Marmara Gölü, Ulusal Sulak Alan Komisyonunca 2008 yılında koruma altını alındı. 2017 yılında Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak tescil edildi. Vatandaşların suluma kanallarından, kuyulardan tarımsal amaçlı kaçak su kullanımı, tarımsal amaçlı arazi işgalleri, meraların yönetilememesi, denetim eksiklği, kaçak avcılık, sazlık söğütlük kesimi, çevre kirliliği. Bilinçsiz zirai ilaç ve gübre kullanımı, altyapıya yeterli kaynak aktarılmaması, yöre halkının koruma alanı hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması gibi nedenlerle su seviyesi giderek azalmaya başladı ve tarımsal kirlilik arttı. Bu durum suyun kirlenmesine, biyolojik çeşitlilik tahribatının artmasına neden oldu. Marmara Gölü Sulak Alanının korunması için 3 günlük Sulak Alanı Yönetim Planı (2019-2023) Çalıştayı başladı. Holiday İnn Hotel’de düzenlenen çalıştaya tüm paydaşlar katıldı.

Gölmarmara Kaymakamı Hüseyin Karameşe, burada bütün tarafların bir arada olmasının önemli olduğunu kaydederek, herkesin söylemek istediği ne varsa söylemesini istedi. Marmara Gölü için 2019-2023 yılları arası 5 yıllık eylem planının hazırlandığını kaydeden Karameşe, bu alanın yaşatılması için tarafların iyice düşünmesi gerektiğini belirtti. Karameşe, “Bu sulak alan yaşamazsa bu eylem planın hiçbir faydası olmayacak. Gördüğüm kadarıyla da göl can çekişiyor. 300 milyon metreküp kapasiteli gölümüz şuan 30 milyon metreküpe düştü. Yıllık 30 milyon metreküp girişi var yıllık çıkışı 120 milyon metreküp. Bu sene eğer gölü beslemezsek veya iyi bir plan yapmazsak seneye göl diye bir şey yok. Temel birinci gayemiz bu gölün yaşaması. Bu gölün yaşaması için gerekli önlemlerin alınması. Eğer aynı verilerle devam ederse göl diye bir şey diye bir şey kalmayacak. Nasıl planlayacaksak planlayalım bu gölü yaşatmalıyız. Gölün çevresinde 70 bin dönümlük sulanabilir bir arazi var. bu suyu nereye nereye gitsin, kim yararlanıyorsa yararlansın önemli değil ama bunun sürekli hale gelmesi lazım. Sürekli hale gelmesi içinde bu gölün yaşaması lazım. Bu girdi çıktı dengesinin korunması lazım. Önemli meselemiz bu. Eğer bu meseleyi halledemiyorsak diğer meseleleri konuşmanın anlamı yok. ” dedi. 

Suyun yarım metreye kadar düştüğünü dikkat çeken Karameşe, suyun bel altına, bele kadar düştüğünü belirterek, oksijen oranın azalmasıyla birlikte balık ölümlerinin yavaş yavaş başladığını söyledi. Balıkların kuma, çamura gömülmeye başladığını ifade eden Karameşe, “Allah’tan sulama bitti. Eğer sulama sezonu 1 ay daha devam etseydi su kalmayacaktı, balık ölümleri artacaktı. Balık yaşam alanı sıfırlanacaktı. Burası aynı zamanda kuşların geçiş noktası. Göçmen kuşlar burada dinleniyor. Buranın hem yerli kuşları var, hem de bitkileri var.  Tarım arazileri buradan sulanıyor. Bu çok tehlikeli. Bu hazfa korunması lazım. Eğer bu havza korunmazsa plan yapmanın anlamı yok. üçüncü problemde bu. Bunun için bütün taraflar görüşlerini burada bildirsinler. Samimi olalım, gerçekçi olalım. Çocuklarımıza bu mirası bırakacağız. Bu güzel gölü yok etmeyelim” diye konuştu. 

Doğa Koruma ve Milli Parklar 4. Bölge Müdürü Kerim Gençoğlu, Marmara Gölü’nün ülkemizdeki 46 ulusal sulak alanlardan biri olduğunu vurguladı. Gençoğlu, “Sulak alanlarımızda tarımsal faaliyetler yapan insanlarımız, balıkçılıkla uğraşan insanlarımız var. Biz bu sulak alanlarımızı bu insanlarla beraber hem yöneteceğiz de koruyacağız, hem de gelecek nesillere aktaracağız. O yüzden bu çalışmaları çok önemsiyoruz. Bu gölü nasıl koruyacağımıza yöre halkımızla birlikte karar vereceğiz. Hem bitki ve hem de canlı tür açısından zengin bir gölümüzdür. ” diye konuştu. 
Doğa Koruma ve Milli Parklar Manisa Şube Müdürü Uğur Bayil, tarım alanları için sulama imkanı, balıkçılık için su kaynağı, yaban hayatı için beslenme, üreme ve konaklama alanı, tüm Manisa için dinlenme sağlayan gölümüzün Ulusal Öneme Haiz Sulak Alanı özelliği kazanmasıyla önemi bir kat daha artmıştır. Bu sebeple gölümüzün korunması ve kullanımını bir plan dahilinde gerçekleştirmek gereği doğmuştur. Bu gereklilik doğrultusunda bakanlığımız ve il müdürlüğümüzce 17 Nisan 2018 tarihinde gerçekleştirilen ihale ile planı çalışmaları başlamıştır” dedi.  Çalıştayın ikinci gününde Marmara Gölü ve çevresinde saha çalışması yapılacak. Üçüncü gün ise sınırların belirlenmesi ve eylem planının oluşturulmasına yönelik ortak kararlar alınacak.

Editör: TE Bilişim