3 Temmuz 2011 tarihinden itibaren devam eden futbolda şike operasyonunda oldukça enteresan gelişmeler yaşanıyor. Önceki gün TFF başkanı Yıldırım Demirören 58. Maddede değişiklik yapıldığını ve 16 takımın PFDK’ya sevk edildiğini açıkladı. Yapılan değişikli

3 Temmuz 2011 tarihinden itibaren devam eden futbolda şike operasyonunda oldukça enteresan gelişmeler yaşanıyor. Önceki gün TFF başkanı Yıldırım Demirören 58. Maddede değişiklik yapıldığını ve 16 takımın PFDK’ya sevk edildiğini açıkladı. Yapılan değişiklikle şikeye küme düşme cezası aynen korunurken teşebbüse puan silme cezası getirildi. Kişilerle kurumlar ayrıldı vs…

Konuyu ayrıntılara boğmamak ve yazının ana mevzusundan uzaklaşmamak için bu kısmı şimdilik uzatmıyorum. Ayrıca bu süreç o kadar “cıvıdı ki” bununla ilgili ciddi bir yazı yazamayacağım maalesef.

Olayın bizi yani Manisaspor’u ilgilendiren kısmına biraz değinmek istiyorum.

Kamuoyunun bu olaylarla ilgili olarak en çok duyduğu şey Kenan Yaralı’nın Aziz Yıldırım’dan 500 bin dolar para aldığıdır. Bu parayı başkanın şahsi işleri için aldığı ise bir diğer bilinen konu. Aziz Yıldırım Fenerbahçe Kulübü kasasından şahsi alacağı 1,5 milyon dolara mahsuben çektiği parayı başkana veriyor. Başkan da bunu taksitlendirip ödüyor. Bu para olayının şikeyle veya teşvikle bir alakası olmadığı belli.

Ancak şike davasının 13. duruşmasında bizi de ilgilendiren bir gelişme oldu. Medyaya yansıyan iddialara göre Kenan Yaralı mahkeme başkanının sorusu üzerine Trabzonspor’un Hikmet Karaman’a teşvik teklifinde bulunduğunu söylüyor. Hikmet Karaman ise bu iddiaları dün jet hızıyla yalanladı.

Öte yandan, tutuksuz sanık Serkan Acar emniyette verdiği ifadede Manisaspor’un Trabzonspor maçına asılmayacağı duyumları aldıkları için Cemil Turan’la beraber maçtan önce Hikmet hocayla görüşmek üzere Manisa’ya gittiklerini belirtmişti.

Kamuoyunda en çok bilinen o meşhur “tarla, işçi, dikim” konuşmaları da bu maçtan sonra yapılmıştı.

Açıkçası kafaları karıştıracak bir sürü soru ve birbiriyle çelişen çok sayıda cevap var. Kanaatim şudur ki: Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki şampiyonluk yarışı öylesine gözleri kör edecek bir hırs mücadelesine dönüşmüş ki iki takım yöneticileri de birbirlerinin attığı her adıma bir anlam yükleyerek karşı hamlelere girişmişler. Bu işlerin yakınından uzağından alakası olmayan Anadolu kulüpleri ise maalesef kendileri dışında gelişen bu çirkin senaryoların “figüranı” olmuşlar.

Kanaatim odur ki, Manisasporumuzun bu işlerle yakından uzaktan bir alakası yoktur. Her tarafı kirlenmiş bu ligin belki de en temiz ekiplerinden biridir. Hatta bu işlerden biraz anlasaydı bu gün Bankasya 1.Ligi’ne düşmüş olmazdı. Ne dersiniz ?

 

Yaşar Fahri CAN