Öncelikle; ağır aksak giden bir demokrasimiz var ve demokratik siyasetin tüm kurallarıyla işlemediğini düşünürsek, listelerde liderlerin ağırlığının, ağırlığı da ne kelime damgasının görülmesi son derece doğal karşılanmalı. Doğru değil ama doğal.Bu bağlam
Öncelikle; ağır aksak giden bir demokrasimiz var ve demokratik siyasetin tüm kurallarıyla işlemediğini düşünürsek, listelerde liderlerin ağırlığının, ağırlığı da ne kelime damgasının görülmesi son derece doğal karşılanmalı. Doğru değil ama doğal.Bu bağlamda AK Parti’nin açıkladığı liste, bir yenilenmeyi işaret etmekle birlikte, köklü bir değişimin olacağını söylemek zor.
Her ne kadar mevcut milletvekillerinden 167 tanesi liste dışı kaldıysa da, partinin ağır toplarının yine mecliste olacağını söyleyebiliriz. Yenilenme keskin bir dönüşümü işaret etmiyor açıkçası. Seçim sonrası Anayasayı değiştirecek bir çoğunluğu hedefleyen iktidar partisinin ve liderinin çok sıkı çalıştığını ve ince eleyip sık dokuduğunu söyleyebiliriz. 2009 belediye başkanlığı seçimleri ile 2010 Anayasa referandumu sonuçları önemli bir ölçüt oluşturmuş başbakan için. Gerek referandum ve belediye seçimlerinde beklentileri karşılayamadıkları için, gerekse kıyı kesimlerinde daha iddialı olmak adına birçok milletvekilinin seçim bölgeleri değiştirilmiş. Manisa’da da bunun yansımasını gördük. Gerçi sitemizi yakından takip edenler, Bülent Arınç’ın Manisa’dan değil Bursa’dan aday gösterilebileceğini bir süre önce gündeme getirdiğimizi hatırlayacaklardır. Bu durumda Hüseyin Tanrıverdi’nin Manisa’da liste başı olması doğal karşılanmalı. Temayül yoklamasında ilk sırada çıkan Ahmet Sofuoğlu ile 2. sırada çıkan Arif Koşar’ın liste dışı kalmasının nedenini merak edenler ise Murat Yalçın’ın “Ak Parti Keşke Temayül Yapmasaydı” yazısına bakabilirler. Murat Yalçın, yerel siyasetin nabzını iyi tutuyor doğrusu. Ak Parti’nin örgüt disiplini ve çalışma stratejilerini dikkate alırsak, ülke çapında Anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu olmasa da hükümeti kuracak sayıyı kuracağı ve hatta üstüne çıkacağı görülüyor. Tabi bizim ülkemizde seçim yaklaştıkça oluşan atmosferi ve dinamikleri de dikkate almak gerekir. CHP’ye gelirsek; “CHP’de Deprem” başlıkları oldukça anlamsız. Kemal KILIÇDAROĞLU, partinin başına ilk geldiği günden beri değişim sinyalleri veriyor. Liste dışı kalan isimler yadırganmamalı. “Önder SAV ekibi tasfiye edilmiş”, “Baykal, pasifize edilmiş”, bunlar temelsiz fikir kırıntıları. Seçimden çıkacak olası bir başarının aslan payı nasıl KILIÇDAROĞLU’na verilecekse, olası bir başarısızlığın faturası da kendisine kesilecektir. Dolayısıyla mevcut sistemde listeye damgasını koyması doğal olduğu kadar gerekliliktir de. Aksi durumda verdiği değişim vaadlerine ve oluşturduğu umut rüzgarına ters düşerdi. Üstelik, 29 ilde ön seçim yaparak tabanın eğilimlerine ne kadar önem verdiğini de göstermiştir. İlimizde yapılan ön seçim sonuçlarına da aynen uymuş, önceden açıklandığı gibi 2. sıra kontenjan olarak ayrılmış ve oraya da Özgür ÖZEL’in adı yazılmıştır. Manisa’da yapılan ön seçim sonuçlarının ve belediye başkanlığı seçimlerinde de aday olan Özgür ÖZEL