşlarımız almışlar. Dolayısıyla ev sınırlarındaki bir yerden o musluktaki suya toprak karışmış olduğunun tespitini yaptık. Vatandaşlarımızın evlerinde bulunan eskiyen yapılardan kaynaklı sorunlar yaşanabiliyor. Bizim işimiz siyasilere cevap vermek değil, biz olayın gerçek boyutuyla ilgili bilgileri vermek için buradayız. Vatandaşımızın yaşamış olduğu her sıkıntısında destek olmak için varız. Genel Müdürlüğümüze gelerek bize her türlü sıkıntıları için başvurabilirler” dedi.

“Bizim sorumluluğumuzda olmayan alanlar da var”

Genel Müdür Yardımcısı Burak Aslay da, Coşkun’un verdiği örnek üzerine MASKİ’nin sorumluluğunda olmayan alanları ilgili yönetmelik üzerinden açıklayarak, yönetmelikte iç şebeke ve dış şebeke diye tanımlanan iki husus olduğuna yönelik, “Cami, okul bahçesi ve evlerin kapısına kadar getirdiğimiz şebekenin içeri girdiği andan itibaren bakım ve sorumluluk alanı bizim değildir” dedi. Aslay, içme sularının temiz olduğuna vurgu yaparak sularda herhangi bir şekilde mikrop olmuş olsaydı geçmişte başka illerde yaşanan binlerce insanı etkileyen sağlık sorunlarını da beraberinde getireceğinin altını çizdi. Aslay, “Sondajlarımızı ilk açtığımız zaman elde ettiğimiz sudan 266 parametre şeklinde bir analiz yaptırıyoruz. Burada içilmeye uygun su yoksa eğer, bu suyu şebekemize hiç dahil etmiyoruz. Eğer arıtılabilir düzeyde ağır metal var ise içme suyu arıtma tesisi kuruyoruz. Bununla birlikte kanunların verdiği yetkiyle Manisa Halk Sağlığı ve İzmir Halk Sağlığı tarafından içme sularımız ölçümlere ve testlere tabi tutulmaktadır. Ayrıca kendi ekiplerimizle de analizler gerçekleştiriyoruz. Klor seviyesinin yasal sınırlar içinde olup olmadığıyla ilgili klor ölçümlerimiz yapılıyor. Peki bu klor ölçümleri neden yapılıyor? Klor seviyesinin belirli seviyede tutulabilmesi için. Klor seviyesindeki düşüklükte suyun mikroplu olduğu anlamına gelmiyor tabi. Mikrop üremesine açık ortamlar oluşabileceğini belirtiyor. Zaten Manisa’daki tüm depolarımızda klor makinesi bulunmaktadır. Sadece 185 tanesinde mekanik yani manuel klorlama cihazı var. Onları da bir ay içerisinde tam otomatik cihazlar ile değiştireceğiz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: iha