Kıbrıs Gazisi Mesut Çelikbilek unutulmadı: Dualar ve mevlitle yâd edildi Kıbrıs Gazisi Mesut Çelikbilek unutulmadı: Dualar ve mevlitle yâd edildi

İsrail'in zulmü altındaki Gazze'deki savaşa katılmak üzere geçen yıl ekim ayında Manisa'nın Saruhanlı ilçesinden yola çıkan ve Suriye'den geçerken Esed Rejimi tarafından tutuklanarak 14 aydır Şam Adra Hapishanesinde tutulan Engin Arslan (30), AK Parti Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu'nun girişimleriyle memleketine dönerek ailesine kavuştu.

Cezaevinde yaşadıklarını anlattı
Hasret giderdikten sonra Suriye'de yaşadıklarını anlatan Engin Arslan, "Zorluklar ve işkence vardı, yeme içme ve hijyen sıkıntısı vardı. Aileme olan hasret beni zorladı, onlara ulaşamamak haber verememek, yaşadığımı bilip bilmediklerinden korkuyordum. Ağlamasınlar yaşadığımı bilsinler istiyordum. Bir daha olsa yine giderim, hiç düşünmeden, ben Allah için gittim, benim için güzel bir duygu" dedi.



Tutuklanma süreci ve cezaevinde yaşadıklarını anlattı
Türkiye'den Suriye'ye geçtikten sonra nasıl yakalandığını anlatan Arslan, karnı acıktığı için bir ekmek fırınından alışveriş yapmak için üzerinde başka para olmadığı için Türk lirası uzattığında durumundan şüphelenen fırıncının iş yerinde oturmasını söyleyerek kendisini ihbar ettiğini anlattı. Bunun üzerine iş yerine gelen askerlerce yakalanıp sorgulandığını kaydeden Arslan, ajanlıkla suçlanıp cezaevine atıldığını söyledi. Gelen askerlerin durumunu sorup ifadesini aldıktan sonra kendisini Türk tarafına teslim edeceğini düşündüğünü ancak olayların tam tersi bir şekilde gerçekleştiğini anlattı. Tutuklandıktan 4 ay sonra mahkemeye çıkarıldığını ve beraat etmesine rağmen cezaevinde tutulmaya devam ettiğini söyledi. Cezaevi şartlarını da anlatan Arslan, "Yerde battaniyenin üzerinde yatıyorduk. 45 kişilik koğuşta 95 kişi vardı. Üst üste yatanlar vardı, ekmek küçük bir parça, bir gün bulgur, pilav, iki kaşık yemek düşüyor. Akşam yemeği, domates patates, güneş yoktu, gökyüzü görünüyordu ama güneş görünmüyordu. 3 kez işkence gördüm, demir bir sopa ile yere yatırıp dışarı çıkardılar, dışarda falakaya yatırıp, ayaklarına sırtına vuruyorlar. Koluna kafasına neresine denk gelirse. Kolu kırılan, kafası, burnu kırılan, kafası yarılan var" diye konuştu. Cezaevinde toplam bine yakın erkek, 250’ye yakın da kadın vardı. Muhalifler gelince kadınlar tekbir getiriyordu. Silah sesleri duyduktan sonra, Sonra kapıların kilidini kırıyormuş muhalifler, kapıları kırılınca herkes çıkmaya başladı. Bin kişi birden çıkınca koridorda bir izdiham yaşandı. Türkler buraya gelsin diye bir çağrı duydum, 6-7 kişi buluştuk, sonra bir Kilisli abi vardı, dışarda silah sesleri devam ediyordu. Muhalif birisi bize yardımcı oldu, bizi güvenli bir eve götürdü. Oradaki ağabey sağ olsun bizi misafir etti.