isminin CHP adına sandığa olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Turgay Koç’un hedef gösterdiği 4 milletvekilliği kazanılırsa, bunu sürpriz saymamak gerekir. Ülke genelinde ise, hem yapılan ön seçim sonuçları, hem de diğer illerdeki genel merkez belirlemelerinin de tabanın beklentilerine uygun olduğu izlenimlerini gözlemliyorum. Tepe noktalarda bazı huzursuzluklar olsa da ilk tepkiler CHP seçmeninin değişimden memnun olduğu yönünde. Bu noktada Kemal KILIÇDAROĞLU’nun karşısına en çok sürülecek şey kuşkusuz, tutukluluk hali devam eden veya tutuksuz yargılanan bazı isimlerin listede neden yer aldığı ile ilgili olacak. Mustafa BALBAY, Sinan AYGÜN, Mehmet HABERAL gibi isimlerin aday gösterilmesi kadar, Tuncay ÖZKAN, İlhan CİHANER gibi isimlerin de neden aday gösterilmediği, hangi kriterlerin dikkate alındığı CHP genel başkanından açıklama bekleyen konular olacak. Bu konularda kamuoyunu ve CHP seçmenini ne kadar tatmin edeceğini ve bunun sandığa nasıl yansıyacağını hep birlikte göreceğiz. Özellikle Adli Tıp Kurumu’nun, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in tedavisinin eksik yapıldığı ile ilgili rapor düzenlediği Başkent Üniversitesi’nin o zamanki rektörü HABERAL’ın, Ecevit’in seçim bölgesi Zonguldak’tan aday gösterilmesinin yankılarını merak ediyorum açıkçası. MHP’nin de genel anlamda beklentileri şaşırtmayan ve tabanın sesine kulak vermekle birlikte liderin ağırlığını taşıyan bir liste hazırladığını görüyoruz. Ülke çapında MHP barajı aşar mı aşmaz mı tartışmalarını da yersiz ve temelsiz buluyorum. Yapılan bütün kamuoyu yoklamaları MHP’nin baraj sorunu olmadığını gösterirken bu yavan tartışmaya kimlerin sarıldığını da anlamakta güçlük çekiyorum. Manisa’da elbette çarpıcı olan durum, merkez sağdan Sümer ORAL’ın liste başı yapılarak Mustafa ENÖZ’ün adının yer bulamamasıdır. Bunun MHP oylarını etkileyeceğini düşünüyorum. Çevremden aldığım izlenim Sümer ORAL ismine de MHP tabanının mesafeli hatta soğuk yaklaştığı yönünde. Manisa’da MHP milletvekili sayısını 3’den 2’ye düşürürse kimse şaşırmasın. Ülke genelinde ise, Ümit ÖZDAĞ’ın, özellikle emekli korgeneral “Balyoz” tutuklusu Engin ALAN’ın aday gösterilmesi; başka illerde de Manisa’da olduğu gibi merkez sağın eski ve yeni başka isimlerinin de listelerde yer alması dikkat çeken ayrıntılar. “Bağlantılı bağımsızlar” diyebileceğimiz BDP’nin desteklediği bağımsızlarda ise fazla bir sürpriz yok. İllerde bazı değişiklikler var ama isimler genelde beklenen isimler. Mecliste grup kuracak kadar milletvekili çıkaracakları görülüyor. Tabi, Şerafettin ELÇİ, Sırrı Süreyya ÖNDER, Ferhat TUNÇ gibi isimlerle vitrini biraz yenilemiş görünüyorlar, bunun da nasıl sonuç vereceğini göreceğiz. Bunlar ilk izlenimlerimiz, önümüzdeki iki ayda bu tespitlerimiz tamamen tersine de dönebilir, aynen de çıkabilir, sonuçta siyasetin konjoktürel dinamiklerden bağımsız düşünülemeyeceğini akıldan çıkarmamak gerekir. Sonuçta, listelere hızlı bir göz attığımızda, genel olarak, lider damgası taşısa da tabanın da sesine kulak verildiğini düşünüyorum. Elbette biz, vekillerimizin asıl meclise girince gözümüz kulağımız olmasını diliyoruz...