Ligler başlamadan keyfim kaçtı Geçen sene oynanan ligden bir şey anlamadık. Bu seneye daha bir umutla baktık. Hazır olimpiyat ruhu dünyayı sarmışken, sporun barış, dostluk, kardeşlik olduğunu artık anlarız diye umutlandık.  Hadi olimpiyat ruhunu geçtik,

Ligler başlamadan keyfim kaçtı

Geçen sene oynanan ligden bir şey anlamadık. Bu seneye daha bir umutla baktık. Hazır olimpiyat ruhu dünyayı sarmışken, sporun barış, dostluk, kardeşlik olduğunu artık anlarız diye umutlandık.  Hadi olimpiyat ruhunu geçtik, takımlarımızın hazırlık döneminde elin Almanının, Avusturyalısının yaptığı muameleden bir ders çıkarırız diye bekledik. Biliyorsunuz bu sene yurt dışında kamp yapan takımlarımız hazırlık maçı yapmak için kamp programlarını değiştirmek zorunda kaldılar. Elin gavuru ülkesine bırakacağımız dövizi bile bir kenara bıraktı, ‘Ülkeme gelirsen hazırlık maçı oynatmam’ dedi. Bilmiyorum Dünya’da başka hangi ülkenin takımlarına böylesine küçültücü bir muamele yapılmıştır. Ben hatırlamıyorum. Hatırlayan varsa bana da söylesin. Ülke için de 4 büyük takımın kendi aralarında oynadığı maçlarda deplasman takımının seyircisi stadyuma alınmıyordu. Şimdi ise namımız yurt dışına yayıldı, Avrupa’da hazırlık maçı bile oynatmıyorlar.  Peki biz bu noktaya nasıl geldik? Neden birlikte maç seyretme kültürümüzü yitirdik? Neden futbolu futbol olarak görmüyoruz? Biliyorum bunlar da artık klasik sorular haline geldi. Kimsenin de umurunda değil. Varsa yoksa kendi tutuğu takımın şartlar ne olursa olsun galip gelmesi.  İşin çivisi fena halde çıktı. TRT’de Seksenler dizisini keyifle izliyorum. Çocukluğuma dönüyor, o günleri bazen gülümseyerek hatırlıyor, bazen de hayretler içinde kalıyorum. Bu dizi sayesinde kardeşin kardeşi nasıl vurduğunu ya da vurdurulduğunu şaşkınlıkla izliyorum. Çok şükür o günler geride kaldı diyorum. Ama şimdi başka bela karşımızda. Futbol belası. Bu ülkeyi dış güçler senelerdir bölmeye çalışıyor. Kafalarındaki haritayı hayata geçirmeye çalışıyorlar. Sağ-sol dediler olmadı. Etnik kökenlerden vurmaya çalışıyorlar direniyoruz. Ama sanırım bizi bölecekleri noktayı kısa sürede görecekler. Belki de gördüler. Futbol üzerinden bizi vuracaklar. Ve biz hala bunu uygulayacaklara ve uygulanması için maşa görevini üstlenenlere yardımcı oluyoruz. Geçen seneyi dinlenerek geçiren kulüp başkanın intikam yılı olarak gördüğü ligimiz başlıyor. Tam ortalık yatıştığı dediğimiz ortamda, ortamı geren kulüp başkanın ektiği tohumların meyveleri bu sene başımızı ağrıtacak. Muhtemelen hapiste geçirdiği günlerde hazırladığı senaryoyu hayata geçiren, kendisi dışındaki bir çok kulübü şike yapmakla suçlayan, ama ne yazık ki mahkemece kendisinin şike yaptığına karar verilen bir kişinin saçmalıkları ile bu sezonu geçireceğiz.   Bu zatın ektiği tohumların ilk filizlerinin kurbanı da ben oldum. Hayatta dostluklar kolay kazanılmıyor. 25 sene emek verdiğiniz bir dostluk böylesine şuursuz bir zatın söylemleri ile zedeleniyor. Fenerbahçe’nin Avrupa sınavındaki ilk maçını izlemek için öz kardeşim ve kardeşim dediğim dostlarımla uluparkta buluştuk. Benim için sonuç açıkça sürpriz olmadı. Ben Fenerbahçe’nin bu kenar yönetimi ve oluşturduğu kadrosuyla Romanya’nın sıradan bir takımını yenemeyeceğini tahmin ettim. Ama bu kulübün tepesindeki kişi milyonlarca Fenerbahçe taraftarının gözünü o kadar karartıyor ki, bu gerçeği kimse görmüyor. Ya da görmek istemiyor. Sahaya hatalı kadro mu çıkmış, hatalı transferler mi yapılmış kimsenin umurunda değil. Tek düşünülen maçın hakeminin her düdüğü takımlarının lehine çalması ve bir an önce gollerin gelmesi. Ama o da olmuyor. Sen futbol oynamazsan, rakibin üzerine gitmezsen, maçın hakemi de gördüğünü çalıyor. Aslında ben, kalabalık yerlerde maç seyretmeyi sevmem. Ama şartlar bizi kalabalığa sürükledi. Dostlarımızla şen şakrak halde oturduğumuz sandalyeden maç bitiminde kırgın bir şekilde kalktık. Sonrasında da aynı ortamda maç seyretmeme kararı aldık. 25 yıllık dostlarım ile 90 dakika sonrasında böyle bir karar alıyorsak, artık Almanya’nın, Avusturya’nın bizim takımlarımıza aldığı maç oynatmama kararını insan haklarına aykırı diye yorum yapma şansımızda bulunmuyor. Aslında, bir futbol maçı için birbirimizi kıracak, dostlukları zedeleyecek noktaya gelmişsek, yemişim ben böyle futbolu be arkadaş. Benim için bu seneki futbol keyfi başlamadan bitmiştir. Keyif alacak olanlara iyi bir lig geçirmelerini diler, ayrı takımları tutan dostların yan yana maç seyretmemelerini tavsiye ederim.