Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Tayyip Erdoğan’ın yeniden kazanması ve millet ittifakının Meclis çoğunluğunu elde edememesi muhalefet açısından ‘değişim’ tartışmalarını beraberinde getirdi. CHP ise bu değişim tartışmalarının en yüksek perdeden yaşandığı parti olmaya devam ediyor.

28 Mayıs’ın ardından ‘değişim’ çıkışının işaret fişeğini atan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, üç defa Kılıçdaroğlu ile görüştü. Partiden gelen resmi açıklamalar her ne kadar bu görüşmelere ‘rutin’ dese de kulisler, görüşmenin temel odağının ‘değişim’ olduğunu bildiriyor.

İzmir’e sis değil, çöl tozu bulutu çöktü! İzmir’e sis değil, çöl tozu bulutu çöktü!

Değişime dair bir açıklama da İzmir’den geldi.

Tunç Soyer imzalı seçim sonuçlarının ve tartışmaların değerlendirildiği ‘yeni siyaset belgesi’nde CHP’nin millet ittifakının ‘selameti’ gereği sol söylemlerden uzaklaştığı bu yüzden de parti politikalarının halka anlatılamadığı eleştirisi yapıldı.

“Şimdi konuşma vakti” diyen Soyer, ‘sosyal demokrat değerlere sahip çıkma’ çağrısı yaptı.

Belgede sivil, demokratik bir anayasa çağrısıyla birlikte Türkiye siyasetine öneriler de yer aldı.

‘CHP’de değişim ve yenilik’ başlıklı bölümdeyse seçimler sonrası partideki eksiklik ve kusurlar nedeniyle değişime ihtiyacın bulunduğu vurgusu yapıldı.

‘Yeni bir örgütlenme anlayışına ihtiyaç var’

Soyer, şunları söyledi: “Dünyanın ve ülkenin yaşadığı değişime ayak uydurabilecek dinamizmi ve esnekliği partiye kazandıracak yeni bir örgütlenme anlayışına ihtiyacımız var.

Elbette, CHP’de gereken köklü değişim hakkındaki düşünce ve görüşlerimizi partinin yetkili kurullarında müzakere edeceğiz ancak şimdilik şu kadarını belirtelim ki, öncelikle yeni bir üye yapılanmasına ihtiyaç var. Bir milyon 350 bin civarında olan üye sayısını en kısa sürede iki-üç katına çıkarmak zorundayız.

İzmir’in 170 bin civarında olan üye sayısını en kısa sürede iki katına çıkartmayı şimdiden taahhüt ediyoruz. Aidiyet duymayan, bunun için elini taşın altına sokmayan seçmen tabanının zorluklar karşısında direnmesini ve harekete geçmesini bekleyemeyiz.”

‘Geniş özeleştiri’ buluşmaları yapılması gerektiği söylenen belgede, parti tüzüğünün de demokratik bir şekilde yenilenmesi çağrısı yapıldı.

Diğer önerilerse şöyle:

  • Ön seçimler de aday yoklaması da doğrudan parti üyeleriyle yapılmalıdır.
  • Her partili halkla ‘sahici’ ilişkiler kurmalıdır.
  • Bölge, ülke ve dünyadaki gelişmelerle ilgili olarak parti üyeleri için düzenli ve sürekli bir bilgilendirme düzeni oluşturulmalıdır.
  • Parti dışı nitelikli insan gücünden partinin istifade kanalları açık tutulmalıdır.
  • Siyaset siyasi elitlerin sahnelediği, toplumun da seyredip alkışladığı veya protesto ettiği bir gösteri değildir, olmamalıdır. Büyük umutlarla sandığa koşan milyonların karar alma mekanizmalarına katılımının önü
    açılmalıdır.
  • Eğer bir parti-devlete karşı mücadele ediyorsanız veya bir parti sandıktan aldığı gücü istismar edip devleti ele geçiriyorsa, toplumun sahici özne olması ihtiyacı her zamankinden de yüksektir. Siyaset toplumu iyileştirme sanatıysa o sanat ancak toplumla birlikte yapıldığında eşsiz bir değere kavuşur ve hedeflerine ulaşır.
  • CHP, toplumun tüm kesimlerine ve 81 ilin tamamına eşit yakınlıkta durmalıdır.
Editör: Ali Gözen