Bitti bitecek, ihaleden vazgeçildi, mahkemeye gidildi, iptal edildi… denilerek geçen üç yılın ardından İzmir-Bursa sürat yolundaki temeli atılıp kalan inşaatın, iki yıl içinde AVM (alışveriş merkezi) yapılmak üzere tamamlanacağı duyuruldu. Nihayet Manisam

Bitti bitecek, ihaleden vazgeçildi, mahkemeye gidildi, iptal edildi… denilerek geçen üç yılın ardından İzmir-Bursa sürat yolundaki temeli atılıp kalan inşaatın, iki yıl içinde AVM (alışveriş merkezi) yapılmak üzere tamamlanacağı duyuruldu. Nihayet Manisamız da AVM’sine kavuşma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Gelişen ferdi teşebbüsün ve çok ortaklı, çokuluslu  şirketlerin Türkiye pazarında yoğunlaştığı son on yılda, gelişen kapital pazar ağının tüm nimetlerini artarak görmek mümkün.  Bunun en güzel örneği, Manisa’yı son beş yıldır saran süpermarketler zinciri. Şüphesiz gelişen ülkemizin gıda sektöründe bu denli değişikliklerin olması barizdir. Ama etraflıca düşünecek olursak, her veli nimetin bir de çevremiz içinde hezimeti olabileceği ihtimali akıllardan çıkarılmaması gerekiyor. Her köşe bucak noktada biten süpermarketler  ağının, sardığı bu noktanın sonunda bakkallar bu pazar için istenmeyen eleman ilan ediliyor.

Eskiden her türlü temel ihtiyacın tedarik edildiği  geçmişin ‘kahraman bakkalları’ nostalji olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor. Her mahallede en az bir hatta birden fazla bulunan süpermarketlerin cazip fiyatları, indirimli günleri, kredi kartı ile ödeme kolaylığı, ürün bolluğu gibi avantajları,  her on tüketiciden yedisini bariz oranda süpermarketlerde alışveriş yapmaya yöneltiyor. Birçok kişi, bakkalları, süpermarketlerin kapalı olduğu saatlerde alışveriş yapmak için ya da acil ihtiyaçlarında yakın mesafede olma ihtimalini göz önüne alarak tercih ediyor. Süpermarketlerde olmayan veresiye satın alma kolaylığı ise, yerden biten mantar gibi sayıları artan süpermarketler nedeniyle sürekli kâr kaybı yaşayan bakkal sahiplerinin elinden alınmak üzere. Zira artık bakkal sahipleri kâr kaybını sermayesinden yiyerek karşılamak  zorunda kalıyor. Bu arada, siyasi makamların bile, iş yapamamaktan şikayetçi olan bakkal dükkânı sahiplerine, “Sizde iki üç kişi birleşin,  süpermarket kurun, sektörde rekabet edebilecek hâle gelsin. “ sözleri  ‘buyur buradan yak’ şeklindeki bir telkinden ibaret. Artık, bu alanda işlerin farklı yürütüldüğü gerçeğini göz önüne alarak söyleyebiliriz ki, siyasi çevrelerin küçük esnafa çözüm olmayan yaklaşımlarından daha da  vahim olan, kendi ekonomisinin düşünen pragmatist bireyin, bakkalı yalnızlaştırması, sektör sekülasyonunda  bir terk ediş gerçeğidir.

Aynı sorun,  hayatımıza yeni bir  gönenç ve ivme katacak olan AVM’ler gerçeği içinde geçerlidir. AVM’lerin, Manisa iş hayatında istihdama yol açacağı, daha rahat ve kaliteli bir alışveriş tarzı-kültürü oluşturacağı çok açık.  Hatta orta vadede hafta sonları  İzmir’e kaçan ortanın üstü gelir sahiplerini de Manisa’da kalmaya  iteceği yadırganamaz. Yine de tüm artı unsurlar, ellinin üzerinde markanın yer aldığı, onlarca yiyecek firmasının üst katı işgal ettiği, sinema salonunun en âlâsının yer alacağı ve yüzlerce insanın böyle bir kapalı alana çekilecek olması gerçeğini değiştirmiyor.

Hele ki “Bizim X AVM kartını kullan, Y kredi kartı ile şu taksitlerden yararlan. Böylece Z avantajını/indirimini kazanmış olacaksın.” Şeklinde tüketimi aşırı yoğunlaştırmaya yönelik reklamlar, üstüne yetmezmiş gibi yılbaşında çekilişle araba, bayramda hediye çeki verme vs. gibi kampanyalar uzun vadede tüketici için aksine kârlı, avantajlı olmaktan uzaklaşabiliyor. Gerçekler ile tüketicinin cebindeki maddi imkanlar tam bir tezat oluşturabiliyor.

Asıl büyük sorun, AVM’lerin İngilizcedeki ‘mall’ (kapalı çarşı) kelimesine uygun olarak kompakt, Amerikan tüketim tarzı dizayn edilerek, tüketicinin tek çekim merkezi haline dönüşmesi, çarşı esnafına büyük bir darbe vurması olacaktır. Tüketicini, çarşıda kapı kapı gezmektense tek bir mekanda hem alışverişini  yaptığı hem de yemeğini yiyip, çocuğunu o sırada sinemaya gönderip akşam saat beşte, sinemanın önünde oğlu ile elinde torbalar, ağzında soğuk kahveli içeceğinin pipetiyle buluşan anneler, iki üç yıl içinde birçok çarşı esnafının kepenk kapatmasına neden olacaktır.

AVM’ler hayatımızın şimdi ve gelecekte de vazgeçilmez gerçeği. Ama siz iyisi alışverişinizi yaparken yine de bi’ düşünün.  “Zamanında benim esnafımdı.”  diyerek anılarınızı rahmetle anarken, kepenk kapatanlarda “Zamanımda müşterimdi.” diyerek sizi rahmetle anmasın sakın.

B. KIRDAR